Muş’ta yaklaşık 6 ay önce iki aile tarafından başlatılan evlat nöbeti, ailelerin çocuklarına kavuşma umuduyla aralıksız devam ediyor.
ANNELER EVLATLARININ YOLUNU GÖZLEMEYE DEVAM EDİYOR
Muş’ta yaklaşık 6 ay önce iki aile tarafından başlatılan evlat nöbeti, ailelerin çocuklarına kavuşma umuduyla aralıksız devam ediyor.
Çocuklarının PKK terör örgütü tarafından dağa kaçırıldığını iddia eden aileler tarafından başlatın evlat nöbeti devam ediyor. Yaklaşık 6 ay önce çocuklarının kaçırılmasından sorumlu tutukları Halkaların Demokratik Partisi (HDP) Muş İl Başkanlığı önünde başlatılan evlat nöbetine katılan ailelerin çocuklarına kavuşmak için umutlu bekleyişleri devam ediyor.
HDP İl Başkanlığı önünde kurulan çadırda devam eden nöbete katılan aileler çocuklarına kavuşana kadar nöbete devam edeceklerini dile getirdiler.
Koçhan ailesinden anne Ayten Koçhan, yapmış olduğu açıklamada çocuğuna seslenerek şunları söyledi: “Yavrum neredesin dön. Gel o yol yol değil. Askerimizi var, polisimiz var, hükümetimiz var dön gel yavrum, kuzum. Beni duyuyorsan yavrum dön. Yolunuz yol değil. Onlar sizi kandırıyorlar. Gel devletimize sığın, polisimize sığın. Bütün anneler burada. Hepimiz yolunuzu bekliyoruz. Gel baban hasta yavrum. Bursa’da kandırıp götürdüler. Lanet olsun PKK’ya, lanet olsun HDP’ye. Onların yavruları okuyor, yavruları yanlarında. Bizim çocuklar dağlarda. Çalışıyordu akşam işten dönmedi. Daha yeter ciğerimiz yandı, yeter analar ağladı. Devletimiz arkanızda dönün” dedi.
“DEVLET BABAMIZDIR, DEVLET KARDEŞİMİZDİR, DEVLET ATAMIZDIR”
Annelerden Naciye Sönmezyıldız ise şunları söyledi: “Benim oğlum Osman’ı 6 sene önce kandırdılar götürdüler. Ben hakkımı helal etmiyorum. Çocuktu, okul okuyordu. Benim çocuğumu 15 yaşındaydı, bu çocuklardan ne istiyorlar, niye götürüyorlar? Bu çocukların memleketi burasıdır. Bu memleket ona yeterdir. Biz HDP'yi istemiyoruz, çocuklarımızı istiyoruz. Ben HDP’yi sevmiyorum. Oğlum sesimi nerede duyuyorsa gelsin. Devlete teslim olun. Devlet babamızdır, devlet kardeşimizdir, devlet atamızdır. Çocuğum neredeyse, sesimi duyuyorsa gelsin. Devletimizin şefkatli eline teslim olsun. Herhangi bir ceza verilmiyor. Çok şükür Türk Bayrağı var. Bize Türk Bayrağı yeterlidir. Herkes durumdan memnundur. Burada insanlık ve özgürlük var. Ama oğlumu kaçırdıkları yerde insanlık diye bir şey yoktur. Benim oğlum küçük ve cahildi, onu kandırarak götürdüler. Ben çocuğumu istiyorum. Ben çocuğumu onlara bırakmıyorum. Çocuğum gelsin kimse ona karışmıyor, gelsin artık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sesleniyorum; bizim çocukları oradan kurtarıp getirsinler. Oraların çocuklara bir faydası yok. Ben bir anneyim. Nefesim çıkana kadar mücadele edip çocuğumu isteyeceğim. Ben nefesim yetene kadar çocuğum için mücadele etmeye devam edeceğim. Şimdi ne durumdadır. Hiçbir haberim yok. Çocuğum aç mı tok mu nerde yatıyor ne haldedir bilmiyorum. Tek isteğim oğlumun geri gelmesidir. Fidan gibi oğlumu neden PKK’nın elinde bırakayım. Oğlum Türkiye’de dünyaya geldi, Türkiye’de de yaşamasını istiyorum” şeklinde konuştu.
“BİZİM ÇOCUKLARI GETİRSİNLER BURADAN KALKIP GİDELİM”
Anne Gülbahar Teker, ise yapmış olduğu konuşmasında şunları dile getirdi; “Ben Diyarbakır’da iki yıl evlat nöbeti eylemine katıldım. 6 aydan bu yana Muş’ta devam ettiriyorum. HDP bizden ne istiyor? Bizde Kürt’üz onlarda gelsin bizim derdimizi sorsun. HDP niye bizim çocuklarımızı, kızlarımızı dağa gönderdi? Kendi çocuklarının eline kalem veriyorlar, bizim çocukların eline ise silah verip dağa, mağaraya götürüyorlar. Öldürmek için çocukları götürüyorlar. Kürt hakkı böyle değil. Getirsin çocuklarımızı teslim etsin. Allah razı olsun devlet bize bu kapıyı açtı. Bize sahip çıkıldı. Kimse bizi buraya zorla getirmedi. Tek başıma karar verdim ve Diyarbakır’da, Muş’ta eylem yaptım. Şu anda burada 10 aile olduk. Yine de devam edeceğim. HDP’ye, PKK’ya lanet olsun. Ben çocuğumu HDP’den istiyorum. Çocuğumun biri hasta, diğeri de dağdadır. Benim çocuğumu getirsin bana versin. Babası yok, kimsesi yok. Bu HDP bizden ne istiyor? HDP’de vicdan yok, iman yok. Bizim çocukları getirsinler buradan kalkıp gidelim. Bunlar Müslüman değil. Biz de Kürdüz ama bunların yaptığı şerefsizliktir. Ben korkmuyorum, tek başıma da kalsam eylemimi devam ettireceğim. HDP’nin kapatılmasını istiyorum. Bizim çocuklarımızı bize geri getirsin. Çocuklarımızdan hiçbir haberimiz yok. Ben çocuğumu almadan buradan kalkmayacağım. Anneler, babalar olarak burada perişan olduk, ağlıyoruz. Yeter artık, bu anne babalar bu kadar feryat ediyor, bu kadar ağlıyor. Vicdan yok. Eğer Müslüman olsalar getirip çocukları bize verirler. Kürt hakkı böyle değil. Biz de Kürt’üz niye bizi savunmuyorlar” dedi.
“BİZİM TEK BAYRAĞIMIZ VAR”
Özcan ailesinden baba Şemsettin Özcan ise; “26 haftadır HDP önünde evlat nöbeti tutuyoruz. Daha önce Diyarbakır’da eylem yapıyorduk. Şimdi de burada devam ediyoruz. Çocuğumuz gelemeyene kadar burayı terk etmiyoruz. Bunlar bizim çocukları nereye götürdü? Biz çocuklarımızı istiyoruz. Onların çocukları okula gidiyor, bizim çocukları da dağa götürüyorlar. Bunlar ne için dağa götürüyorlar, kimin için götürüyor? Çıksınlar meydana. Ben, HDP'nin önündeyim. Türkiye’de bir bayrak olur, iki bayrak olmaz. 2 yıldır ben çocuğum için mücadele ediyorum. Çocuklarını Avrupa'ya okul okumaya gönderiyorlar, bizim çocukların eline de silah veriyorlar. HDP çocuklarımızı alıp PKK’ya veriyor. Bize diyorlar ki ‘Kürt davasıdır’ diye. Bunların Kürtlerin düşmanıdır. Kürdü kürde düşman ediyor. Bunların kürtlük davası peşinde değil. Bizim tek bayrağımız var. Bana haber gönderiyorlar diyorlar ki ‘siz bizi rahatsız ediyorsunuz.’ ‘Oraya gitmeyin’ diyorlar. O zaman benim çocuğumu bana getirin verin bende buraya gelmeyeyim. Kim bunlara destek verirse Allah belalarını versin. Onun evladını da bizimki gibi alsın. Çocuğumdan haber alamadım. Ben gece gündüz buradayım, burada olmazsam bile Diyarbakır’dayım çocuğumu almadan hiçbir yere gitmiyorum” ifadelerini kullandı.
“DEMİRTAŞ’IN CEZAEVİNDEN ÇIKMASINI İSTEMİYORUM”
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden çıkarılması yönündeki söylentilere tepki gösteren anne Süheyla Yenilmez; “Kızım 2015 yılında Bitlis’te üniversite okurken kandırılarak kaçırıldı. Bazı ailelerin evlat nöbetine katılarak çocuklarını geri aldıklarını gördüm bende kızım Sümeyye için eyleme katılmaya karar verdim. Hastalığım nedeniyle Diyarbakır’daki eyleme katılamadım. Ama buradaki eylemi sürdürerek kızımı istiyorum. Kız çocuğuydu ve hastaydı. 7 yıldır ben gözyaşı döküyorum. Bu aralar HDP Başkanı Selahattin Demirtaş’ın çıkma söylentileri var. Demirtaş’ın cezaevinden çıkmasını istemiyorum. Çıkmasın, orada çürüsün. Diğer anneler gibi bende burada evlat nöbetimi sürdürüyorum. Çocuğum gelmeyene kadar, ben buradayım. Umarım kızım sesimi duyar ve biran önce onların elinden kurtulup gelir. Benim bütün günüm kızımı düşünmekle geçiyor. Bir gözüm kapıda bir gözüm pencerede yaşıyorum. ” dedi.
