Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere Muş’a geldi.
EKMEN: “YANGIN DÖNEMİNDE HİÇBİR SORUMLULUĞU OLMAYAN THK SUÇLANDI”
Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere Muş’a geldi.
Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen ve Eski Muş Milletvekili ve Deva Patisi Genel Sekreteri Medeni Yılmaz önceki gün Muş’a gelerek çeşitli ziyaretlerde bulundu. Muş ve ilçelerinde STK ve esnaf ziyaretleri gerçekleştiren Genel Başkan Yardımcısı Ekmen ve Parti Genel Sekreteri Yılmaz, Muş’ta bir otelde basın toplantısı gerçekleştirdi.
Düzenlenen toplantıda son günlerde ülkemizde yaşanan afetlere değinen Ekmen, özelikle orman yangınlarında hiçbir sorumluluğu olmayan Türk Hava Kurumu’nun (THK) suçlandığını ve uluslararası yardım çağrısının geç yapıldığını dile getirdi.
81 ilde yürüttükleri saha çalışmalarının bir örneğini de Muş’ta gerçekleştirdiklerini söyleyen Ekmen, Muş’ta iki günde Hasköy, Korkut, Bulanık ve Malazgirt ilçelerini, esnaf, Eczacılar Odası, Şeker-İş Sendikası, Meşe Ağaçlandırma Derneği, Memur-Sen’i ve STK ziyaretleri ile ilçe başkanlıklarının açılışlarını gerçekleştirdiklerini söyledi.
“DERE YATAKLARINDA YAPILAŞMA ÇOK BÜYÜK BİR HATADIR”
Ekmen, ülkede son günlerde yaşanan sel afetleri ile ilgili olarak yaptığı açıklamasında özelikle sel olaylarında dere yataklarına yapılan konutlara değinerek Muş’ta da dere yatıklarında yapılaşmaya izin verildiğini hatta kamu kurumlarının da buralarda inşaatları olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “İnsanoğlunun Dünya’yı hor kullanmasının sonucu olarak bir küresel iklim problemiyle karşı karşıyayız. Hiç olmadığı kadar çok yağmur yağıyor, hiç olmadığı kadar çok kuraklık var ve hiç olmadık yerlerde eş zamanlı yangınlar çıkıyor. NASA’nın günlük olarak yayınladığı bir haritaya göre geçen ay aynı gün 3 bin noktada yangın vardı. Bunlar artık kaçınılmaz sonuçlar. Bunları için artık iki şey gerekiyor. Birincisi bizim bu afetlere karşı tedbirli olmamız gerekiyor. Geçen Giresun Derelide, bu haftada Kastamonu Bozkurt’ta bize bir şey olmaz mantığıyla dere yatağına yapılan konutlar, yüzlerce insanı kendisiyle birlikte alıp denize döktü.
Maalesef belirtmek gerekiyor ki; Muş ilimizde de şehir merkezinde dere yataklarında hem yapılaşmaya izin verildi, hem de kamu kurumlarının bazı inşaatlar yaptığını görüyoruz. Bu çok büyük bir hatadır, bu hatadan bir an önce dönülmesi gerekir. Üç, beş yıl sonra bu küresel iklim değişikliğine bağlı olarak olası bir afette ortaya çıkacak mal ve can kaybının hesabını kimse veremez. Belki bugünkü siyasetçiler o gün olmaz ama bu dünya da değilse ahirette bunun hesabı onlardan sorulur. Bu konuda Muş’ta karşımıza çıkan en önemli talep buydu.
Genel olarak ülkede afet yönetiminde bir afetlere hazırlık vardır risk yönetimi, iki kriz yönetimi vardır afetten sonra ne yapılacağına dair. İzmir depremini de eklersek her dört olayda da afetlere hazırlığında yani risk yönetiminin de afet sonrası yani kriz yönetiminin de başarısız olduğunu görüyoruz. İzmir Depreminde AFAD o gece battaniye ve gıda yardımı çağrısı yaptı. Oysa senin depolarının çadır, Battaniye ve gıdalarla dolu olması lazım gerekiyordu.” dedi.
“BÜTÜN AFETLERİN KOORDİNASYONU AFAD’TA AMA AFAD ON AYDIR BAŞKANSIZ”
Orman yangıları hakkında da konuşan Ekmen, bu olayların tamamında ne afetlere hazırlık boyutuyla ne afet sonrası boyutuyla tam anlamıyla değil ortalama bir seviyede dahi hazırlık olmadığını gördüklerini dile getirerek şunları söyledi: “Yangın döneminde hiçbir sorumluluğu olmayan Türk Hava Kurumu (THK) suçlandı. Uluslararası yardım çağrısı geç yapıldı. Yardım çağrısına gelen bir uçağı önceki gün kaybettik. Rahmetle anıyorum Rus ve Türk mürettebatı. Türkiye’nin neden havadan bir yangın söndürme hazırlığı yok. Bunun Orman Genel Müdürlüğünde olması gerekiyor ama Türk Hava Kurumu suçlanıyor. Bütün afetlerin koordinasyonu AFAD’ta ama AFAD on aydır başkansız. AFAD, Süleyman Soylu’ya bağlı ama Soylu ile yaşanan siyasi kriz nedeniyle Tarım ve Orman Bakanlığı ya da Çevre Şehircilik Bakanlığı kameralar önünde oysa bu görev Süleyman Soylu’nun görevidir. Beğenmiyorsanız görevden alırsınız, görevde ise ona bağlı kuruluşları işlevsizleştiremezsiniz. Dolaysıyla bu olayların tamamında ne afetlere hazırlık boyutuyla ne afet sonrası boyutuyla tam anlamıyla değil ortalama bir seviyede dahi hazırlık olmadığını görüyoruz. Birde gerçekler saklanıyor. Olay olduğu andan itibaren ölü sayısının100’ü geçeceği söyledi. Biz bunları kullanmadık ama bugün itibariyle ölü ve kayıp sayısı 150’yi buldu belki daha da var. Bunları tespit etmek Türkiye gibi bir devlette 24 saatte yapılabilecek bir iştir ama kendi beceriksizliklerini örtmek için bir yandan Türk Hava Kurumu gibi ilgisiz bir kurumu suçluyorlar bir yanda da gerçekleri toplumdan gizliyorlar. Örneğin yangın afeti döneminde sabotaj iddiasını ortaya attılar hiçbir Başsavcılık, Emniyet Müdürlüğü ve Valilik sabotajı tespit etmemişken sabotaj var deyip o bölgelere Suriyeli göçmenlerin yada doğu insanların linç vakaları ile karşı karşıya kalmasına sebebiyet verdiler. Oysa sabotaj yoktu, şu ana kadar tespit edilen bir şey yok. Yangın söndürmekteki becerisizliklerini böyle örtemeye çalıştılar.”
YARIN İKTİDAR OLACAKMIŞIZ GİBİ DERSİMİZE ÇALIŞIYORUZ
Ekmen son olarak partilerini çalışmalarına da değinerek şunları söyledi: “Partimiz her geçen gün güçleniyor. 81 ilin 81’inde örgütlüyüz. 973 ilçenin 660’ında örgütlüyüz. Geri kalan için de başvurular içinde tercih aşamasındayız. Teşkilatlarımız sahada, vatandaşın problemlerine ortak oluyor, derdini tasasını topluyor ve parti politikalarına dönüştürüyoruz. Geçtiğimiz ay tarım eylem planını açıkladık. Sanki yarın iktidar olacakmışız gibi dersimize çalışıyoruz. Yarında Türkiye için hazırladığımız afet eylem planını açıklıyoruz. Biz sadece eleştirmiyoruz, bütün eleştirdiğimiz konularda bir cevapta veriyoruz. Yarın iktidar olacakmışız gibi parlamenter sisteme dönüşten tutun 20’ye yakın eylem planı hazırlığıyla dersimize çalışıyoruz. Sahaya da çıktığımızda vatandaşımızın ilgi ve alakasından memnunuz.” Şeklinde konuştu.
