Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Muş İl Temsilciliği, Muş’ta çok sayıda kadına yönelik şiddet ve çözüm yolları ile ilgili olarak eğitimler düzenliyor.
KADEM, KADINLARA YÖNELİK ŞİDDET VE ÇÖZÜM YOLLARI EĞİTİMLERİ VERİYOR
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Muş İl Temsilciliği, Muş’ta çok sayıda kadına yönelik şiddet ve çözüm yolları ile ilgili olarak eğitimler düzenliyor.
‘Güven Toplumunun İnşası, Şiddetin Anatomisi ve Çözüm Yolları’ projesi kapsamında Muş il genelinde KADEM Muş İl Temsilciliği tarafından ilde çeşitli kurslara katılan kadınlara, kız öğrencilere ve KADEM bünyesindeki gönüllü kadınlara yönelik şiddet ve çözüm yolları ile ilgili eğitim programları düzenleniyor.
İlahiyatçı, sosyolog ve avukatlardan oluşan uzman kişiler tarafından verilen eğitimlerde kadınlara şiddetin çeşitli yönleri ile sebep ve sonuçları gibi konularda verilen eğitimlerle şiddete karşı farkındalık oluşturulması amaçlanıyor. Aile Destek Merkezindeki (ADEM) kadın kursiyerleri, KYK Yurtlarında kalan kız üniversite öğrencileri ve Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü bünyesinde açılan çeşitli kurslara katılan kursiyerler bir araya gelen uzman eğitmenler şiddet ve çözüm yolları ile ilgili kadınlara bilgiler veriyorlar.
KADEM İl Temsilcisi Keziban Mergen, İl genelinde verilen eğitimlerle ilgili açıklamalarda bulunarak şunları söyledi: “Kadını, erkeği, genci yaşlısı ile herkesin huzur içinde yaşadığı, her türlü şiddetin son bulduğu güvenli bir toplum inşa edebilmek adına, şiddetin psiko-sosyal, hukuki ve dini yönleriyle değerlendirildiği kapsamlı bir eğitim setini KADEM olarak hazırladık. Bu sebeple ilimiz genelinde kursiyerlerin olduğu kurslarda bu eğitimi vermeye gayret gösteriyoruz. Şiddet binlerce yıldır insanlığın maruz kaldığı çözümü en zor problemlerin başında geliyor. Küresel bir sorun olan şiddet, günümüzde de kendini ifade etmekte sıkıntı yaşayan ve öfke kontrolü sağlayamayan kişilerin gerek bireylere gerekse doğaya ve canlılara karşı yönelttiği en önemli tehdit unsurudur. Şiddeti açığa çıkaran sebepleri, şiddet türlerini ve şiddetin önlenmesine yönelik çözüm önerilerini alanında uzman isimlerle birlikte merkezden başlayarak ilçelerde, beldelerde ve köylerde bu eğitimleri vererek yaygınlaştırmayı istiyoruz.” dedi.
“ŞİDDET, ÇÖZÜMÜ EN ZOR PROBLEMLERİN BAŞINDA GELİYOR”
Mergen açıklamasının devamında ise, eğitimlerde şiddetin önlenmesine yönelik eğitimlerinde verildiğini ifade ederek şunları söyledi: “Hazırladığımız bu proje ile halkımızın şiddetin çeşitli yönlerden sebep ve sonuçlarını bir bütün olarak değerlendirip kavrayabilmelerini amaçlıyoruz. Böylelikle toplumda bir farkındalık oluşturmaya çalışacağız. KADEM olarak inandığımız değerler gereğince “herkese ve her türlü şiddete karşı” duruşumuzu bu çalışma vesilesiyle yeniden hatırlatmak isteriz. Binlerce yıldır insanlığın maruz kaldığı şiddetin, çözümü en zor problemlerin başında geliyor. KADEM olarak toplumun her bir ferdini şiddete karşı mücadelede sorumlu görüyor ve bu sorumluluğu üstlenmeye davet ediyoruz. Şuna inanıyoruz ki ancak hep birlikte şiddete karşı durursak ona engel olabiliriz. Eğitim yoluyla kazanılan toplumsal bilinç ve duyarlılık sadece kişilerin kendilerini kontrol etmesini sağlamakla kalmaz, şiddete eğilimli kişiler arasında da otokontrol noktasında baskı unsuru oluşturur. Ayrıca bu eğitimi alan kişiler neyin şiddet neyin şiddet olmadığına dair gerekli bilgileri haiz olacaklar.” Dedi.
Toplumda şiddetin yaygınlaşmasını öncelikle güvensizlik duygusu ile açıklanabileceğini belirten Mergen açıklamasının devamında şunları söyledi: “Bunların yanında yaygın eğitim setimizle, şiddeti önlemeye dair çözüm yollarını da gösteriyoruz. Yakın, orta, uzak vadede toplum olarak bu yöntemleri hayatımızda etkin hale getirerek şiddetin köklenmesini engelleyebiliriz. Toplumda şiddetin yaygınlaşması da öncelikle güvensizlik duygusu ile açıklanabilir. Zira bu duygu zamanla kişinin korku ve belirsizlik duyguları ile beslenir. Şiddetin yaygınlaşmasında etkili olan bir diğer sebep ise değerlerden uzaklaşmaktır. Güven toplumunun sağladığı barış ortamı ile insanlar kültürel değerleri öğrenir, benimser ve davranışlarına yansıtır. Güvensiz bir toplumda ise kişilerin değerlerine sahip çıkması, erdemli davranışlar sergileyebilmesi daha zordur, iyi olanı yapma ve kötü olandan uzak durma eğilimleri zayıf kalabilir. İnsanları şiddete maruz kalmaktan korumak ve şiddet uygulayanların caydırıcı cezalar almalarını ya da rehabilite olmalarını sağlamak, güven toplumunun oluşmasında son derece etkindir. Muhatabı her kim olursa olsun, bir toplumda zorbalık, ayrımcılık ve haksız uygulamalar devam ettiği sürece orada güven ve emniyetin hâkim olduğundan bahsetmek ne yazık ki mümkün değildir. Toplumsal araştırmalar şiddetten daha çok etkilenenlerin kadınlar ve çocuklar olduğunu ortaya koyuyor. Ülkemizde ve dünyada da kadınların sadece kadın oldukları için belli ayrımcılıklara maruz kaldıkları biliniyor. İnsan onuruna yakışmayan söz konusu durumlar zaman zaman kadınların zayıf yaratıldığı yönünde bir zihinsel kodlama ile desteklenebiliyor. Sonuç itibariyle bu durum hiç kimseyi mutlu etmiyor. Çünkü gerçek mutluluk, toplumdaki tüm bireylerin ortak çabası ile yakalanabilen bir duyguyu ifade eder” şeklinde konuştu.
