Muş Alparslan Üniversitesi öğrenci ve akademisyenleri, ABD'de Filistin için dayanışma gösterisi düzenleyen öğrencilere destek verdi.
ÖĞRENCİ VE AKADEMİSYENLERDEN FİLİSTİN İÇİN ABD'DE EYLEM YAPAN ÖĞRENCİLERE DESTEK
Muş Alparslan Üniversitesi öğrenci ve akademisyenleri, ABD'de Filistin için dayanışma gösterisi düzenleyen öğrencilere destek verdi.
Kampüs alanındaki kütüphane önünde toplanan öğrenciler ve akademisyenler, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını kınadı. Grup adına basın açıklamasını okuyan öğrencilerden Ramazan Taşdemir, Filistin meselesinin hiçbir zaman dünya gündemini bu kadar meşgul etmediğini söyledi. Aşama aşama yok edilmeye çalışılan Filistin'in, ilk kez kendisine biçilen kefeni yırtarak İsrail'in yenilmezlik efsanesini yerle bir ettiğini belirten Taşdemir, şöyle konuştu: "Bununla beraber Gazze'de batağa saplanan, bir tane bile esirini kurtaramayan ve şanlı direnişe karşı somut başarı elde edemeyen katil İsrail, insanlık tarihinin şahit olduğu en vahşi katliamını gerçekleştirmiş ve 6 aylık sürede büyük kısmı çocuklar ve kadınlardan oluşan 35 bini aşkın insanın katline, hastanelerin, camilerin ve Birleşmiş Milletler gözetimindeki lokasyonların yıkımına, binlerce insanın ağır yaralanmasına neden olmuştur. Gazze halkı ve Kassam Tugayları da dünyanın görebileceği en şerefli, en sebatkar direnişleriyle açlığa, yokluğa, ağır bombardımanlara karşı duruş sergilemişlerdir. Bu ahlaki duruş, bugün ABD'nin ve diğer Batılı devletlerin desteklerine karşı halkların vicdanında cevap bulmuştur. ABD durmaksızın silah başta olmak üzere, enformasyon, teknoloji ve istihbari alanlarda İsrail'i kollarken, üniversitelerin kampüslerinde Filistin direnişi selamlanmakta ve okuldan atılma, tutuklanma, hapsedilme gibi bedellere rağmen gitgide yayılmaktadır."
Columbia Üniversitesinde başlayan dayanışma gösterilerinin 25'in üzerinde üniversitede polis şiddetine rağmen devam ettiğini dile getiren Taşdemir, "Dünyanın en saygın üniversitelerinden Harvard, Yale, Columbia, Stanford ve diğerlerindeki bu eylemlilikler ABD'yi ve Siyonist İsrail'i korkutmaktadır. Bu uyanan vicdan hareketinin kanlı iktidarlarını sürdüren Batılı efendilerin sonunun başlangıcı olmasını dileriz. Bizler üniversite öğrencileri olarak Gazze'deki mücahit kardeşlerimize dua ve eylemlerimizle destek olmaya gayret ediyoruz. ABD başta olmak üzere Fransa kampüslerinde ayaklanan üniversiteli vicdan sahiplerine Muş Alparslan Üniversitesi öğrencileri olarak selam gönderiyoruz." dedi.
Türkçe ve İngilizce açıklama yapıldı
İngilizce Bölümü öğrencisi Emine Ediş ise, Türkçe ve İngilizce açıklama yaptı. Batıdan doğuya tüm yeryüzü coğrafyasına güçlü bir ses olmak için toplandıklarını ifade eden Emine Ediş, “Bilindiği üzere Siyonist çetenin 7 ayı aşkın süredir Gazze’de işlemediği suç kalmadı. Dünyanın dört bir yanında ise halklar Gazze ile dayanışma için vicdan intifadası başlattı. Bu intifadanın son halkası ise son günlerde gündemde olan ABD üniversitelerinde ve yavaş yavaş Avrupa’ya yayılan Gazze direniş eylemleri. ABD’li öğrenciler 20’yi aşkın üniversitede günlerdir Gazze halkının acısını ve direniş bilincini gündemleştirmek için eylemler ve boykot çalışmaları yürütüyorlar. Öğrencilerin en temel talebi ise üniversitelerinin Siyonist işgal çetesi ile olan akademik ve ticari anlaşmalarını sonlandırması. ABD’de vicdan intifadasına destek vermek için bizler Muş Alparslan Üniversitesi öğrencileri olarak bugün buradayız. 7 Ekim’den bu yana süregelen direniş farklı boyutlarda devam ediyor. Geçtiğimiz hafta New York’ta, Columbia üniversitesinde başlayan Gazze ile dayanışma eylemleri, bugün ABD genelinde 25 üniversitede öğrenciler, üniversite yönetimlerine Siyonist çete ile olan ilişkilerini sonlandırma çağrısını dile getiriyor. Biz de Muş Alparslan Üniversitesi kampüsünden ABD’deki arkadaşlarımıza destek çağrımızı yineliyoruz. Amerika’da öğrenciler bu gösterileri gerçekleştirirken, Siyonizm'in maşası konumundaki üniversite yönetimleri ve Amerikan polisi de elbette boş durmuyorlar. Bugüne dek yüzlerce öğrenci gözaltına alınırken onlarcası da okullarından uzaklaştırma cezası almış durumda. Bedel ödemeyi göze alan ve her türlü engellemelere rağmen eylemlerini sürdüren bu onurlu öğrencileri selamlıyoruz. Bu eylemler sadece Amerika’yı tedirgin etmiyor, Netenyahu da geçtiğimiz gün ABD üniversitelerindeki eylemlerle ilgili açıklama yaparak gösterileri korkunç bulduğunu, bir an önce sonlandırılmasını istediğini belirtti. Katil Netenyahu’yu tutuşturan bu eylemlerin biz de tüm dünyaya ilham olmasını istiyor ve kampüslerin Siyonizm’in değil direnişçilerin, Filistin destekçilerinin rengine boyanması çağrısında bulunuyoruz! Yine Türkiye’deki üniversitelerdeki sessizliğin kırılmasına da vesile olmasını diliyoruz” diye konuştu.
“100 yıldır bölgede neler yaşandığını konuşuyoruz”
Basın açıklamasının ardından konuşan Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alican da, ABD'deki eylemleri takip ettiklerini ifade ederek, "Onların eylemini buradan sevinerek izliyoruz. 100 yıl boyunca bölgede neler yaşandığını hep konuşuyoruz. Fakat hep duygularımız üzerinden konuşuyoruz. Bugün İsrail'in zulmünden, katliamlarından bahsediyoruz. İsrail, 1910’dan sonra kurulan terör örgütlerinin faaliyetlerinden sonra kurulmuştur. Aşağı yukarı 100 yıl boyunca bölgede neler yaşandığını hep konuşuyoruz. Fakat hep duygularımız üzerinden konuşuyoruz. Biz duygularımız üzerinden konuşurken, ağlarken, lanet ederken bugün gerçekten fiili olarak ortada bir Filistin falan kaldığını zannetmeyin. Bakın bugün Gazze bir ucundan bir ucuna 4-5 saatte yürüyeceğiniz bir yer. 4-5 saatte yürüyerek geçiştirilecek bir yerde 100 binlerce insan yaşıyor ve bunlara ilişkin çok büyük bir katliam yaşanıyor ve biz burada sadece ağlamakla yetiniyoruz” diye konuştu.
“Teknolojik olarak gelişmeye devam etmeliyiz”
Bu tür ülkelerle baş edebilmek için teknolojik olarak en az onlar kadar güçlü olunması gerektiğinin altını çizen Rektör Alican şunları kaydetti, “Bugün İsrail'in zulmünden, katliamlarından bahsediyoruz. İsrail dediğiniz, İslam dünyasındaki ortalama şehirlerden bir tanesinin büyüklüğü kadar. İsrail'in nüfusu ortalama bir şehrin nüfusundan daha az. Bir avuç bir devletin bütün İslam dünyasını bu şekilde bize getirmiş olması aslında bizim utanç kaynağımız. Oturup ağlayacak mıyız? Hayır. Şunu söylüyorum. Aklımız duygularımızın önüne geçmesi lazım. Çok açık bir biçimde söylüyorum. Bugün tabii ki İsrail’i lanetleyelim fakat unutmayın tamamen çalışmayla, gayretle, fedakarlıkla inşa ettikleri bir katliam üzerinden söz ediyoruz. Bugün İsrail'in tepesinde demir kubbe var. Bu teknolojidir. Şimdi dolayısıyla bir şeyle mücadele etmek istiyorsanız, bir ölümle, bir saldırıyla, bir kavgayla mücadele etmek istiyorsak bir biçimde onun muadili bir güç inşa etmeniz lazım. Bizim bunu yapmamız lazım. Burada eyleminizi yapın, duanızı da edin ama lütfen buradan gittikten sonra bu sizi çalışmaya motive etsin. Yani Filistin için yapacağımız şey, İslam dünyası için yapacağımız bugün bütün Müslümanların içerisinde adeta çürüyüp yok olduğu bu acziyetten kurtulmak için yapacağımız bir şey var o da çalışmak. Uymayacaksınız arkadaşlar. Bu kütüphane dolu olacak, burada oturacak yer olmaması lazım. Birçok dil öğreneceksiniz, tek bir dil de yetmeyecek buna. Artık her şey çok kolay. Lütfen sizden ricam hassasiyetinizin duygusal düzeyde kalmanıza izin vermeyin. Hassasiyetimizin, duygusal, romantik, nostaljik bir düzeyde kalmasına izin vermeyelim. Eyleme dönüşmüyorsa, kişisel ve duygusal bir tatmin ötesine geçmez. Bugünkü eylem çalışmaz.”
Basın açıklamasına Rektör Mustafa Alican’ın yanısıra Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yaşar Karadağ, Bitlis Eren Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdem Karaca, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
