İnönü Üniversitesinde düzenlenen ''terör'' konulu panele katılan Vali Doç. Dr. İlker Gündüzöz, burada yapmış olduğu konuşmasında terörle mücadelede sadece İçişleri Bakanlığına bağlı unsurların değil herkesin katkı sunması gerektiğ
VALİ GÜNDÜZÖZ, TERÖRLE MÜCADELEDE YEREL YÖNETİMLERE DİKKAT ÇEKTİ
İnönü Üniversitesinde düzenlenen ''terör'' konulu panele katılan Vali Doç. Dr. İlker Gündüzöz, burada yapmış olduğu konuşmasında terörle mücadelede sadece İçişleri Bakanlığına bağlı unsurların değil herkesin katkı sunması gerektiğini söyledi.
Malatya Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Battalgazi Belediyesi ve Yeşilyurt Belediyesinin katkılarıyla İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü tarafından 20. Uluslararası Kamu Yönetimi Forumu ‘Terör’ konulu panel düzenlendi.
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen panele İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eyüp Günay İsbir başkanlık etti. Panele konuşmacı olarak Muş Valisi Doç. Dr. İlker Gündüzöz, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanı Tuğgeneral Murat Bulut, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Nadi Leblebici, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Bulut, Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Parlak panelist olarak katıldı.
“TERÖRLE MÜCADELE NOKTASINDA YEREL YÖNETİMLERİNDE FONKSİYON İFA ETMESİ GEREKTİĞİ BİR ORTAM TASAVVUR EDİLMELİ”
Düzenlenen panelde bir konuşma yapan Vali Doç. Dr. İlker Gündüzöz, terörle mücadelenin çok geniş kapsamlı bir husus olduğunu belirtti. Terörle mücadelede sadece merkezi hükümetin değil aynı zamanda yerel yönetimlerinde olması gerektiğini söyleyen Vali Gündüzöz konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Yerli ve Milli teknolojilerin sayesinde terörle mücadelede önemli sonuçlar elde edildi. Terörle mücadele geniş kapsamlı bir kavram ve sadece İçişleri Bakanlığına ve kolluk kuvvetlerine yada askeri unsurları ilgilendiren bir eylem değil terörle mücadele. Bu aslında teröristle mücadele ve terör guruplarının ve suçun önlenmesi ile ilgili olarak doğru, ancak terörle mücadele sosyal, ekonomik, siyasal pek çok boyutu olan ve çok paydaşlı bir husustur. Sadece İçişleri Bakanlığının, mülki idarenin ve onun emrindeki kolluk kuvvetlerinin faaliyetiyle sınırlandırılamayacak kadarda geniş kapsamlı bir husus. Paydaşlar kimler STK’lar, üniversiteler, kanaat önderleri, din adamları herkes var. Dolayısıyla meseleye böyle baktığınız zaman terörle mücadele noktasında daha geniş kapsamlı düşünmek ve kamu yönetimini de içeren ama kamu yönetiminin dışındaki unsurları da katmak gerekmektedir. Terörle mücadele noktasında sadece merkezi hükümetin değil aynı zamanda yerel yönetimlerinde fonksiyon ifa etmesi gerektiği bir ortamın tasavvur edilmesi gerekli. Bu noktadan da hareketle tabi ki genel yönetimlere de özelikle merkezi hükümetin idari vesayeti ile bir takım görevler düşmekte, kamu politikalarının uyumlaştırılması gerçekten önemli, şimdi merkezi hükümet olarak biz terörle mücadele etme noktasında taşra birimleri olarak, Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı olsun, İçişleri Bakanlığı birimleri olsun, Diyanetin örgütlü yapısı olsun, Milli Eğitim, Sağlık vesaire tüm unsurlarıyla mücadele ederken bu konsepte İl Özel İdaresi, belediye ve köylerinde aynı kamu politikalarına uygun hareket etmesi büyük önem taşımaktadır.” Dedi.
“KAMUOYUNA KAYYIM OLARAK YANSIYAN HUSUS, ASLINDA BELEDİYE BAŞKAN VEKİLİ, KANUNDA KAYYIM DEMİYOR”
Vali Gündüzöz konuşmasının devamında kayyım konusuna değinerek, bu konunun aslında bir vesayet konusunda alınmış tedbir olduğunu belirterek şunları söyledi: “İl Özel İdarelerindeki başkanın vali olmasından kaynaklanan bir devlet ağırlığı ve kuvvetli bir idari vesayetten bahsedebiliriz. Köylerin ise sayıca fazla olması bunları önemli kılmakta. Son dönemde büyükşehirler içerisinde bunların mahalleye dönmesi ile sayıları azaldı ama sonuç itibariyle sayıca en yüksek yerel yönetim birimi. Ancak mali ve teknik kapasitelerinin düşüklüğü nedeniyle köyleri de bir tarafa koyarsak karşımızda terörle mücadelede kamu politikalarını uyumlaştırılması sorununda en belli başlı idare belediyeler olarak ortaya çıkmakta. Terörle mücadele kapsamında da özelikle kamuoyunda gündem oluşturan ve son yasal düzenlemeler çerçevesinde de irdelenen alan bu oldu. Kamuoyuna kayyım olarak yansıyan husus, aslında belediye başkan vekili, kanunda kayyım demiyor, görevlendirilmesi ama tutam bir kavram olarak zaman zaman biz idareciler bu yöneticiyle ilgili bilimsel alanda çalışan akademisyenlerde bu kavramı kullanmakta. Bu da aslında terörle mücadele konusunda son dönemde bir vesayet konusunda alınmış tedbir olarak karşımıza çıkmaktadır.” Dedi.
“AVRUPA YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK ŞARTIYLA DA UYUMLU”
Vali Gündüzöz, belediyelerde teröre karışmış olan belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri ile ilgili olarak, bunların yerine belediye başkan vekili atama mekanizmasının getirildiğini ve bu konunda Avrupa yerel yönetimler özerklik şartıyla da uyumlu olduğunu dile getirerek şunları söyledi: “Biz belediyeleri terörle mücadele konseptinde bu olayın içerisinde çok iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Bunu nasıl yapabiliriz, bunu yapmamız gereken bazı hususlar var. Bir tanesi idari vesayet, idari vesayetin çok iyi tanımlanarak çok uygun ve ortak kamu politikalarını üretmeye yönelik olarak hayata geçirilmesi önem arz etmektedir. Aslında her siyasal sistem ve devlet idari vesayeti kullanmak durumundadır. Bu idari vesayet, yerel yönetimleri kararları üzerine, organları üzerine, harcamaları üzerine, personeli üzerinde olabilmekte fakat organları üzerinde olan vesayet en önemli vesayet olarak karşımıza çıkmaktadır. Son düzenlemelerle terör veya teröre yataklık suçlarından dolayı görevden uzaklaştırılan, haklarında adli takibat yapılan belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri yerine büyükşehirlerde ve il belediyelerinde İçişleri bakanı, diğer belediyelerde de vali tarafından belediye başkan vekili atanması mekanizması getirildi. Bu konu, aslında Avrupa yerel yönetimler özerklik şartıyla da uyumlu. Çünkü genel karar alma organlarının seçimle gelmesi hem Anayasanın hem Avrupa yerel yönetimler özerklik şartının hükmü, ancak belediye başkanın atanması ile ilgili herhangi bir sınırlama yok. Buna benzer çeşitli tedbirler başka ülkelerde de uygulanmakta.”
“TERÖRLE MÜCADELE NOKTASINDA BELLİ BİR POLİTİKA UYUMU SAĞLANMASI İÇİN ÇEŞİTLİ TEŞVİKLERDE ÖNEMLİDİR”
Belediyelerin terörle mücadelede noktasında politika uyumu sağlanması konusunda çeşitli teşviklerin önemli olduğunu ve devletin bu uyumlu politikaları üretmek için teşviklerinin olduğunu buna örnek olarak da Muş’ta yapılan tekstil kenti gösteren Vali Gündüzöz, konuşmasında şunları söyledi: “Vesayet konusu Türkiye’de yerel yönetimlerin özerkliği konusunda bir tenakuz gibi belli çevreler tarafından zaman zaman kullanılmakta, bu doğru değil. Vesayet şu veya bu şekilde hemen her ülkede olan bir husus, hele öz kaynağının bu kadar sınırlı olduğu ve küçük belediyelerinde ağırlıkta olduğu yapılarda idari vesayet önemli. Bunların dışında kamu hizmetlerinin yürütümünde belediyelerinde terörle mücadele noktasında belli bir politika uyumu sağlanması için çeşitli teşviklerde önemlidir. Türkiye’de genç işsizliği diğer işsizlik kademelerine göre önemli, Türkiye’nin genç nüfusu ve çocuk nüfusa gerçekten Avrupa birliğinin 27 ülkesine göre çok daha fazla, Türkiye’de 17 yaşı altı çocuk oranı %28 civarında bunun yanında yine 15-24 yaş arası %15 genç nüfus söz konusu, bu açıdan bakıldığında genç işsizliğini bertaraf edecek tekstil gibi emekyoğun yatırımların teşvik edilmesi ve belediyelerinde bu sürece dahil edilmesi için çeşitli proje desteklerinin yapılması önem arz etmektedir. Bu uyumlu politikaları üretmek için devletin bir takım teşvikleri var. Örneğin Muş’ta bir tekstil kent kuruyoruz ve 10 bin kişiye istihdam sağlayacağız. İl Özel İdaresi, Kalkınma Ajansı, Sanayi Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı destekliyor ama aynı zamanda belediyeye de bir hibe kaynak sağlandı. Belediye de şimdi atölyeler yapıyor.
Dolayısıyla devletimizin özelikle istihdam sağlayacak bu teşvikleri belediyelere transfer etmesinde fayda var. Buda yapılmaya başlandı ve güzel sonuçlar alınıyor. Aynı zamanda bu genç ve çocukların zararlı alışkanlıklardan korunması için sportif ve sosyal aktivite alanlarının yapılmasında büyük fayda var. Muş’tan örnek vereceğim 300 milyon TL’lik Spor Toto ile bir sözleşme imzaladık. Bu hibe sözleşmesi, çeşitli spor eğitim tesisleri ve semt sahaları yapılmakta Özel İdare tarafından. 100 milyon TL’likte Muş belediyemiz bir sözleşme imzaladı. Bunlar basit gibi görünen şeyler olsa da aslında gençlere ve çocuklara doğrudan temas eden çok önemli hususlar. Dolayısıyla terörle mücadele, hem merkezi hükümetin çeşitli politikalar ve kaynak ayırmasıyla, kamu politikalarının uyumlaştırılması noktasında yerel yönetimleri de içine alan ama bunun dışında tüm paydaşları da içine alması gereken çok geniş kapsamlı bir kavramdır.” Dedi.
