Bölgede yüzlerce husumetli ailenin barışmasına öncü olan Şeyh Abdulkadir Erten, "Dinimizde namaz farzdır, hac farzdır, oruç tutmak farzdır, zekat vermek farzdır. Sevgi ve muhabbet ise efrazdır. Yani farzların üzerinde farzdır. All
YÜZLERCE HUSUMETİ BARIŞLA SONLANDIRDI
Bölgede yüzlerce husumetli ailenin barışmasına öncü olan Şeyh Abdulkadir Erten, "Dinimizde namaz farzdır, hac farzdır, oruç tutmak farzdır, zekat vermek farzdır. Sevgi ve muhabbet ise efrazdır. Yani farzların üzerinde farzdır. Allah aşkına herkes birbirini sevsin" dedi.
Muş'un ve bölgenin kanaat önderlerinden Şeyh Abdulkadir Erten, bugüne kadar yüzlerce husumetli aileleri barıştırmayı başardı.
Gazetemize açıklamalarda bulunan Şeyh Abdulkadir Erten, Şeyh Celalettin'in torunu olduğunu ve medreselerde eğitim gördüğünü söyledi. 31 yıllık imam olduğunu ifade eden Abdulkadir Erten, 35 yılı aşkın süredir de kanaat önderliği yaptığını belirtti. Kanaat önderliğine küçük yaşlarda başladığını vurgulayan Erten, "Bu bölgeye dedelerim hizmet etmişler. Dedelerimin tak gayesi kardeşliği daim kılmaktı. Ben de dedelerimden gördüğüm bu öğretiyi sürdürmeye çabalıyorum" dedi.
Kan davaları, kız kaçırma davaları, yaralamalı kavgalar, arazi veya mal anlaşmazlıklarına müdahil olduğunu dile getiren Erten, "Doğu ve Güneydoğudaki insanlar bizim dinliyorlar, sağ olsunlar bizi kırmazlar. Çünkü biz her zaman onların içindeyiz" diye konuştu.
Şahit olduğu ve 18 kişinin yaralandığı bir kavgayı nasıl bitirdiğini anlatan Erten şöyle konuştu, "2 aşiret arasında bir kavga meydana geldi. 18 kişi yaralandı. Ben de kavgaya çok yakın bir yerdeydim. Silahlı kavga olduğu için kimse araya giremiyordu. Ben de hemen bir eve girdim ve Kuran-ı Kerim aramaya başladım. Kuran-ı Kerim'i bulamadım, ben de mevlid-i şerifi elime alıp kavga edenlerin arasına daldım. Kavga edenlere yönelik 'Allah'ın kelamı aranızda olsun, Allah'ın kelamı hürmetine bu kavgayı sonlandırın. Birbirinize silah sıkmaya devam etseniz dahi aranıza giriyorum. Mermi bana isabet eder ve ben ölürsem katlim boynunuzda kalır' diye seslendim. Birden silahlar sustu ve birkaç gün sonra da husumetli aileleri barıştırmayı başardık."
Kavga nedenlerinin çok basit olduğunu vurgulayan Erten, "Bakıyoruz, ot yüzünden, arazi yüzünden veyahut basit bir kelime yüzünden kavga edilmiş. Yahu bizim dinimiz böyle değil ki" şeklinde konuştu.
Aileleri barıştırmaya giderken devletin gücünü de yanlarına aldıklarını dile getiren Erten, "Valilerimiz barış konusunda bize destek oluyorlar. Valilerimiz her zaman barış istediklerini söylüyorlar. Barışı Allah'u Teala istiyor, peygamber efendimiz istiyor, dinimiz istiyor. Kan davasının ne kadar zor olduğunu ancak ve ancak yaşayan bilir. Biz de bu davalar sona ersin, tekrar baş göstermesin diye mücadele ediyoruz. Dinimizde aftan daha güzel ne olabilir ki. Biz hasmımızı affedelim ki, Allah da bizi affetsin" dedi.
Allah rızası için aracı olduklarını belirten Erten şunları kaydetti, "Zenginlik bu işi çözmez. Ben devletin bana verdiği maaşla geçiniyorum. Biz Allah için bu işi yapıyoruz. Hiçbir tarafa iltimas göstermiyoruz. Kimin hakkı neyse onu vermeye çalışıyoruz. Bu işi para için değil, tak gayemiz Allah rızası ve kardeşliğin devamını sağlamaktır. Dinimizde namaz farzdır, hac farzdır, oruç tutmak farzdır, zekat vermek farzdır. Sevgi ve muhabbet ise efrazdır. Yani farzların üzerinde farzdır. Allah aşkına herkes birbirini sevsin."
