Muş Alparslan Üniversitesi, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tamella Aliyeva


Azerbaycan-Aran Karabağ’dan Mektup Var. -Nereye Gidiyor Bu Dünya? -diyen Şair Behram Fermanzade - 1

KONUK YAZAR


Azerbaycan-Aran Karabağ’dan Mektup Var.

-Nereye Gidiyor Bu Dünya? -diyen Şair Behram Fermanzade

 

 

Yüz yıldı, bin yıldı, okunan valdı (plak),

Sırdı, mücizedi, sorğu-sualdı.

Süleyman mülküydü, kimlere kaldı?

Göresin nereye gidiyor, bu dünya?

            Ben onunla bir kasabada doğdum, Araz nehrinin kıyısında bir küçük kasabada. Kasabamız küçük idi, ama çok ünlü idi, onun ünlü olmasının nedeni strateji bölgede yerleşmesi idi.  Kasabamız İran sınırında idi.  İran kapitalist ülke, din ülkesi, biz sosyalist ve bir az da ateist ülke idik. Tabii ki, bizime birlikte Türk dilli halklar Müslüman idi, gizlice dini görevlerini yerine yetirirdiler.  Gece-gündüz kasabamızda tren düdükleri duyulurdu. Trenler sadece Bakı’dan değil, Moskova’dan da gelir, Nahçıvan’a, İrevan”a, Terhan’a gidiyordu. Kasabamızda Rus askerlerinin kışlası vardı. Bütün günü istasyonda sarı benizli, sarı saclı, mavi gözlü Rus askerleri dolaşırdı, onlar bize ikinci dereceli insan gibi bakıyordu. Sanki onların ülkesini biz işkal etmiştik, aslında bizim ülke onları sömürgesi altında idi. Ve böylece hayat devam ediyordu. Biz Behram Beyle bir okulda okumuştuk.  Egitim aldığımız Şahseven kent (köy) okulumuz  Behram Fermanzade”nin dayısı, Sovyet İttifakı Kahramanı  Geray Esedov”un adını taşıyordu. Geray Esedov 2.Dünya Savaşında görünmemiş kahramanık etmişti. Gencecik yaşında göğsünü Almanın tankının lülesine dayamış, komutanını ve yüzlerce askerin hayatını kurtarmıştı. Kendisi ise şehir olmuştu. Behram yukarı sınıfta idi, ben aşağı sınıfta. O hiç zaman demedi ki, bu okul benim dayımın ismini taşıyor. Biz öğrenciler Sovyet İttifakı Kahramanı Geray Esedov”la onur doyardık, onun ismini taşıyan okulda eğitim aldığımız için mutlu idik. Her birimizin içinde onun gibi kahraman olmak arzusu vardı.

         Behram Üstadımın kızları sosyal medyada arkadaşımdır. Behram Üstadımla bu vesile ile tanış olduk. Azerbaycan’ın ünlü öğretmeni Gülçin Hanım bir güne bana: - Hocam, siz benim babamla bir okulda okumuşsunuz.-dedi. Bu yaz birkaç saatlığa uğradım Behram Beye. Hanımı Mehbube de bizim okulda idi. Bir kuş gibi İki okul arkadaşımla eski günlere kanatlandık, gah eski günleri, gah da bugünkü hayatımızı anlattık birbirimize. Sohbet çocuklarımıza geldiğinde Behram Bey duygulandı. Nedenin sordum. Dedi ki, dört evladı varmış, dört kız ve bir oğul. Gözünün nuru yegâne oğlu Ferman bir kaza sonucu hayatını kaybetmiş. İki gül yavrusu var. Behram Bey bana edebi yaratıcılığından, şiirlerinden konuştu. Ve şiir kitabını hediye etti. Ben de şiirleri okudum, inceledim. İncelediğim şiirler şairin Dünya Şahmat (satranç) Tahtasıdır adlanır. Bütün şiirler dünya konusu üzerindedir. Bu yazıda size şiirlerin poetikasından (dil ve üslubundan) konuşacağım. 

        Demin söylediğim gibi, şiirlerin ana konusu dünya hakkındadır. Şair bazen dünyayı övüyor, çoğu zaman dünyayla fikir alış-verişinde olur, bazen dünyayı eleştirir, bazen de dünyadan umutlarını kesiyor, dünyayı başlı başına bırakıyor, koy, ne yapıyor yapsın. Şair şiirlerinin ismini dünyayla bağlı düşünceleri esasında koymuş. Örneğin: Dünya; Göresin, Nereye Gidiyor, Bu Dünya?; İyi ki bu Dünya Dönüyor, Kardeş;  Böyle Gideceksin Nereye dünya?; Lanetlenmiş Bu Dünya; Dünya, Gözlerin Aydın; Bu Dünya Güzeldir, Koruyan Olsa..; Dünya Şatranc Tahtasıdır; Bu Dünyadan Ne Bekleyim  vs. Dediğimiz gibi, bu yazımızda Behram Üstadımızın şiirlerinin dil ve üslubundan söz açacağız. Şiirlerini baştan-başa okuduk, sözleri tek tek konuları açtık, dilcilik, mitoloji, etki, edebiyat teorisi vs. yönden inceledik.

          Behram Üstadımın şiirlerinden belli oluyor ki, şairin esas düşüncesi, esas konusu dünya üzerindedir. Demin dediğimiz gibi, şair dünya ile çok konulu bir sohbete başlamıştır. Şair dünyanın bazen zalim olduğunu, bazen haksız olduğunu, bazen itibarsız, fani, ikiyüzlü olduğunu dile getirmektedir: -

Bilinmiyor tatlıdır, acı sitemdi,

Bir yüzü sevinçli, bir yüzü gamdı.

Gözleri gülende kiprigi nemdı,

Düşüyor tebden-tebe halı dünyanın

 (Fermanzade. Dünya Şahmat Tahtasıdır,

 Bakı, Ecoprint Y.,2019;11)

Göründüğü gibi, şair dünyaya sitem ediyor, ondan hiç memnun kalmadığını söylüyor. Aynı zamanda bu düşünceyi vermek için felsefi ifadeler kullanıyor: -Gözleri gülende kirpiği nemdir. Mecaza bakar mısınız?! Tezat dikkatinizi çekti mi? Gülen insanın kirpiği nem olur mu? Gözler güldüğünde kirpik ağlar mı? Hayır! 

Bin oyunla başımızı katır hey,

Omzumuza gam yükünü çatır hey..

Gah kıvrılıp yılan gibi yatır hey

Ayılanda çalmağı var, dünyanın (12)

Şair kitabına Dünya Şahmat (Şatranc) Tahtasıdır ismini vermiştir. Aynı ismi taşıyan şiirden bir örnek:

Dünya şahmat tahtasıdır

Topu, şahı, veziri.

Tahta savaş meydanı.

Mağlubiyet, zafer,

Her saati her anı,

At file hücum edir,

Sen hayatta işe bak,

Piyada şahı mat edir (23)