Bedrettin KELEŞTEMUR


RAMAZAN VE İNFAK KÜLTÜRÜ

FİKİR BAHÇESİ


RAMAZAN VE İNFAK KÜLTÜRÜ

Bedrettin KELEŞTİMUR

Ramazan ayı ile birlikte, ‘iyiliklerle, güzelliklerle ilgili…’ bütün kavramlar hafızalarımıza taşınır.

Bu kavramların kanaatimce, ‘sosyal dayanışmayı da pekiştiren…’ infak kültürüdür. 

Bakara Suresi 261 ayette şöyle buyrulur;

“Mallarını Allah yolunda sarf edenlerin misali, yedi başak bitiren bir danenin hali gibidir ki, her bir başakta yüz dane vardır. Allah dilediği kimseye (ecrini) verir. Allah vasi (lütfu geniş olan)dır, Âlim (hakkıyla bilen)dir!”

İnfak kültürüyle birlikte, sarf ettiğiniz malın ecrini bütün bereketiyle sizlere geri döndüğünü görüyorsunuz.

Dualarımızda, “Yâ Rabbi! Yer ehline, gök ehline bizleri sevdir, sevindir, muhabbetimizi artır!” diyoruz. Yaşadığımız, şu kâinatta güzel izler bırakmak, ‘hayırla yâd edilmek kadar…’ güzel bir şey var mı? 

Israrla kibirden/ veya büyüklenmekten kaçacağız. Mütevazı/ veya alçakgönüllü olarak bilinmek evladır!

Bakara Suresi 263 ayette de şöyle buyrulur;

“Güzel bir söz veya bir bağışlama arkasından gelen sadakadan daha hayırlıdır. Allah Gani (kullarının sadakasına ihtiyacı olmayan)dır, Halim (cezalandırmakta hiç acele etmeyen)dir!”

İnsan merkezli/ veya insan odaklı olmak, “Yaratılanı sev, yaratandan ötürü!” şiarıyla insana yaklaşmak!

Bakara Suresi 215 ayette şöyle buyrulur;

“(Ey Resulüm!) Sana (Allah yolunda) neyi (kime) sarf edeceklerini soruyorlar. De ki; “Hayır olarak sarf edeceğiniz herşey; ana baba, en yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar için olmalıdır” Hayır olarak ne yaparsanız artık muhakkak ki Allah onu hakkıyla bilendir” (Bakara, 215)

Düşünüyorum da, şu hayatta ders alacağımız o kadar ibret sahneleri var ki? 

Sosyal, Kültürel ve İktisadi hayatı yeniden ihya ve inşa etmek yolunda, ‘azmimiz, gayretimiz, heyecanımız nedir acaba?’ 

En büyük yanlış nedir, ‘insanımızın kendi kabuğuna çekilmedi’ Sosyal ve iktisadi hayatın içerisinde sorumluluklarımızı bileceğiz! 

Bakara Suresi 155 ayette şöyle buyrulur;

“Sizi mutlaka biraz korku ve açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsullerden bir noksanlık ile imtihan edeceğiz (Ey Resulüm!) Sabredenleri (cennetle) müjdele”

Yaşadığımız şu hayatımızda acaba, ‘ne kadar empati / veya duygudaşlık yapabiliyoruz?’ 

Kendimizi bir başkasının yerine koyabiliyoruz? Empati, sosyal ve iktisadi hayatı daha sağlıklı ve vicdanımızdan gelen bir sesle yorumlamak ve de sorgulamak için oldukça önemlidir.

Bakara Suresi 195 ayette de şöyle buyrulur; 

“Allah yolunda sarf edin (kendinizi) ellerinizle tehlikeye atmayın ve iyilik edin! Şüphe yok ki Allah iyilik edenleri sever!” 

“İyilik…” ibadetin rükûları arasında yerini alıyor. İçerisinde yaşadığımız toplum içerisinde, ‘barışı, huzuru, güveni, morali, istikrarı veya bilumum değerlerin oluşmasını…’ yürekten isteriz değil mi?

Kur’an’da, ‘namaz ve zekât birlikte zikredilir’

Bakara Suresi 110. Ayette şöyle buyrulur; “Namazı hakkıyla eda edin ve zekâtı verin! Hayır, olarak kendiniz için önceden ne hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz ki Allah ne yaparsanız hakkıyla görendir. (Bakara, 110)

Düşünüyorum da, ‘erdemli insandan, erdemli şehre’ düşüncesini, bir eylem planı dâhilinde, bir akıl ve bir yürek olarak hayatımızın öznesi haline getirebilsek, şu içerisinde yaşadığımız toplumda neler olmaz ki?

Büyük zaferleri/ veya fetihleri dikkatle inceleyiniz… Hamasetinde ötesinde, ‘insanında mükemmeli arayan bir gayret, bir arzu, bir iştiyak vardır’ Bizler bu çizgiye; “niyet, amel ve istikamet!” diyoruz. 

Akif’in ifadesiyle, “toplu vurdukça yürekler…” neler olmaz ki?

Âl-i İmrân Suresi 17 ayette şöyle buyrulur; “(Onlar) Sabredenler, doğru olanlar, itaat edenler, (mallarını Allah yolunda) sarf edenler ve seherlerde (sabah namazı vaktinden önce) mağfiret dileyenlerdir.”

Bir Hadiste şöyle buyrulur; “Allah her gece dünya semasına gecenin son üçte biri kaldığında rahmetiyle tecelli eder ve şöyle buyurur; ‘bir isteyen yok mu ki onun istediğini vereyi? Bir dua eden yok mu ki ona icabet edeyim? Bir mağfiret dileyen yok mu ki kendisini bağışlayayım?” 

Artık derin uykulardan uyanmamız lazım! 

İlimde, bilimde, sanatta, kültürde, hayatımızın her alanında bir birlerimizi de teşvik ederek, ‘bir ve beraber olarak…’ asra mührümüzü vurmamız gerektiğine inanıyorum!

Bakara Suresi 153 ayette şöyle buyrulur; “Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile (Allah’tan) yardım isteyin! Muhakkak ki Allah, sabredenlerle beraberdir!”

Ne demişler, “Gayret bizlerden, Tevfik Allah’tan…” Elbette ki, gayretimiz olacak…