Bedrettin KELEŞTEMUR


YALNIZ YAŞAMAK

FİKİR BAHÇESİ


YALNIZ YAŞAMAK

Bedrettin KELEŞTİMUR

TÜİK’in açıkladığı veriler, insanda biraz korku, biraz da ürküntü meydana getirdi.

TÜİK’in verilerine göre, “Türkiye’de 5,2 milyon insan ‘YALNIZ’ yaşıyor!”

Türkiye’de, istatistiki ramaklara göre son on yıl içerisinde, tek kişilik hane sayısında;

“yüzde 77,2 oranında artış gözlenmiş…”

2014 yılında, “tek kişilik hane halkı sayısı ‘2 milyon 931 bin 85…”

2024 yılına gelindiğinde, “tek kişilik hane halkı sayısı 5,2 milyon insana ulaşıyor!”

Bu konu üzerinde yazılıp çizildi mi? 

Gerekli sosyal analizler yapıldı mı?

Türkiye’de, 2022 yılında, toplam hane sayısı, 26 milyon 75 bin 365…”

2024 yılında, Türkiye’nin nüfusu; “85 milyon 372 bin 377 kişi…”

Burada, çarpıcı olan tespitler neler?

Türkiye’nin toplam nüfusunun, “yüzde 6’ları yalnız yaşıyor!”

Bu bir uyarıdır… Bu coğrafyada yaşayan her birimize dikkat çeken bir uyarıdır.

Türkiye’de, 2022 yılında toplam hane sayısı, “26 milyon 75 bin 365…” 

Günümüzde bir hane halkına düşen ortalama nüfus/ veya kişi sayısı ne kadar?

Türkiye’de ortalama olarak hane halkına düşen nüfus sayısı, sadece “3 / üç”

Yıllar sonra nereden nerelere doğru geldik! 

Buradan haykırasım geliyor, “Türkiye nüfusu nerelere gidiyor!”

Hafızalarınızı biraz yoklayınız, “yıllarca bu ülkede nüfus planlaması yapıldı!”

2024 yılının genel fotoğrafı bizleri ciddi şekilde korkutuyor…

Nüfusumuz giderek/ veya hızla yaşlanıyor!

1980’lerin, o geniş aileleri artık yok, efendim…

Geleceği kuşatan ideal aileleri de yok artık!

Bizler, 5 kardeştik efendim…

Sevinçleri de, acıları da, sıkıntıları da bizler azimle aştık!

Kalabalık aileler giderek yerini, ‘çekirdek aileye…’ bıraktılar. 

Çekirdek ailelerde, bir veya iki çocuk… 

Cumhurbaşkanının sıklıkla Türkiye’nin gündemine taşıdıkları, 

“üç evlat sahibi olma…” çağrıları! 

Nerede efendim?

Bizler artık, yalnız başlarına hayatlarını idame ettirmeye çalışan, 

“5,2 milyon insanımızı düşünüyoruz!”

Covit-19 belasını hatırlayınız, ‘insanları evlerine hapsetmişti’

Camiler/ Mescitler kapılarını kapatmıştı!

Cuma namazları/ teravih namazları kılınamaz olmuştu!

Bir veya iki yıl camilerde, ‘saf tutamamıştık…’

Evler, ‘Ofise dönüşmüştü…’

Devlet Dairelerinde, ‘dönüşümlü hizmetler veriliyordu’

Şehrin mücavir alanı dışında bulunan bağ, bahçe veya tarlanıza izinle gidiyordunuz!

Bu ülke insanı, son beş yıl içerisinde neler yaşamadı ki?

“on bir ilimizi derinden sarsan yıkıcı afetler/ depremler…”

Şu anda da, günümüzde “farklı bir depremi yaşıyoruz!”

Bu ülkede, 5,2 milyon insanımız yalnız yaşıyor…

Peyami Safa’nın, “Yalnızız...” romanını bir daha okuyalım!

O romanda da, ‘manevi değerlerin ortadan kalkması sonucu yalnızlaşan bireylerin dünyası…’

Aradaki, ‘samimiyetin, dürüstlüğün, dostluğun aradan kalkması…’

“Yalnız Yaşamak…” ne kadar doğru/ veya ne kadar doğal olabilir ki!

Anne ve baba yoklar… Kardeşler Yoklar… En yakınınızda eş ve çocuklar yoklar…

Yalnız bir insanın, ‘hedefi, gayesi, idealleri…’ ne kadar güçlü olabilir?

Hayat, ‘kendi kökleri üzerinde güzeldir…’ 

Her aile için de bizler, ‘içerisinde kıssaların yer aldığı bir roman…’ dedik. 

Bu ülkeye ne oluyor? Neler oluyor?

2019-2023 yılları içerisinde; “2 milyon735 bin 115 çift evleniyorlar…”

Aynı yıllar içerisinde, “823 bin 254 çift boşanıyorlar…”

Her üç evlilikten biri boşanma ile neticeleniyor…

Geliniz, ‘mutluluk ve moral kavramları…’ üzerinde daha fazla kafa yoralım!

Geliniz, ‘sevgi, saygı, şefkat, merhamet…’ kavramları üzerinde titreyelim!

Bizler, şu yaşadığımız hayat içerisinde neleri kaybetmişiz/ veya etmekteyiz…

“Yalnız Yaşamak…” sözü bile sinirlerime dokunuyor, efendim!