MURAT NEHRİ'NDE SİYANÜR TEHLİKESİ
"Asrın felaketi durdurulsun" çağrısı yapan Meşe Derneği Başkanı İhsan Aytemiş, Ağrı Diyadin'de Murat Nehri havzasında kurulmak istenen siyanürlü altın madeni işletmesinin milyonlarca insanın yaşamını, bölgenin ekolojik dengesini ve tarımsal üretimi tehdit ettiğini vurguladı.
Meşe Derneği Genel Başkanı İhsan Aytemiş, Ağrı Diyadin'de Murat Nehri havzasında siyanürle altın madeni çıkarılmasına karşı uyarılarda bulunarak, söz konusu faaliyetin milyonlarca insan ve canlı için geri dönüşü olmayan bir felakete yol açacağını söyledi.
Açıklamasında altın madeninin doğaya, su kaynaklarına ve tarıma vereceği zararlara dikkat çeken Aytemiş, siyanürle yapılacak çalışmalara izin verilmemesi gerektiğini belirtti. Aytemiş, altın çıkarma işlemleri için yapılan liç sahaları ve havuzların Murat Nehri'ne yalnızca 55-70 metre mesafede bulunduğunu ifade ederek, dik yamaçlara kurulan işletmelerde kullanılan siyanür ve diğer kimyasalların yağmur ve kar sularıyla nehre karışmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
"Bu koşullarda hiçbir önlem işe yaramaz, tek çözüm işletmenin derhal durdurulmasıdır" diyen Aytemiş, altın madeninin Uşak'ta olduğu gibi bölgede de yeraltı ve yerüstü sularını tüketeceğini söyledi.
"Bir maden 250 bin kişinin suyunu tüketiyor"
Sayıştay raporlarını örnek veren Aytemiş, Uşak Belediyesi'nin halka yıllık 11 milyon metreküp su fatura ettiğini, Tüprag Altın Madeni'nin ise tek başına yıllık 12 milyon metreküp su kullandığını belirterek, "Bir maden günlük 250 bin kişinin tükettiği suyu tek başına kullanıyor" dedi.
Aytemiş, altın madeni faaliyetleri devam ederse yeraltı sularının tükeneceğini, yer üstü sularının ise siyanür ve binlerce ton kimyasal atıkla kirlenerek milyonlarca insanın ve canlı varlığın hayatını kaybetmesine yol açacağını dile getirdi.
"Zehirli atıkların etkisi 300 yıl sürecek"
Altın madeni çıkarmak için 9 bin 820 ton siyanür ve yüz binlerce ton kimyasal madde kullanılacağını hatırlatan Aytemiş, "Suya, havaya ve toprağa karışacak bu öldürücü maddeler uzmanların verilerine göre en az 300 yıl toprakta etkisini sürdürecektir" ifadelerini kullandı.
Murat Nehri'ne karışacak kimyasal atıkların Fırat Nehri'yle birleşerek Şatt-ül Arab'a kadar ulaşacağını kaydeden Aytemiş, bunun milyonlarca insanın ve canlının ölümüne sebep olacağını, Muş Ovası'ndaki tarım ürünlerinin de ağır biçimde zarar göreceğini söyledi.
"Telafisi yok, tek çare durdurmak"
Açıklamasında, Muş'un içme suyunun Murat Nehri'nden karşılandığını ve devletin uygulayacağı 780 bin dekarlık kapalı sistem sulama projesinin de aynı nehirden besleneceğini hatırlatan Aytemiş, şöyle konuştu: "Altın olmadan yaşam olur, ama su olmadan, toprak olmadan, ekmek olmadan, temiz hava olmadan yaşam olmaz. Tek telafisi bu faaliyetin durdurulmasıdır. Gelin siyasetten bağımsız, geçici çıkarlar uğruna geleceğimizi feda etmeyelim. Bu asrın felaketi olacak bu tehlikeyi hep birlikte durduralım."