Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu açılma kararı alındığından beri Muş’un spor sorunlarını ve sportif başarının arttırılmasına yönelik girişimlerde bulunan Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ömer Kaynar, spordaki başarılara değindi.
Atletizm, boks, güreş ve kayak gibi daha birçok spor branşında Muşlu antrenörlerin milli takım antrenörlüğü yaptığını hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Ömer Kaynar, “Muş, ülkemizde en yüksek genç nüfus oranına sahip iller arasında yer alan ve spordaki başarılarıyla dikkat çeken şirin bir ilimizdir. Öyle ki ilimizde birçok spor branşında Avrupa ve Dünya dereceleri kazanmış sporcular bulunmaktadır. Bununla birlikte atletizm, boks, güreş ve kayak gibi daha birçok spor branşında Muşlu antrenörlerin milli takım antrenörlüğü yaptığını biliyoruz. Tüm bunlara rağmen, ilimizin spordaki başarısı gerçek potansiyelinin altındadır. Bu durumun nedeni spor tesislerinin yetersiz oluşu, başarılı sporcuların ve spor kulüplerin sponsor bulamayışı ve lokomotif rol oynayacak akademik bir perspektiften yoksun oluştur” dedi.
“SPOR TESİSLERİNİN YETERSİZLİĞİ VAR”
Spor tesislerinin yetersizliği ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan Kaynar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet büyüklerimiz başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Spor Bakanımız Akif Çağatay Kılıç ve ekibinin ülkemizde son 14 yıldır yaptıkları spor tesisleri, Cumhuriyet tarihinden bu yana spor tesislerinin sayısı bakımından devrim niteliğindedir. Bu yatırımlardan ilimiz de nasibini almıştır. İlimizde açılışı yakın zaman önce yapılan Kapalı Spor Salonu, açılışı yapılacak olan yüzme havuzu ve yapım aşamasında olan Stadyum ve Sporcu Eğitim Merkezi gibi spor tesislerinin ilimiz sporuna kuşkusuz önemli getirileri olacaktır. Fakat ilimizde kırsal alanlardan kente sürekli göç yaşanmaktadır. Kırsaldan Kente göçlerin yoğun olduğu bölgelerde ve yerleşim birimlerinde neredeyse hiçbir spor tesisi bulunmamaktadır. Özellikle Murat Paşa ve Kale mahallesinde gençlerin spor yapabileceği tesisler yoktur. Bu mahallelerde spor tesislerinin kurulması ve gençlerin spora yönlendirilmesi hayati derecede önemlidir.
Atletizmde, boksta, güreşte ilimizde yetişen birçok milli sporcu ekonomik kaygılar nedeniyle Muş dışında faaliyet gösteren spor kulüplerini temsil etmekte ve bu kulüpler adına Avrupa ve dünya dereceleri kazanmaktadır. Somut örnekler verecek olursak; 2016 yılında Yıldızlar Dünya 3.sü olan Davut Olcan ve Avrupa Karate Şampiyonu Murat Çığırtaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına yarışmaktadırlar. Ayrıca Muş Bedensel Engelliler Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımını Türkiye Tekerlekli Sandalye Basketbol 1. Ligi’nde mücadele etmesine rağmen, güçlü bir sponsor bulunamadığından, milli oyuncuları da dahil başka bir spor kulübüne transfer olmuşlardır. Süper lig iddiaları olmasına rağmen maalesef yeterli destek bulamamışlardır. Bu durum ilimiz sporu açısından son derece üzücüdür.”
“ÇOK DAHA FARKLI BİR SPOR POLİTİKASI UYGULANMALIDIR”
Spor, gençleri terör örgütünden veya uyuşturucu bataklığından kurtarmanın en önemli yolu olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Kaynar, “Özellikle Doğuda terör olaylarının yoğun olarak yaşandığı bölgelerde diğer bölgelerden çok daha farklı bir spor politikası uygulanmalıdır. Spor, bölgemizin stratejik en önemli yatırımıdır. Terör örgütü propagandasının yoğun şekilde yapıldığı, gençlerin arkadaş çevresinin veya akrabalarının dağa çıktığı, fakirlik ve işsizlik sorununun diz boyu olduğu bir bölgede, sporun önemi daha farklı ele alınmalıdır. Gençleri topluma kazandırmanın ve gençlerin meslek edinmelerinin önemli bir yolu da onları spor yapmaya teşvik etmektir. Bu yüzden devlet büyüklerimiz Doğu’da gençlerimizin spor yapmasının önünü açmalı ve spor yapan gençlere her türlü ayrıcalığı tanımalıdır. Öncelikle ilimizde ve ilçelerde spor tesislerinin ve antrenörlerin sayısı arttırılmalı, MEB ile Spor Bakanlığı arasında düzenlenecek ortak protokoller çerçevesinde öğrenciler spora teşvik edilmeli, başarılı sporculara burs verilmeli, başarılı spor kulüplerine devlet eliyle sponsor temin edilmelidir. Türkiye’de sadece 20 yerde merkezi olan ve başarı potansiyeli yüksek olan sporcuların profesyonel antrenörler eşliğinde ve antrenman, beslenme ve diğer imkanların çok iyi olduğu Türkiye Olimpik Hazırlık Merkezi (TOHM) gibi spor merkezleri mutlaka bölgemizde açılmalıdır. Böylece bu yatırımlarla gençlerin hem terör örgütlerine katılmasının önüne geçilir hem de ülkemizin spordaki başarısının artmasına bir yol daha açılmış olur” dedi.
“SPOR, TOPLUMSAL BİR REHABİLİTASYON İŞLEVİ GÖRÜR”
Bölgedeki önemli eksikliklerden biri de birçok okulda spor salonunun bulunmayışı ya da spor salonu olan yerlerde bu salonların depo vb. şekillerde amacı dışında kullanılması olduğunu vurgulayan Kaynar, “Muşta kış mevsiminin uzun sürmesi de göz önüne alındığında gençlerin 6 aydan fazla kapalı ortamda ders işlemesi, derslerin verimliliği açısından sağlıklı olmadığı aşikârdır. Hâlbuki insanın toplum kurallarına uygun olarak yaşayabilmesi, iyi ilişkiler kurabilmesi, sağlıklı ve dürüst davranabilmesi, düşünce gelişiminin yanında bedensel ve ruhsal gelişimine de bağlıdır. Bedensel yönden sağlıklı olan insan “biz” duygusunu geliştirerek takım ruhunu kazanır ve manevi donanımlara sahip, milli değerlere bağlı, küçüklerini koruyan, büyüklerini sayan, vatanını ve milletine sadık, davranışlarını kontrol edebilen, öz güveni gelişmiş bireyler olarak öne çıkar. Dolayısıyla spor, toplumsal bir rehabilitasyon işlevi görür. Bu nedenle toplumda, özellikle gençler arasında sporun gelişmesi ve yaygınlaşması son derece önemlidir.
Son olarak yeni spor tesislerinin olması, başarılı sporcu ve spor kulüplerinin sponsorlarla desteklenmesi, ülkemizi ve ilimizi temsil edecek başarılı sporcuların ve sağlıklı bir neslin yetişmesine vesile olacaktır” şeklinde konuştu.
