Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Sosyoloji Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Adem Palabıyık, ‘FETÖ-PKK İlişkisi (5)’ konusunu ele alarak detaylı analizlerde bulundu. Bir önceki yazısını hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Palabıyık, “İki örgüt, iki düşman, iki şer yada iki kirli yapılanma, nasıl ifade edilirse edilsin PKK ve FETÖ için söylenecek daha çok ifadenin olduğunu vurgulamanın önemli olduğunu düşündüğüm için bugün yine bu iki örgüt arasındaki kirli ilişkiye değineceğim. Ajanslarda bu örgütler hakkında çok sayıda bilgi mevcut, yapmış olduğum araştırmalar neticesinde elde edindiğim bilgilerden biri de, FETÖ’nün PKK’ya devlet görevlilerinin isimlerinin sızdırılmasıdır” dedi.
“FETÖ, POLİS VE MİT’İN PKK MUHBİRLERİNİN LİSTESİNİ ÖRGÜTE VERDİ”
PKK ile FETÖ bağlantılarına değinen Palabıyık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Örneğin bir haber sitesindeki şu bililer, FETÖ’nün ne kadar hain bir yapılanma olduğunu bir kere daha hatırlamıştır: “PKK ile FETÖ, Ocak ve Ekim 2014’te Kuzey Irak’ta gizlice görüşüp Türkiye’ye karşı ittifak kararı aldı. FETÖ, polis ve MİT’in PKK muhbirlerinin listesini örgüte verdi. Örgüt de bu isimleri infaz etti. PKK ve KCK’nın üst düzey yöneticileri Cemal kod adlı Murat Karayılan ile Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin, ocak ve ekim 2014’te 3 kez PDY’nin Kuzey Irak İmamı Talip Büyük ile FETÖ’nün eğitim ve medya sektöründeki yöneticileri Cemal Bulut ve Doğan Ertuğrul’la görüştü. Görüşmelerden ilki 10-12 Ocak 2014 arasında Irak Metina’da, ikinci ve üçüncü görüşmeler ise 28 Ekim 2014 ve 31 Ekim 2014’te Metina’daki Rel Karargâhı’nda gerçekleşti. Görüşmeler FETÖ’nün kontrolündeki Erbil Işık Üniversitesi’nde görevli Gülen örgütü üyelerinin aracılığıyla gerçekleştirildi.
“IRAK’IN ERBİL VE SÜLEYMANİYE’DEKİ GÜLEN OKULLARININ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE ATANMIŞ BİR İSİM”
İhanet anlaşmasının öncesinde yapılan başlangıç temaslarını üniversite rektör yardımcısı Mehmet Özdemir ile genel sekreter Taşan Deniz yaptı. Nihai anlaşma ise Kuzey Irak İmamı Talip Büyük, Yeşilırmak Dershaneleri Genel Müdürü- Güven-Der Yönetim Kurulu eski üyesi Cemal Bulut ve Zaman Gazetesi’nden Doğan Ertuğrul’un PKK yöneticileriyle yaptığı görüşmede yapıldı. Talip Büyük, Cemal Bulut ve Doğan Ertuğrul’un PKK yöneticileriyle görüştükleri tarihlerde Kuzey Irak’ta oldukları, gümrük çıkış kayıtlarıyla da teyit edildi. Bu görüşmelerde PDY (FETÖ) heyetinin bir numaralı yöneticisi Talip Büyük, mayıs 2005’te Irak’ın Erbil ve Süleymaniye’deki Gülen okullarının genel müdürlüğüne atanmış bir isim.
Büyük’ün asıl görevi Kuzey Irak imamlığı. Doğan Ertuğrul ise 1990’lı yıllarda Zaman’ın Sofya muhabirliğini yaptı, mart 2015’ten beri de Zaman gazetesinde yönetici. Devletin istihbarat birimlerinin tespit ettiği PDY-PKK görüşmelerinde FETÖ yöneticileri, Emniyet ve MİT’in, PKK içindeki Yardımcı İstihbarat Elemanları’nın isim listesini terör örgütü yöneticilerine verdi. FETÖ bununla da yetinmedi, muhbirlerin devlete çalıştığına PKK yöneticilerini inandırmak için kanıtlar da sundu. Bu kapsamda haber kaynaklarıyla yapılan görüşmelere dair fotoğraf ve belgeler, telefon görüşmelerinin ses kayıtları, istihbarat jargonunda F-3 ve F-4 raporları olarak bilinen haber raporları PKK’ya teslim edildi. FETÖ böylece ihanetini belgeli şekilde gerçekleştirmiş oldu.”
“PKK VE FETÖ ARASINDA NASIL BİR KİRLİ İLİŞKİ AĞININ OLDUĞUNU KOLAYLIKLA ANLAYABİLİRİZ”
“Sızdırılan bu bilgiler doğrultusunda da, devletin PKK-KCK muhbirleri örgüt tarafından infaz edildi” (http://fetogercekleri.com/feto-ve-teror/feto-pkk-iliskisi/)” diye kaydeden Palabıyık, “Bu bilgilere bakıldığı takdirde, PKK ve FETÖ arasında nasıl bir kirli ilişki ağının olduğunu kolaylıkla anlayabiliriz. Kendi devletine ihanet eden bir yapılanma ve bu yapılanma içinde yer alan bireylerin neye hizmet ettiği bir daha sorgulanmalıdır. Bu yapılanmada yer alanlara verilecek cezaların azlığı, yapılanlara bakıldığında sanırım herkes tarafından yeniden düşünülecektir. Çünkü bu türden bir hainliği cezai anlamda hakikaten karşılığı yoktur, ceza idamdır. Devletin binbir zahmetle yetiştirdiği ve görevlerinin yapan bireylerin, hain bir biçimde ifşa edilip, verdikleri hizmetin karşılığını alamadan hayata gözlerini kapatmaları kadar alçakça bir plan yoktur. Unutulmamalıdır ki, devletine ihanet eden yahut bu eğilimde olan bireylerin, ne bu dünyada ne de Divan’da nasibi yoktur. İnsanların dini duygularıyla çorba yaparak içen canilerin, zehirlenmeleri an meselesidir. Bu tür insanların geçmişleri de kirlidir bu günleri de… inşallah yarın bu tartışmalara devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.