Tarih: 12.03.2014 18:11

BAŞKAN ERDENCİ SALDIRILARI KINADI

Facebook Twitter Linked-in

Yazılı basın açıklamasında bulunan Başkan Erdenci, “Değerli ülke halkı ve basın emekçileri; Bilginiz dahilinde 2011 genel seçimlerinde Kürt’ler mücadele birliği yaptığı, Türkiye Köylü, emekçi ve sistemin ötekileştirdiği bütün kesimler dahil ederek, oluşturduğu “Emek Demokrasi Ve Özgürlük” bloğu ile seçimlere bağımsız adaylar ile katılmış önemli bir başarı ivmesi yakalamıştı. Ardından bunun kalıcı bir güç birliğine dönüşmesi için, somut adımlar atılmış, yapılan görüşmeler sonucunda HDK bir çok siyasi parti inisiyatif ve bağımsız bireylerden oluşan yeni bir mücadele zemini olarak, Türkiye devrimci geleneğin lokomotifi ve ana muhalefeti olma iddiasını güçlü bir şekilde ortaya koymuştu.
Birçok sekiler yapıdan oluşan, bu platformun meclisleşeceğini ve daha sonra kendi bileşenleri ile siyasal hedeflerini gerçekleştirmek üzere güçlü bir muhalefet partisi oluşturacağını kimse mümkün görmüyordu. Çünkü bu toplumun yıllarca kendi ihtirasları, yüksek egoları ve iktidarcı hastalığı buna fırsat vermemişti, çıkar menfaat gözetmeden yan yana durabileceğine inanmak güçtü ya da kimse buna inanmak istemiyordu. Fakat HDP kuruldu ve giderek toplumun sorunlarını doğru tespit edip rasyonel çözüm önerileri geliştiren, ezber bozan bir parti oldu. Kürt’leri, ya da Kürtlerin kendi değerleri ile içinde yer aldığı hiçbir oluşumun gidemeyeceği yerler olduğunu söylemeye ve bizleri de buna inandırmaya çalıştılar. HDP Türkiye’nin bütün renklerini kucaklayan olmaktan öte kendi içinde barındıran bir parti olarak, her yere gideceğini söylediğinde elbette boşa düşmüşlerdi, elbette kendilerini haklı çıkarma eğiliminde olacaklardı. Nitekim öyle oldu spontane olduğunu söyleseler bile bir çok veri aslında AKP, CHP,ve MHP’nin işin içinde olduğunu, koordine ettiğinin kanıtıydı. Irkçı faşist saldırılar, ilk olarak Karadeniz ziyareti ile karşımıza çıktı. Gözü dönmüş caniler bu ülkenin insanlarını linç etmek yakmak isteyecek kadar aşağılık saldırılarda bulundular. Sinop ta başlayıp Urla, Aksaray ve Fethiye ile devam eden HDP ye yönelik Devlet destekli ırkçı saldırıları şiddet ile kınıyor bu çakal sürüleri ile kimsenin bizi, insanlık adına ortaya koymuş olduğumuz mücadeleden geri bırakamayacağını ifade etmek isteriz. Biz siyaseti öyle başkaları gibi rant kapısı gören bir anlayıştan gelmiyoruz. Bir insanlık hareketinin mensuplarıyız, algıları da olguları da değiştirmeyi hedefleyen devrimci bir karaktere sahibiz. Hiç birimiz bu uğurda can verenlerden daha değerli değiliz. Bir gider bin geliriz yinede zalimin zulmüne boyun eğmeyiz. Bunların korkusu aslında şudur; HDP fikriyatı Türkiye’nin her alanına ulaştığında bunların halkı sömürmesi eskisi kadar kolay olmayacak. Bir direniş kültürü gelişecek, Her türlü alçaklığı yapıp milliyetçiliğe sığınamayacak kimse. HDP tabelasını belediye başkanı Kaymakam el ele Kolluk kuvvetleri ile indirip Türk bayrağı asıyor. Sanki Fethiye’yi işgal kuvvetlerinden kurtarıyor bu zavallılar, hatalı embriyolar. Bu ülkeden yaşayan her vatandaşın sembolü ise o bayrak, kimsenin babasının haddine değil gölgesinde ırkçılık yapmak. Bir ülkeyi temsil ediyorsa o bayrak, tanımını ve sembol değerini anayasadan alıyorsa, yine anayasa dan yetki alan ve kendiside bu ülkede siyasal bir değeri olan HDP tüzel kişiliğine yönelik saldırının sembolü yapılamaz. Yapan kişinin yasal bir yetkisi var ise, derhal görevden alınması ve yargılanması hukuk sisteminin gereğidir. Günlerdir Başbakanı olduğu bir ülkede bu saldırılar karşısında polisin kaymakamın belediyenin tavrını sorgulamayan biri elbette bu işin istediği mecrada ilerlemesinden kaynaklı tepkisizdir. Kendisinin ve bakanlarının oğulları milyon dolarları götürdü diye, yapılan soruşturmalara, kendisini eleştiriyorlar diye internet kullanımına ilişkin bir gecede yasal düzenleme yapıyor, ama insanlarının hayatına kast ediliyor hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. Kendine ve yakınına, Baş/bakansın demekten başka bir şey kalıyor mu geriye. Eş genel başkanlarımızın ifade ettiği gibi bu ülke bizim demokratik siyaset hakkımızı koruyamıyor ise AGİT’ e başvurmaktan başka şansımız kalmıyor. Avrupa demokrasisinden hukuk talebimiz gibi güvenlik talebimiz de meşrudur.
BDP Kimlik siyaseti yapıyor diyen Baş/bakan; Kimlik ve Kültür siyaseti Rant ve yolsuzluk siyaseti yapmaktan daha onurludur bunu bilmiyor musun? Bazılarına milyon dolarları birlikte yürütmenin yolunu açarken yoksulluk tan çıkış bulamadığı için, cinnet geçiren, Kendisini ve ailesini yok eden insanlar var ülkende. Vicdanın rahat mı? Hani fıratın kenarında, bir kuzuyu kurt kapsa bunun hesabı bizden sorulur diyen, Hz. Ömer’in adaletini esas alıyordun. Öyle ya da böyle herkes hak ettiği yeri bulacaktır. Toplumun bilinç ve kültür düzeyi arttıkça bu halk hesap soracaktır bütün sömürü odaklarından.”



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —