BAŞKAN ARAS, “NOEL’İN MENŞEİ PAGAN DİNLERDİR”
Diyanet-Sen Muş Şube Başkanı Ferzende Aras, “Miladi takvime göre Yılbaşı, Noel kutlamaları Hristiyan geleneği olarak kabul edilmekle birlikte aslında Hristiyanlıkta dahi bulunmayan ve menşei putperestliğe dayanan ve Roma Katolikleri tarafından Hristiyanlığa adapte edilmiş bir uygulamadır”
Diyanet-Sen Muş Şube Başkanı Ferzende Aras, 31 Aralık’ta yapılan yılbaşı kutlamalarına yönelik yazılı bir açıklama yaptı.
İslam dini ve ahlaki değerler ışığında yılbaşı kutlamalarının haram olduğunu belirten Ferzende Aras, bu tür etkinliklerin toplumda zararlı etkiler yaratabileceğine dikkat çekti. Aras, özellikle Siyonist işgal rejiminin Gazze’de gerçekleştirdiği katliam ve soykırımın yaşandığı şu günlerde, Müslümanların böyle bir hengâmeye girmemeleri gerektiğini vurguladı. Açıklamasında yılbaşı kutlamalarının, Hristiyan dünyasının batıl inançlarıyla özdeşleşmiş olan bir uygulama olduğunu belirten Aras, “Kökenine ve neden kutlandığına bakılmaksızın tüm dünyaya empoze edilen bu paganist kutlamalar, son 200 yılda Hristiyan aleminde yaygınlaşarak kutlanırken, çeşitli kitle iletişim araçları ve sosyal medya aracılığı ile Müslümanlara da empoze edilmeye çalışılmaktadır. ARAS Dini inançlarımız açısından hoş görülmeyen bu kutlamalar yüce dinimizin yasakladığı alkol, piyango, şans oyunları gibi uygulamalar kumardır ve dinimizce haram sayılmaktadır. Dolayısıyla Müslüman, kimseye özenmez. Bilakis Müslüman, İlmiyle, irfanıyla, yüksek ahlakıyla, yaşam şekliyle herkese örnek olur” dedi.
“Noel kutlamaları pagan dinlerin insanlık üzerindeki etkisinin en güzel örneklerinden birisidir”
Peygamber Efendimiz’in (SAV), “Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır” buyurduğunu hatırlatan Başkan Aras, “Dolayısıyla Hristiyanlığı dahi putperestlikten geçen bu kutlamayı bizlerin de onlara özenerek kutlaması onlar gibi davranmamız yasaklanmış bir durumdur. Kur’an’ı Kerim’de ise Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Sizden kim onları dost edinirse, oda onlardandır…” Maide, 5) “Kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!” (Nisâ, 69). Bu iki ayet kiminle dost olmamız gerektiğini, kime itaat etmemiz gerektiğini ve sonuçlarını bizlere bildiren ayetlerdir. Kahir ekseriyeti Müslüman bir ülke olmamıza rağmen gittikçe artan yılbaşı kutlamalarının asıl tehlikeli yanı ise bunun alışkanlık haline gelmesi ve normal kabul edilmesidir. Nasıl ki Hristiyanlıkta yokken şu anda büyük bir Hristiyan kitlenin sorgusuz sualsiz Hristiyan adeti olarak kabul ettiği Noel kutlamaları pagan dinlerin insanlık üzerindeki etkisinin en güzel örneklerinden birisidir” ifadelerini kullandı.
“Müslüman yılbaşını da Müslümanca geçirmelidir”
Pagan kültürüyle tüketim kültürünün, haz ve eğlence kültürüyle birleştirilerek toplumumuzda böylesine büyük bir yozlaşma meydana getirmesini görmezden gelmek kabul edile bilir bir durum değildir” diyen Aras şunları kaydetti, “Gayri ahlaki eğlencelerle, kumar, içki, spor toto, loto, piyango gibi insanı kendisinden ve Rabbinden uzaklaştıracak davranışların ne geleneğimizde ne de dinimizde yeri yoktur. Bunları çocuklarımıza, gençlerimize ve toplumumuza anlatmak din görevlileri olarak bizim boynumuzun borcudur. Müslümanlar olarak bizim yılbaşına yaklaşımımız geçen bir yılın muhasebesini yapmak kendimizi hesaba çekmek olmalıdır. Müslüman yılbaşını da Müslümanca geçirmelidir.”
“Yılbaşını ömür muhasebesi olarak değerlendirelim”
“Müslümanlar olarak yılbaşını bir yılın muhasebesini yaparak değerlendirmeliyiz” diyen Aras, “Geçmişin muhasebesinin yaparken önümüzdeki dönem için de planlar yapmalıyız. Bunları günlük, haftalık, aylık ve yıllık zaman dilimlerine bölebiliriz. Söylendiği zaman çok ağır gelebilir ama yapmaya başladığımızda aslında çok kolay olduğunu göreceğiz. Böylece hayatımıza bir anlam geldiğini ve vicdanen çok rahatladığımızı müşahede edeceğiz.” şeklinde konuştu.
“bölgemiz ateş çemberinde”
Diyanet-Sen Muş Şube Başkanı Ferzende Aras şunları kaydetti, “7 Ekim’de başlayan ve bir yılı geçkin süredir devam eden İsrail’in Gazze saldırıları her geçen gün vahşetini artırarak devam ediyor. Yayılmacı politikasıyla Lübnan’da, Suriye’de de kan dökmeye devam eden terör devleti ve onun destekçileri Gazze’de örneği görülmemiş bir soykırım ve vahşete imza attılar. Aralıksız devam eden katliamlar sonucu bebek, çocuk, kadın, hasta, yaşlı 50 bine varan masum öldürüldü. Gerek Filistinli kardeşlerimiz gerekse bölgemiz bu haldeyken Müslümanlar olarak bize düşen onlara daha çok nasıl yardım edebiliriz, elimizden ne gelebilir olmalıdır. Sadece savaş uçaklarıyla değil, açlıkla, susuzlukla, ilaçsızlıkla katledilen Gazze ve Filistin halkıyla dayanışmamızı ve kardeşliğimizi göstermek mazlumların sesi olmak durumundayız. Ülkelerine dönmeye başlayan Suriyeli kardeşlerimizin huzur ve güven için de ülkelerinde yaşaya bilmeleri için dualarımızı ve yardımlarımızı eksik etmemeliyiz. Bu zulüm son bulana kadar da alanlarda olmaya Filistinli kardeşlerimize ve dünyanın neresinde olursa olsun mazlumların sesi olmaya ve onlara destek çıkmaya devam edeceğiz.”