Madde bağımlılığının bir hastalık ve duygu kökenli olduğunu belirten Muş Gençliği Uyuşturucu ile Mücadele Derneği Başkanı Alparslan Bingöl, “Bağımlılık bir hastalıktır ve duygu kökenlidir. Duygular iyileştirilemez, yalnızca arındı
BİNGÖL, “BAĞIMLILIK BİR HASTALIKTIR VE DUYGU KÖKENLİDİR”
Madde bağımlılığının bir hastalık ve duygu kökenli olduğunu belirten Muş Gençliği Uyuşturucu ile Mücadele Derneği Başkanı Alparslan Bingöl, “Bağımlılık bir hastalıktır ve duygu kökenlidir. Duygular iyileştirilemez, yalnızca arındırılabilir”
Muş Gençliği Uyuşturucu ile Mücadele Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alparslan Bingöl ve derneğin Manevi Değerler Hocası Muhammed Fecri Yıldırım, madde bağımlılığı hakkında bilgiler vererek bu bağımlılıktan kurtulma yöntemlerini anlattılar.
Madde bağımlılığının bir hastalık ve duygu kökenli olduğunu belirten Muş Gençliği Uyuşturucu ile Mücadele Derneği Başkanı Alparslan Bingöl, “On yıldır Muş’ta bağımlılıkla mücadele ediyoruz. Amacımız, gençlerimizi sokaklardan ve boşluklardan kurtarıp, maddelerden uzak tutarak ilimizde toplum yararına faaliyetler yapmak. Bağımlılık bir hastalıktır ve duygu kökenlidir. Duygular iyileştirilemez, yalnızca arındırılabilir. Biz de gençlerimizi maddelerden uzak tutmak için ilaçsız rehabilitasyon merkezinde yardımcı oluyoruz” dedi.
"Madde, kişinin rolüne bürünür ve kişiyi istediği şekilde yönlendirir"
Madde kişinin beynini ele geçirdiğinde, sistemin maddenin yönetmeye başladığını söyleyen Bingöl, “Madde bağımlısı olan kişiler paranoyakça davranır, halüsinasyonlar görür, geç yatıp geç kalkarlar, iştahları kesilir, toplumdan uzaklaşırlar, banyo yapmazlar ve aileleriyle iletişimlerini keserek tek başlarına yaşamaya başlarlar. Madde, kişinin beynini ele geçirir ve tüm kontrolü üzerine alır. Madde kişinin rolüne bürünür ve kişiyi istediği şekilde yönetir. Kişi, sokaklarda yaşamaya başlar, ailesinden ve toplumdan uzaklaşır, yavaş yavaş ölümün eşiğine gelir” diye konuştu.
“Maddeden manaya”
Manevi tedavinin daha kalıcı bir yöntem olduğunu savunan Bingöl, “Biz bağımlılıkla mücadelede ‘maddeden manaya’ diyoruz. İlaçsız manevi tedavinin daha kalıcı bir çözüm olduğunu düşünüyoruz. Çünkü gençlerimizin yeri hastane ya da psikiyatri servisleri değil, rehabilitasyon merkezleridir. Burada kişiyi yeni doğmuş bir bebek gibi topluma kazandırıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Aileler çocuklarını yakından incelemeli”
Bağımlılığın çok hızlı yayıldığını belirten Bingöl, ailelere büyük görevler düştüğünü vurguladı: “Aile, evladını hiçbir zaman dışlamamalı, ona sahip çıkmalı ve yalnız bırakmamalıdır. Çünkü bu bir hastalıktır ve hızla ilerler. Aile, çocuğunun madde kullandığını fark eder etmez, bizlerle ya da en yakın yardım kuruluşlarıyla iletişime geçmeli ve çocuğunu tedavi ettirmelidir. Aile, çocuğunu yakından izlemeli, hal ve hareketlerini takip etmelidir. Çocuk banyoda veya tuvalette ne kadar süre kaldığını kontrol etmeli, odada yalnızken ne yaptığını bilmelidir. Aile ile iletişimi ve gözlerde morarma ya da kan toplama gibi belirtilere dikkat edilmelidir. Ayrıca, birdenbire sinirlenip sert tepkiler veren bir tutum sergileyip sergilemediğini gözlemlemelidir” diye uyardı.
“Bir yıl içinde seksen genç kurtarıldı”
Gençlerin geleceğimiz olduğunu unutmadan, onların yanında olup bu mücadeleye birlikte adım atmamız gerektiğini belirten Alparslan Bingöl, “Toplum olarak bizler, bu gençlere sahip çıkmalıyız. Özellikle bu gençleri dışlamamalıyız. Muş’ta ve tüm ülkede gençlerimizi bu bağımlılıktan uzak tutmalıyız. Biz gençlerimizin yanındayız. İlimizde bağımlılıkla mücadele eden bir kuruluş olarak, son bir yıl içinde seksen gencimizi ilaçsız tedavi yöntemiyle kurtarıp topluma kazandırdık. Şimdi bu aileler mutlu” şeklinde konuştu.
“Anne harekatı”
Annelerin, evlatlarını madde bağımlılığından kurtarmak için büyük bir çaba gösterdiğini söyleyen Bingöl, “Şu anda Muş’ta bu konuda bir ‘anne harekatı’ var. Çünkü anneler, evlatlarının madde bağımlılığı yüzünden ölmelerini istemiyor ve derneğimize yardım için başvuruyorlar. Bizler de manevi değerler hocamız Fecri hocamız ve dernek yönetimi olarak, Muş gençlerimiz için 7/24 hizmet ediyoruz. Aileler, Muş’ta Muş Gençliği Uyuşturucu ile Mücadele Derneği’nin var olduğunu ve her zaman onların yanlarında olduğumuzu unutmamalıdır” ifadelerine yer verdi.
“Bizim görevimiz iyiliği ve güzelliği yaymaktır”
Diyanet İşleri Başkanlığı emrinde, Muş İl Müftülüğünde 36 yıldır görev yapan ve Muş Gençliği Uyuşturucu ile Mücadele Derneği’nin manevi değerler hocası olan Muhammed Fevzi Yıldırım ise, “Valilik alt ve üst kurul üyeliği uyuşturucu ile mücadele gönüllüsü olarak çalışıyorum. Aynı zamanda İl Müftülüğünü resmi olarak temsil ediyorum. Bizim bu konuda yaptığımız görev, Allah’ın yeryüzünde görmek istediği iyiliği ve güzelliği hâkim kılmak, insanların mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamalarını sağlamaktır. Uyuşturucu ile mücadele, terörle mücadele gibi ele alınması gereken bir konudur” dedi.
“Uyuşturucu kullanmamak da bir farzdır”
Derneğin bu bağımlılığa dini açıdan yaklaşarak gençlere yol gösterme sorumluluğu olduğunu belirten Yıldırım, “Vatandaşlarımızı, bu bağımlılık ve türevleri hakkında ciddi şekilde dini açıdan bilgilendirmek, onlara yardımcı olmak ve bir gencin daha ziyan olmasını önlemek gibi bir sorumluluğumuz vardır. Nasıl ki namaz kılmak, oruç tutmak farzsa, uyuşturucu ve alkol kullanmamak da farzdır. Fakat toplumumuz bu iki konuda aynı yaklaşımı sergilemiyor. Tıpkı namazın farz olduğu gibi, uyuşturucu ile mücadelenin de bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Terkinlerle, dini değerlerle, ayet ve hadislerle, bu yoldan geçmiş kişilerin birikimlerinden istifade ederek, ikna yöntemini kullanarak, kanunların önüne geçmeden ve aile şerefini zedelemeden, ilaçsız tedavi yöntemini tercih ederek bu mücadeleyi çok önemsiyoruz. Ancak bazı durumlarda ilaçlı tedavi de gereklidir. Derneğimiz ve ilgili kurumlarımızla birlikte, vatandaşlarımıza ‘maddeden manaya’ yolculuklarında destek olmaya çalışıyoruz” ifadelerinde bulundu.
“Terör ile istediğini elde edemeyenler gençlere uyuşturucu tuzağı kuruyor”
Terör ile istediğini elde edemeyen kişilerin gençlere uyuşturucu tuzağı kurduğunu belirten Yıldırım, “Uyuşturucu ile mücadele, terörle mücadele ciddiyetinde ele alınması gereken bir konudur. Terörle istediğini elde edemeyen kişiler, gençlere uyuşturucu ve türevleriyle ilgili tuzaklar kurarak ülkemizin geleceğini tehdit etmektedirler. Bu durumlar, sorumluluklarımızı bize hatırlatmaktadır. Biz, kurumlarımızla ve devletimizle birlikte el birliğiyle bu işe gönül vermiş herkesi yanımızda görmekten mutluluk duyarız. Bu yolda yürümek, Allah’a yolculuktur” diye konuştu.