Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Afet Yönetim, Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi İskender Dölek, kentin güney yamaçlarında görülen çekirge istilasını değerlendirdi. Biyolojik afetler sonucu bu durumların meydana geldiğini belirten Dölek, birçok göçebe hayvanın yerleşik hayata geçtiğini söyledi.
Tarihsel kayıtlardan da örnek veren Dölek, ?Afrika´da başlayan ve Doğu Anadolu bölgesinin bazı illerini de etkileyen (bunlar içerisinde Muş ?da yer almakta) çekirge istilası bugüne özgü bir olay değildir. Tarihsel kayıtlar incelendiğinde; Süryani Mikailin tuttuğu kayıtlarda, Milattan sonra 120 yılının Mayıs ayında Malatya´nın Çekirge sürüleri tarafından istila edildiğinden bahsedilmektedir. Çekirge sürüleri ürünün bir kısmını yemiş ve büyük kısmında da tahribata neden olmuştur. Çekirge sürüleri bir süre ortadan kaybolduktan sonra yeniden ortaya çıkmış ve bitkilere tarladaki ürünlere büyük zarar vermişlerdir.
Genelde kuraklık sonrası ortaya çıkan çekirge istilasına 1092 yılında Doğu Anadolu´da Ani bölgesinde (Kars çevresi) de yeniden rastlanır. Kuraklıkla, birlikte tarlaları ve ekinleri yok eden çekirge istilası yörede yaşayan insanları oldukça zor durumda bırakmıştır.
Tarihsel kayıtlarda bir başka çekirge istilasından 1119 ve 1120 yıllarında da bahsedilir. 1119 yılında Suriye ve El Cezire de çekirgelerin ürünleri mahvetmesinden sonra Malatya çevresinde 1120 yılının Mayıs ayında ekinlerin yeşerdiği sırada bölgenin çekirgeler tarafından tekrar istila edildiğinden bahsedilir. Çekirge mahsulün bir kısmını mahvetmiştir. Bu tarihsel olayda ilginç olan şey şudur: Çekirgeler her ne kadar bölgeyi terk etse de yumurtalarını bırakmış oldukları için bir sonraki yıl tekrar ortaya çıkmışlar bu defa ağaçlar ile asmalara büyük zarar vermişlerdir.
1133- 1134 yıllarında Antakya çevresinde başlayan oradan Urfa ve sonrasında Malatya´ya kadar yayılan bir çekirge istilası tarihsel kayıtlarda yer almaktadır. Antakya çevresinde ki ürünü yiyen çekirgeler Urfa´ya akın etmişlerdir. 1135 Mayıs´ında da Malatya´da çekirge istilası görülmüş tür.
1185 yılında Doğu Anadolu Bölgesi´nde yaşanan çekirge istilasının bölgede çok büyük tahribata neden olduğu tarihsel kayıtlarda yer almaktadır. Hatta tarihi kayıtlarda yiyecek bulamayan insanların ölen insanların etlerini yediğinden bahsedilmektedir. Yine aynı kayıtlarda ailelerin çocuklarını satmak zorunda kaldığı, başka çarelerinin olmadığından bahsedilmektedir.
1195 yılında Mısır´dan, Endülüs´e, İran´dan Anadolu´ya kadar uzanan çok geniş bir alanda, çekirge istilası yaşanmıştır. Her yıl yeniden yaşanmak suretiyle misli misli görülmemiş zararlar yaşanmıştır. Ürünler ve tarlalar çekirge istilası sonucunda yok olurken tarım ürünlerinin fiyatları da görülmemiş bir şekilde artmıştır.
Tarihçi Vardan tarafından 1210 yılında gerçekleştiği ifade edilen çekirge istilasının pek çok eyalette tahribata neden olduğundan bahsedilir. Kesin olmamakla birlikte Anadolu topraklarında da tahribata neden olduğundan bahsedilir. Yine tarihçi Vardan tarafından Anadolu tarihinde yaşanan en büyük çekirge istilalarından birinin 1226 yılında yaşanan olay olduğundan bahsedilir. Anacak bunun öncesinde 1219 yılında Malatya havalisinde büyük Dağları ve ovaları kapladığı söylenen sarı çekirge 3-4 yıl süreyle tarladaki ekinleri tahrip ettiği gibi meyve ağaçlarına da büyük zarar vermiştir.
1223 ve 1224 yıllarında da büyük çekirge istilaları yaşanmış, 1226 yılında ki kuraklık sonrasında görülen çekirge istilası ürünlerin fiyatlarını akıl almaz bir şekilde artırmıştır.
1219 yılında Doğu Anadolu´da gerçekleşen ve aralıksız 3-4 yıl süren çekirge istilası 1223 yılından itibaren Musul, El Cezire ile Diyarbekir ve Suriye bölgelerinde de büyük zararlara yol açmıştır. Bazı tarihçilere göre 8 yıl kadar süren kuraklıkla birlikte ekinler yol olmuş bunun neticesi olarak da kıtlık yüzünden artan ürün fiyatları insanları çok zor durumda bırakmıştır.
1226 yolunda yaşanan kuraklık takip eden çekirge istilası; Irak, Musul, El Cezire ve Diyarbekir illeri ile çevrelerinde etkili olmuştur. O yıl yaşana dolu zararın katlanarak artmasına neden olmuştur.
1252 yılında yine Endülüs, Irak, İran üzerinden geldiği rivayet edilen ve Doğu vilayetlerinde çok etkili olan bir çekirge akını yaşanmıştır. Bütün memleketin mahsulünü mahveden bu felaket insanları karşı karşıya kaldıkları müthiş bir kıtlık sebebiyle dehşet içinde bırakmıştır? dedi.
?PEKİ, TARİHTE YAŞANAN BU OLAYLARDAN NASIL BİR ÇIKARIMDA BULUNMALIYIZ?
Yaşanan olaylardan çıkarılması gerekenler ile ilgili Dölek, şunları söyledi: ?Anadolu tarihte defalarca çekirge istilasına maruz kalmıştır. Bu olaylar ya Anadolu´da ya da çevresinde yaşanan genelde kuraklıktan sonra ortaya çıkmaktadır.
Bu tür olaylar geniş alanlara ve uzun bir süreye yayıldığında tarım ürün fiyatlarında bir artışa neden olması kaçınılmazdır. Bu durumda ülke ekonomileri için ekstra yükler getirmektedir.
Özellikle Afrika ve çevresinde bu durumun uzun süre devam etmesi Afrika´yı ve Afrika´da yaşayanları daha kırılgan bir hale getirecektir. Süreç uzadığında yeni bir göç dalgasının yaşanması kaçınılmazdır.
Çekirgelerin tarım ürünlerine zarar vermesi ve bunun geniş alanlara yayılması tarım ürünlerine olan talebi artıracağı için tarım ürünlerinin fiyatlarının artması kaçınılmazdır. Bu durum dünyanın kalabalık ülkelerine sıçradığında durum daha da vahim bir hal alır. Kuraklıkla bağlantılı olan çekirge istilası Çin, Hindistan gibi ülkelerde yaşandığında yada kuraklık uzun süre etkili olduğunda Dünya tahıl stokları bu ülkeleri uzun süre besleyemez. 2011 yılında Çin´de yaşanan kuraklık da olduğu gibi. Çin´in bir yıllık tahıl talebi dünyanın toplam tahıl talebinin yarısından fazladır. Paranız olsa da satın alacak tahıl bulamayabilirsiniz.
Çekirgeler istila ettikleri yerlere muhtemelen yumurtalarını bıraktıkları için birkaç defa daha çekirge istilası yaşanması kaçınılmazdır. Buna hazırlıklı olmak lazım. Çekirgelere karşı kimyasal ilaçların kullanılması toprakta kimyasal maddelerin artmasına da neden olabilir. Varsa doğal yollar tercih edilmelidir.?