Muş Alparslan Üniversitesi (MAUN) tarafından organize edilen Çay Bahane Sohbetlerinde “Türkiye Yüzyılı: Mitler ve Gerçekler” konuşuldu.
DPÜ REKTÖRÜ KIZILTOPRAK, ÇAY BAHANE SOHBETLERİNE KATILDI
Muş Alparslan Üniversitesi (MAUN) tarafından organize edilen Çay Bahane Sohbetlerinde “Türkiye Yüzyılı: Mitler ve Gerçekler” konuşuldu.
Çay Bahane Sohbetleri’nin 52’inci oturumunda Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak konuk oldu. Üniversite Çarşısı’nda yer alan Çay Bahane’de gerçekleştirilen programa Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alican, eski Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ve Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl ile çok sayıda katılımcı katıldı. “Türkiye Yüzyılı: Mitler ve Gerçekler” başlıklı konuşmasıyla önemli değerlendirmelerde bulunan Kütahya DPÜ Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak konuşmasında tarih biliminin devlet yönetimi için vazgeçilmez bir pusula niteliğinde olduğunu belirterek, “Tarih bilmeyen bir devlet idaresi pusulasız bir gemici gibidir” ifadesini kullandı.
Günümüz dünya siyasetinde etkili olan güçlerin, Doğu Akdeniz’i adeta bir kan gölüne çeviren emperyalist aktörler olduğunu dile getiren Kızıltoprak, 21. yüzyılda yeni bir uluslararası sistemin inşa edildiğine dikkat çekti. Bu bağlamda, Türkiye’nin 21. yüzyıla nasıl adım attığını ve yeni dünya düzeninde güvenlik ve ekonominin belirleyici rolünü detaylı bir şekilde açıklayan Kızıltoprak, Türkiye’nin modern güvenlik ve ekonomik politikaları, devletin rolü, egemenlik kavramı ve kamuoyunun etkisi gibi başlıca unsurlara yer verdi. Sosyal medyanın toplumsal ve bireysel üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerine de değinen Kızıltoprak, sosyal medyanın bireysel özgürlüklere katkı sağlamakla birlikte, toplum üzerinde olumsuz tesirler yarattığını ifade etti. Kızıltoprak, sosyal medyanın sınırları belirsiz yeni tehditler olarak ele alınması gerektiğini vurguladı.
Küresel terörizm, mehdilik ve mesihçilik düşüncelerinin dünya siyaseti üzerindeki etkilerini tartışan Kızıltoprak, entelektüel bireylerin dünya barışına katkı sağlamak amacıyla savaşları önleyecek politikalar geliştirmesi gerektiğini belirtti. Kızıltoprak, "Savaşın bile bir ahlakı vardır ve bu ahlakı dünyaya anlatmak tüm münevverlerin görevidir" diyerek bu konuda sorumluluk bilincine dikkat çekti.
Konuşmasının sonunda Türkiye’nin çok uluslu sistemlerdeki yeri ile Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katkılarına değinen Kızıltoprak, Türkiye’nin dünya barışına hizmet eden düzenlerde önemli bir aktör olduğunu ve bu rolünü güçlendirmeyi sürdürdüğünü ifade ederek, ayrıca, Türkiye’nin bölgesel barışa yönelik “Enerji Koridoru” gibi stratejik projelere olan katkılarını da vurguladı.
Program katılımcılardan gelen soruların yanıtlanması ile sona erdi.