EĞİTİMDEN KOPAN ÇOCUK SAYISINDA MUŞ İLK SIRADA YER ALDI

Eğitim Reformu Girişimi'nin raporuna göre, 2023-24 eğitim-öğretim yılında, zorunlu eğitim çağında olan 612 bin 814 çocuk eğitim dışında kaldı. Muş, yüzde 35,6 ile eğitim dışında kalan çocuk oranının en yüksek olduğu il olarak kayd

EĞİTİM 7.11.2024 15:00:00
EĞİTİMDEN KOPAN ÇOCUK SAYISINDA MUŞ İLK SIRADA YER ALDI

EĞİTİMDEN KOPAN ÇOCUK SAYISINDA MUŞ İLK SIRADA YER ALDI

Eğitim Reformu Girişimi'nin raporuna göre, 2023-24 eğitim-öğretim yılında, zorunlu eğitim çağında olan 612 bin 814 çocuk eğitim dışında kaldı. Muş, yüzde 35,6 ile eğitim dışında kalan çocuk oranının en yüksek olduğu il olarak kaydedildi

 

Eğitim Reformu Girişimi'nin raporuna göre, Türkiye'de 855 bin 174 öğrenci örgün eğitim dışında kaldı. 15-17 yaş grubunda eğitim dışında kalan çocuk oranının en yüksek olduğu iller yüzde 35,6 ile Muş, yüzde 32,4 ile Ağrı ve yüzde 28,7 ile Gümüşhane olarak kaydedildi. Ayrıca Siirt, Bitlis ve Ağrı’da 17 yaşındaki her üç kız çocuğundan biri eğitim dışı. 2023-2024’te eğitim dışında kalan çocuk sayısı 612 bin 814’e ulaştı ve bu sayı geçen yıla göre yüzde 38,4 arttı.

Eğitim Reformu Girişimi (ERG), 2024 yılı Eğitim İzleme Raporu’nu (EİR) İstanbul Karaköy’deki Minerva Han’da düzenlenen bir etkinlikle kamuoyuna sundu. Eğitim politikalarındaki gelişmeleri dört ana başlık altında inceleyen rapor, Türkiye’de eğitimin kalitesi, erişilebilirliği ve sürdürülebilirliğine dair önemli ce çarpıcı veriler içeriyor.

ERG Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık, yaptığı açış konuşmasında bu yılki raporun Türkiye’de eğitim sisteminin karşı karşıya olduğu çoklu krizlerin etkilerini kapsamlı bir şekilde ele aldığını belirterek “Raporumuzda veriye dayalı analizlerle eğitim sistemimizin mevcut durumunu ortaya koyuyor ve politika önerileri sunuyoruz. Özellikle vurgulamak isterim ki, ekonomik krizin eğitim üzerindeki etkileri giderek derinleşiyor. Eğitimde fırsat eşitsizliği artıyor, dezavantajlı grupların nitelikli eğitime erişimi zorlaşıyor. ERG olarak amacımızın çocukların ve toplumun gelişimi için eğitimde yapısal dönüşüme katkı sağlamak olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim” diye konuştu. 

Açış konuşmalarının ardından raporun yazarlarından Politika Analistleri Kayıhan Kesbiç ile Özgenur Korlu, Kıdemli Politika Analisti Ekin Gamze Gencer ve Araştırmacı Gülen Naz Terzi rapordan öne çıkan bulguları sundu. Rapor; “nitelikli eğitimi izlemek için temel göstergeler” “eğitimde yönetişim” “öğretmenler” ve “ekonomik kriz ve eğitim” başlıkları altında eğitimin temel sorunlarına odaklanıyor.

Eğitimden kopan çocuk sayısında yüzde 38 artış

2023-2024 eğitim-öğretim yılı boyunca eğitim dışında kalan çocuk sayısının 612 bin 814’e yükseldiği belirtilen rapor, bu sayının bir önceki yıla göre yüzde 38,4 oranında arttığına dikkat çekiyor. Bu artış, Türkiye’de eğitime erişimde ciddi sorunlar yaşandığını gösteriyor. Ayrıca, geçici koruma altındaki Suriyeli çocuklardan 199 bin 87’sinin, diğer yabancı uyruklu çocuklardan ise 43 bin 273’ünün eğitim dışında kaldığı ifade ediliyor. Türkiye genelinde eğitim dışında kalan çocuk sayısı böylelikle toplamda 855 bin 174’e ulaşıyor.

Eğitimden kopmada Muş ilk sırada

Rapora göre, özellikle 15-17 yaş grubunda eğitim dışı kalan çocuk oranının en yüksek olduğu iller, yüzde 35,6 ile Muş, yüzde 32,4 ile Ağrı ve yüzde 28,7 ile Gümüşhane olarak öne çıkıyor. Orta Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 17 yaşındaki kız çocuklarının eğitim dışında kalma oranı özellikle yüksek. Siirt, Bitlis ve Ağrı gibi illerde her üç kız çocuğundan birinin eğitim dışında olduğu vurgulanıyor.

17-20 yaş grubunda eğitim dışında kalan gençler

Raporda ayrıca, zorunlu eğitim çağında olmasına rağmen 17-20 yaş grubundaki her 20 çocuktan birinin eğitimden kopmuş olduğu belirtiliyor. Bu yaş grubundaki çocukların eğitimden kopma oranı toplamda 612 bin 814 çocuğa ulaşıyor. ERG’nin raporu, bu yaş grubunun eğitimden uzaklaşmasının gelecekteki ekonomik ve toplumsal etkilerine de dikkat çekiyor.

Bölgesel farklılıklar dikkat çekiyor

Eğitim dışında kalan çocuk oranının en düşük olduğu il yüzde 0,5 ile Rize olurken, en yüksek oranın yüzde 35,6 ile Muş’ta olduğu görülüyor. Rapora göre, 15-17 yaş grubundaki her 8 çocuktan biri eğitim dışında. Eğitimdeki bu bölgesel farklılıkların, eğitim politikalarında bölgesel çözümler geliştirilmesi gerektiğini ortaya koyduğu ifade ediliyor.

NEET kadınların oranı yüzde 58,7

Raporda, öğrencilerin temel becerileri hakkında çıkarım yapmak için Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı 2022 (PISA) bulgularının yanı sıra lise mezunlarının yükseköğretime ve/veya istihdama katılım göstergeleri de analiz ediliyor. Buna göre, son iki yılın Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) yerleşme sonuçları incelendiğinde, son sınıf düzeyinde başvuran her üç öğrenciden birinin yerleşebildiği görülüyor. Öte yandan, Türkiye’de 18-24 yaş arasındaki neredeyse her üç gençten biri ne eğitimde ne istihdamda (NEET). Bu yaş grubunda, NEET olan kadınların oranı erkeklerin üç katından da fazla: NEET erkeklerin oranı yüzde 15,9 iken kadınların oranı yüzde 58,7. Rapora göre kadınların NEET oranlarının yüksekliği, kadınların eğitim sonrası işgücü piyasasına katılımlarını destekleyecek mekanizmaların eksikliğine, toplumsal cinsiyet rollerine dayalı baskılara ve yeterli eğitim olanaklarının sağlanmamasına işaret ediyor.

Türkiye’de öğretmenler meslekte kalmayı tercih ediyor

EİR 2024’ün “Öğretmenler” bölümünde küresel öğretmenlik krizi ve Türkiye’de öğretmenlerin durumu, öğretmen politikaları ele alınıyor. Öğretmenlere İlişkin Küresel Rapor’a göre öğretmen açığının önü alınamazsa, 10 ülkeden yalnızca dördünde 2030’da tüm çocukların ilkokula gitme ve mezun olma hedefini gerçekleştirebilecek sayıda öğretmen olacak. 

Türkiye öğretmen işgücünde azalma sorunu yaşamayan sayılı ülkelerden. İstihdam verileri Türkiye’de öğretmenlerin meslekte kalmayı tercih ettiğine işaret ediyor. Ancak, öğretmen işgücünde azalma yaşanmaması, öğretmen açığı olmadığı anlamına gelmiyor. 2024’te norm kadro açığı Türk Eğitim-Sen’e göre 91 bin 484, MEB’e göreyse 60 bin.

Hanelerin eğitim harcamaları arasında uçurum var

Raporun “Ekonomik Kriz ve Eğitim” bölümünde ise eğitim harcamaları, çalışan çocuklar, eğitime karşı isteksizlik ve mesleki eğitim değerlendiriliyor. Türkiye’de eğitim harcamalarının önemli bir bölümü kamu kaynakları tarafından finanse edilse de, eğitim harcamalarının yüzde 15’ini hanehalkları yapıyor. Türkiye hanehalkı harcamalarında OECD ülkeleri arasında Kolombiya ve Şili’nin ardından, Macaristan’la birlikte üçüncü sırada. Hanelerin eğitim harcamaları arasında ise uçurum var. En düşük yüzde 20’lik gelir kesiminde yer alanlar tüm hanehalkı eğitim harcamalarının yalnızca yüzde 1,5’ini gerçekleştirirken orta sınıf olarak adlandırılan ve üçüncü yüzde 20’lik kesimde yer alan haneler tüm harcamaların yüzde 11,3’ünü, en üst yüzde 20’lik dilimde yer alan haneler ise tüm eğitim harcamalarının yüzde 63,1’ini yapıyor.

Eğitiminden ayrılan öğrenci sayısı her geçen yıl artıyor

Öte yandan rapora göre, gerek ortaöğretim gerekse üniversite eğitiminden ayrılan öğrenci sayısı her geçen yıl artıyor. Eğitime karşı isteksizlik, eğitim için gerekli masraflarda görülen artış ve eğitimin sağlayabileceği kazanımlarda yaşanan düşüş, bu artışın arkasındaki önemli nedenler olarak dikkat çekiyor. 

Raporda, göstergelerle ve analizlerle eğitimde son bir yılda yaşananlar aktarılırken, bu verilerin evlere, sınıflara, okullara nasıl yansıdığına da yer veriliyor. Eğitimin iki önemli gündem maddesi olan ekonomik krizin ebeveynlerin eğitim harcamalarına etkileri, bir velinin deneyimiyle önsözde, mesleki eğitim merkezlerindeki (MESEM) öğrencilerin deneyimleri de gençlerin aktarımlarıyla sonsözde yer alıyor.