GAZZE’YE GİDEN “SUMUD FİLOSU”NA MUŞ’TAN DESTEK ÇAĞRISI
Muş Peygamber Sevdalıları Derneği, Gazze’deki insani krize dikkat çekmek ve ablukayı kırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu’na destek verdi. Dernek temsilcisi Erhan Elitaş, uluslararası toplumun sessizliğini eleştirerek Türkiye’nin öncülüğünde insani koridor oluşturulması ve soykırıma karşı somut adımlar atılması çağrısında bulundu.
Muş Peygamber Sevdalıları Derneği, Gazze’deki ablukayı kırmak ve insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu’na destek vermek için Kent Meydanı’nda bir basın açıklaması düzenledi.
Katılımcılar adına açıklama yapan Erhan Elitaş, Gazze’deki açlık ve Siyonist kuşatmanın İslam ümmeti başta olmak üzere tüm dünya için bir utanç vesilesi olmaya devam ettiğini söyledi. Gazze’de iki yıldır süren katliam ve soykırımın artık tahammül edilemez bir noktaya ulaştığını belirten Elitaş, İsrail’in dünyanın gözü önünde soykırım suçu işlediğini ve sivil halka yönelik abluka ile Gazze halkını açlığa mahkûm ettiğini ifade etti.
İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayarak insanlık suçu işlemeyi sürdürdüğünü dile getiren Elitaş, “İki milyon insan açlığa maruz bırakılıyor. Sistematik olarak sürdürülen bu vahşet, ABD’nin koşulsuz desteğiyle devam ediyor ve her geçen gün ölümler kitlesel hâle geliyor. Tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşen soykırıma karşı hem uluslararası mekanizmalar hem de bölgesel güçler sessiz kalmaya devam ediyor. Eğer bu sessizlik sürerse, tarihte eşi görülmemiş toplu ölümler yaşanacak ve bu durum tarih tarafından bir utanç vesikası olarak kaydedilecektir” dedi.
Halkların çabası ve uluslararası dayanışma
Küresel ve bölgesel güçlerin sessizliğine rağmen halkların savaşın ilk gününden itibaren ellerinden gelen çabayı ortaya koyduğunu ifade eden Elitaş, şimdiye kadar bu zulmü duyurmak ve Gazzeli kardeşlere destek olmak amacıyla birçok etkinlik düzenlendiğini, yardım kampanyaları, yürüyüşler ve sergiler gerçekleştirildiğini söyledi.
Bugün ise dünyanın farklı coğrafyalarından gelen insanların, devletlerin yapamadığını yaparak bu amansız ablukayı kırmak için bir araya geldiğini belirten Elitaş, “Kendisinden başka hiçbir halka ve topluluğa değer vermeyen Siyonist İsrail’in ABD desteğiyle sürdürdüğü işgal ve yerinden etme politikalarına karşı, dünyanın vicdan sahibi insanları tepki göstermekte ve tüm imkânlarıyla karşı koymaya çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.
Sumud filosu ve direnişin anlamı
Gazze’ye uygulanan ablukanın kaldırılması için Vicdan, Madleen ve Hanzala gemileriyle yapılan girişimlerin bugünlerde Sumud filosuyla yeni bir aşamaya geçtiğini dile getiren Elitaş, 44 ülkeden yüzlerce aktivistin ve sekseni aşkın gemi ile yelkenlinin katılımıyla Global Sumud Filosunun yola çıktığını söyledi.
“Sumud” kelimesinin Arapçada “direnç, sebat ve kararlılık” anlamına geldiğini belirten Elitaş, bu kavramın Filistin direniş kültüründe önemli bir yeri olduğunu ifade etti. Elitaş, Filistinlilerin kendi topraklarında kalma, köklerinden kopmama, baskı ve işgale rağmen günlük yaşamlarını sürdürme kararlılığını yansıttığını söyledi.
Elitaş konuşmasını şöyle sürdürdü: “‘Sumud’ asla vazgeçmemek, her şeye karşı direnmek demektir. Eğer yapılamıyorsa pasif direniş anlamına gelir. ‘Sumud’ sabırdır; güçsüzseniz ve düşman baskısı altındaysanız, kıpırdamadan durmak demektir. ‘Sumud’ boyunduruk, hatta işkence altında bile özgür iradeye, isyan ruhuna sahip olmak; ideallerine ve ülkesine olan inancı kaybetmemek demektir. ‘Sumud’, her şeye rağmen Filistin’e inanmaya devam etmektir.”
Bugün “Sumud”un yalnızca Filistinlilerin değil, küresel ölçekte dayanışma hareketlerinin, sokaklarda yankılanan sloganların ve sosyal medyada büyüyen kampanyaların ortak dili hâline geldiğini vurgulayan Elitaş, “İspanya’dan İtalya’ya, New York’tan İstanbul’a kadar dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan Filistin için sokağa çıktığında aslında kendi ‘sumud’unu da ilan etmiş oluyor. Adalet, barış ve onur için ayakta kalma iradesinin belki de en haysiyetli duruşudur bu. Bizler de buradan bu haysiyetli duruşa kendi duruşumuzla katkıda bulunuyoruz” dedi.
Filonun rotası ve taşıdığı anlam
Barcelona’dan hareket eden Sumud filosunun İtalya, Yunanistan ve son olarak Tunus limanlarından katılımlarla yoluna devam ettiğini belirten Elitaş, Tunus’tan hareket eden filonun sadece insani yardım taşımayacağını; tüm insanlığın umudunu, kararlılığını ve vicdanını da taşıyacağını söyledi.
Siyonist rejimin, dünya devletlerinin ve Birleşmiş Milletler’in sessizliğinden cesaret alarak her türlü pervasızlığı gösterebildiğini ifade eden Elitaş, gazetecilerden çocuklara kadar herkesi hedef alan İsrail’in sicilinin her türlü suç ve ahlaksızlıkla dolu olduğunu vurguladı.
Olası saldırı ve BM’ye çağrı
Mavi Marmara ve Vicdan gemilerine uluslararası sularda saldıran İsrail’in aynı tavrını Sumud filosuna karşı da sergileyebileceğini söyleyen Elitaş, “Bedeli ödetilemeyen her saldırganlık, bu arsız çetenin şımarıklığını ve cüretini artırmaktadır” dedi.
Dronlarla takip ve şantaj faaliyetlerine başlayan İsrail’in, Sumud filosuna uluslararası sularda müdahalede bulunabileceğini ve bunun aktivistlerin can güvenliği açısından ciddi riskler doğurabileceğini belirten Elitaş, “Bu nedenle Birleşmiş Milletler’in filoyu himayesine aldığına dair resmi bir açıklama yapmasını ve tüm üye ülkelerin bu himayeyi hayata geçirmek için girişim başlatmasını talep ediyoruz” çağrısında bulundu.
Türkiye’ye ve uluslararası topluma çağrılar
Birleşmiş Milletler’in İsrail’in soykırımını engelleyemediğini dile getiren Elitaş, herkesin kendi üzerine düşeni yapması ve haksıza karşı harekete geçmesi gerektiğini belirtti. Gazze’nin geri dönülmez bir aşamaya girdiğini söyleyen Elitaş, çok acil adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
En temel taleplerinin, Gazze’deki soykırım ve açlığın sona erdirilmesi için TBMM çatısı altında sağlam ve güçlü bir iradenin ortaya konması olduğunu belirten Elitaş, Gazze’deki ablukanın son bulması için acil bir insani koridor oluşturulmasını istedi. 44 ülkeden katılımın olduğu Küresel Sumud Filosunun, Türkiye’nin öncülüğünde kurulacak bir konsorsiyum veya BM gibi uluslararası kuruluşların nezaretinde gerektiğinde askeri himaye sağlanarak Gazze’ye ulaşması gerektiğini söyledi.
Filistin topraklarında soykırım ve sömürge suçlarını işleyenlerin Türkiye’de de mahkemelerde hesap vermesi gerektiğini belirten Elitaş, İsrail ve Türkiye çifte vatandaşlığı bulunan ve soykırıma dahil olan kişilerin yargılanmasını talep etti.
Soykırımcı bir ülkeye lojistik ve insan taşımacılığı izni verilmesinin ciddi insani ve hukuki sonuçları olacağını ifade eden Elitaş, deniz taşımacılığında alınan kararın hava taşımacılığı için de uygulanması gerektiğini söyledi. Ayrıca Türkiye üzerinden İsrail’e giden petrolün akışının durdurulmasını isteyerek, “Soykırımı durduramayan uluslararası anlaşmalar ve ticari kaygılar, gerekli adımların atılmasına engel olmamalıdır” dedi.
“Mücadeleyi selamlıyoruz”
Elitaş açıklamasını, “Sumud filosunun kahramanlarının hepimiz adına verdikleri mücadeleyi selamlıyor, soykırımcı İsrail’in ablukasını parçalayıp dönmelerini Rabbimizden niyaz ediyoruz” sözleriyle tamamladı.