MUŞ’TAN KASTAMONU’YA BİN KİLOMETRELİK VEFA YÜRÜYÜŞÜ
Muş’tan Kastamonu’ya giden Genç Adımlar Derneği ile Gerok Grubu üyeleri, Kurtuluş Savaşı'nın en önemli simgelerinden biri olan İstiklal Yolu’nda yürüyerek hem tarihî bir sorumluluk üstlendi hem de vatan uğruna verilen mücadelenin izlerini yaşatarak anlamlı bir vefa örneği sergiledi.
Muş’tan Kastamonu'ya giden 15 kişilik grup, Kurtuluş Savaşı’nın simgesi haline gelen İstiklal Yolu’nda bu yıl 19. kez düzenlenen "Atatürk ve İstiklal Yolu Yürüyüşü"ne katılarak, tarihin izinde anlamlı bir yolculuk gerçekleştirdi.
Kurtuluş Savaşı’nın en kritik lojistik hatlarından biri olan ve Kastamonu’nun İnebolu Limanı’ndan başlayarak Ankara’ya kadar uzanan İstiklal Yolu, her yıl binlerce katılımcının tarihe tanıklık ettiği anlamlı bir etkinliğe sahne oluyor. Bu yıl 9-12 Haziran tarihleri arasında düzenlenen yürüyüşte, yaklaşık 95 kilometrelik zorlu parkur boyunca tarih yeniden canlandı.
Etkinliğe katılanlar arasında bu kez Muş’tan giden 15 kişilik özel bir grup da yer aldı. Muş Genç Adımlar Derneği ile Gerok Grubu üyeleri, yaklaşık bin kilometrelik mesafeyi kat ederek Kastamonu’ya ulaşarak, Kurtuluş Savaşı’nın izlerini taşıyan bu tarihi güzergâhta yürüdü.
“Bu ruh bizim mirasımız”
Muş Genç Adımlar Derneği Başkanı Sedat Özcan, yürüyüşün kendileri için sadece fiziksel bir etkinlik değil, aynı zamanda tarihî bir sorumluluk olduğunu belirtti. Yaklaşık bin kilometre yol katettiklerini ifade eden Özcan, “İstiklal Yolu, sadece bir yol değil; atalarımızın vatan uğruna verdiği büyük mücadelenin sembolüdür. Burada yürürken adeta o yıllara döndük, tüylerimiz diken diken oldu. Bu atmosferi yaşamak tarifsiz bir duyguydu” dedi.
Etkinliğe ilk kez katıldıklarını belirten Özcan, bu anlamlı organizasyonu kendilerine öneren ve eski Kastamonu Valisi olan Muş Valisi Avni Çakır’a da teşekkür etti. Özcan, “Onun tavsiyesiyle bu yola çıktık ve iyi ki gelmişiz. Önümüzdeki yıllarda daha geniş bir katılımla tekrar gelmeyi hedefliyoruz. Gerçekten harika bir organizasyon” ifadelerini kullandı.
“Geçmişin izlerini taşımak onur verici”
Yürüyüş boyunca karşılaştıkları zorluklardan da bahseden Özcan, “Coğrafya oldukça zorlu ama bir o kadar da etkileyici. Bu da bize atalarımızın ne denli büyük bir mücadele verdiğini bir kez daha hatırlattı. O zor şartlarda, o cephaneleri sırtlayarak bu yolları yürümek gerçekten olağanüstü bir kahramanlık örneği. Biz de bu duyguyu birebir yaşadık ve büyük bir gurur duyduk” şeklinde konuştu.
Gençler geçmişle buluşuyor
Dernek üyelerinden Murat Argeş de bu tarihi yürüyüşün kendileri için unutulmaz bir deneyim olduğunu ifade ederek, “Buraya gelmek ve bu ruhu yaşamak bizim için çok özel bir anlam taşıyor. 100 yıl önce dedelerimizin, ninelerimizin neler yaşadığını adım adım hissetmek istedik. İstiklal ruhunu iliklerimize kadar hissettik. Bu yolu yürümek sadece bir anma değil, aynı zamanda geçmişle kurulan güçlü bir bağdır” dedi.
Tarih yürüyerek anlatılıyor
Her yıl düzenlenen “Atatürk ve İstiklal Yolu Yürüyüşü”, sadece bir etkinlik değil; geçmişle gelecek arasında köprü kuran bir anı yolculuğu. İnebolu’dan başlayan ve Anadolu’nun kalbine uzanan bu güzergâh, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olmaya devam ediyor.
