Tarih: 08.05.2025 17:21

MUŞ’UN KALBİNDE TARİH YENİDEN YAZILIYOR

Facebook Twitter Linked-in

MUŞ’UN KALBİNDE TARİH YENİDEN YAZILIYOR

Muş Alparslan Üniversitesi, Cumhurbaşkanlığı kararıyla devraldığı Malazgirt Kazı Projesi’nde yüzlerce arkeolojik eseri ortaya çıkardı. Projeye uluslararası katılımlar bekleniyor.

 

Muş Alparslan Üniversitesi öncülüğünde yürütülecek “Tarihi Malazgirt Kenti Kazı Projesi” kapsamında bir basın toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya Rektör Prof. Dr. Mustafa Alican’ın yanı sıra üniversite yönetimi ve yerel basın mensupları katıldı.

Toplantıya Rektör Prof. Dr. Mustafa Alican, Rektör Danışmanları Doç. Dr. Mehmet Özalper ve Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Oğuzhan Karaçetin, Bilim İletişimi Ofisi Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Metin Karaburun, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Öğr. Gör. Nursel Avcı Tokgöz ve basın temsilcileri katıldı. sağladı.

Rektör Prof. Dr. Mustafa Alican konuşmasında, Muş Alparslan Üniversitesi’nin yalnızca akademik alanda değil; tarım, hayvancılık, kültür-sanat ve tarih gibi birçok alanda bölgenin gelişimine katkı sunduğunu belirtti. Muş’un hayvan varlığı bakımından önde gelen illerden biri olduğuna dikkat çeken Alican, bireysel girişimciliğin azalmasına karşın üniversitenin kamu girişimlerini destekleyeceğini söyledi. Organik tarım ve hayvan ıslahı üzerine yapılan projelerin Muş’un potansiyelini artırmayı hedeflediğini vurguladı.

Üniversitenin kültürel ve sanatsal faaliyetlerle de şehre katkı sunduğunu ifade eden Rektör Alican, Tiyatro Günleri gibi etkinliklerin Muş’un kültür-sanat hayatına canlılık kattığını belirtti.

“Kazı yetkisi resmen üniversitemize devredildi”

Konuşmasının devamında Malazgirt Kazısı’na değinen Alican, kazı sürecinin hızla devam ettiğini ve Cumhurbaşkanlığı onayı ile kazı yetkisinin resmen Muş Alparslan Üniversitesi’ne devredildiğini açıkladı. Kazı Başkanlığı görevini Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Oğuzhan Karaçetin’in yürüttüğünü ifade eden Alican, “Malazgirt’te şu anda bir yüzey araştırma projesi yürütülüyor. Profesör Adnan Çevik’in başkanlığında 5 yıldır süren çalışmalar neticesinde bine yakın sikke, ok uçları gibi birçok buluntu elde edildi. Malazgirt Ovası’nın her noktası detaylı şekilde incelendi. Bu çalışmalar uluslararası alanda da büyük yankı uyandırdı. Katılmak için yurt dışından başvurular almaya başladık.” dedi.

“Türkiye’de sayılı üniversitede olan laboratuvarlara sahibiz”

Alican, son bir yılda Antik DNA Laboratuvarı, Antropoloji Laboratuvarı ve Gemoloji Laboratuvarı kurduklarını belirterek, bu laboratuvarlardan özellikle Antik DNA Laboratuvarı’nın Türkiye’de sadece üç üniversitede bulunduğunu; bunların ODTÜ, Hacettepe ve Muş Alparslan Üniversitesi olduğunu söyledi.

Malazgirt MYO’nun eski binasının Kültür Bakanlığı katkılarıyla kazı evine dönüştürüleceğini belirten Alican, 12 ay boyunca kazı ekibinin burada çalışacağını ve kış turizmine yönelik projelerin geliştirileceğini de ifade etti ve belgesel çalışmalar için uluslararası medya kuruluşlarıyla görüşmelerin sürdüğünü de sözlerine ekledi.

“Kazılar, Malazgirt’in tüm tarihsel katmanlarına odaklanacak”

Kazı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Oğuzhan Karaçetin ise yaptığı açıklamada, kazı kapsamında artık müze kurulabilecek kadar arkeolojik materyal elde edildiğini, bunların Urartu, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait olduğunu belirtti. Kazıların yalnızca bir döneme değil, Malazgirt’in tüm tarihsel katmanlarına odaklanacağını ve bu çalışmaların 10 yıllık bir program kapsamında yürütüleceğini söyledi.

Haziran sonu ile Eylül ayları arasında aktif kazı sezonu yaşanacağını kaydeden Karaçetin, projede 50’den fazla uzmanın yer aldığını; danışmanlar arasında Prof. Dr. Haluk Sağlamtimur, Prof. Dr. Kemalettin Köroğlu ve Prof. Dr. Kadir Pektaş gibi önemli isimlerin bulunduğunu açıkladı.

Geçtiğimiz hafta Savaş Alanı Arkeolojisi Çalıştayı’nı gerçekleştirdiklerini dile getiren Karaçetin, önümüzdeki ay Rektör Prof. Dr. Alican ile Barselona Üniversitesi’ne gidilerek uluslararası protokol imzalanacağını, ardından Balkan ülkelerine resmi bir ziyaret gerçekleştirileceğini ifade etti.

Dr. Karaçetin, konuşmasını Mevlânâ’nın “Her arayan bulamaz, bulanlar ancak arayanlardır” sözüyle tamamladı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —