Tarih: 16.08.2021 19:53

YILMAZ, “AFGANİSTAN İLE DİREK SINIR KOMŞUSU OLAN BİR ÜLKE DEĞİLİZ”

Facebook Twitter Linked-in

YILMAZ, “AFGANİSTAN İLE DİREK SINIR KOMŞUSU OLAN BİR ÜLKE DEĞİLİZ”

DEVA Partisi Genel Sekreteri Medeni Yılmaz, ülkede son günlerde gündem olan göçmen meselesi hakkında bir açıklama yaptı.

 

Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen ile birlikte Muş’a gelen Eski Muş Milletvekili ve Deva Partisi Parti Genel Sekreteri Medeni Yılmaz, ülkede son günlerde çokça konuşulan göçmen meselesi hakkında bir açıklama yaptı.

Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyen Yılmaz, basın toplantısında Suriye’nin Türkiye ile sınır komşusu olduğuna dikkat çekerek Suriye’de yaşanan bir iç savaştan kaçan insanların sığınma talebiyle Türkiye gelmesinin tarih boyunca olan bir olay olduğunu ama Afganistanlı göçmenlerin durumunun ise farklı olduğunu dile getirdi.

Yılmaz, basın toplantısında göçmenler hakkında yapmış olduğu açıklamada, Türkiye’nin Afganistan ile sınır komşusu olmadığını göçmen konusunda Türkiye’nin üçüncü bölge konumunda olduğunu dile getirerek şunları söyledi: “Son günlerde güncel olan meselelerimizden bir tanesi de yangın ve sel afetlerinin yanı sıra şuanda gündemi meşgul eden konu özellikle Afganistan’dan yoğun bir şekilde ülkemize gelen göçlerdir. Göç konusu bu kadar gündem olunca enine boyuna da tartışılmaya başlandı. Göçmenliğin tarifi yapıldı. Kimler göçmendir, kimler sığınmacıdır ve kimler mültecidir son günlerde daha fazla masaya yatırıldı. Geçtiğimiz günlerde Ankara’da toplumsal olayı da yaşadık. Bu biraz daha göçmen meselesini çok farklı boyutları ile tartışmamızı gündeme getirmemize sebep oldu. Bu konuda yangın, deprem ve sel gibi doğal afetlere karşı devlet ve hükümet olarak çok hazırlıklı olmadığımız sonuçlarını yaşadığımız zaman daha net görebiliyoruz. Bu göç meselesinde de maalesef böyledir. 2011 yılında Suriye’de bir iç savaş başlangıcı sonrası ülkemize sığınan mülteciler oldu. Bunlar çeşitli statülerle şuanda ülkemizde 4 milyon civarında yaşayan Suriyeli var. Bunlar ayrı bir sıkıntı toplumun farklı kesimleri değerlendirmeler yapıyor. Ama diğer taraftan son günlerde Afgan göçmenlerinin gündeme gelmesi bambaşka boyutuyla şuanda konuşulmaya başlandı. Şimdi Suriye bizim sınır komşumuzdur. Dolayısıyla orada meydana gelen olaylarda insanların sığınma talebiyle Türkiye’ye gelmesi tarih boyunca birçok yerde olmuş bir olaydır. Türkiye’de Osmanlı İmparatorluğu zamanından beri bu anlamda tarihin farklı süreçlerinde göçmen kabul edebilmiş bir ülkedir. Ama Afgan göçmenlerinin durumu biraz daha farklıdır. Çünkü Afganistan ile direk sınır komşusu olan bir ülke değiliz. Yani Afganistan’dan yola çıkan göçmenler yaklaşık 2 bin küsur kilometre mesafe kat ettikten sonra İran’dan ülkemize giriyorlar. Bunu göçmen tarifi ve statüsü ile çok fazla bağdaşan bir tarafı yok. Çünkü biz üçüncü bölge konumunda oluyoruz. Dolayısıyla çözüme muhtaç oturup değerlendirilmesi konuşulması gerek bir konu ama sıkıntılı ve problemli bir konudur.” Dedi.

“JAPONLAR BİZDEN DAHA MI AKILLI?”

Açıklamasında ülkede son zamanlarda yaşanan afetlere de değinen Yılmaz, deprem konusunda Japonya’yı örnek göstererek şunları söyledi: “Şimdi sel, yangın ve deprem gibi doğal afetler her yerde oluyor. Ama bizdeki gibi tahrip edici sonuçlarını birçok ülkede görmek mümkün değil. Bir örnek vermek gerekirse, malumunuz Japonya bir deprem ülkesi çok büyük depremler oluyor. Ama Japonya’da bu depremlerin öldürücü veya yıkıcı sonuçlarını görmüyoruz. Çünkü bunlara karşı tedbir alıyorlar. Yani şehirleşmesini ona göre yapıyor. Binalarını planlamasını ona göre yapıyorlar. Peki Japonlar bizden daha mı akıllı? değil. Mesele akıllı olup olmamak değil. Fakat Japonlar daha doğru düşünüyor. Maalesef bizde doğru düşünecek sıkıntılarımız var. Süreçleri doğru yönetmek sıkıntılarımız var. Bakın 1999 depreminden bu yana 22 yıl geçti. O yıldan bugüne kadar 22 yıldır ülkede bu konu ile ilgili bütün uzmanlar bağıra çağıra İstanbul’da çok büyük bir depremin geleceğini söylüyorlar. Bu konuda uyarılar yapılıyor. O günden bu güne İstanbul’da depreme hazırlıkla ilgili kentsel dönüşümden tutun da çeşitli alanlarda baktığınız zaman ciddi bir hazırlığın olmadığını görüyoruz. Allah korusun yarın öbür gün meydana gelecek bir deprem de nasıl bir sonuçla karşılaşacağımızı düşünmek bile gerçekten insanı ürkütüyor. Yangın afeti yaşandı. Çok büyük bir yıkım, yangın afeti her yerde oluyor. Ama bu yangına müdahale etmek için bütün ülkelerde buna göre hazırlıklar vardır. Bize baktığımız zaman bizim yangın söndürmek için elimizde kendimize ait bir uçağımız yok. Dolayısıyla özet olarak her konuda ülke artık yönetilemez durumdadır.” Dedi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —