Turgut Demirel


´´KABİLİYETSİZ OLMAK BİR KUSUR DEĞİLDİR…


 “KABİLİYETSİZ OLMAK BİR KUSUR DEĞİLDİR…

AMA KARAKTERSİZ OLMAK ÇOK BÜYÜK BİR KUSURDUR”

Geçtiğimiz hafta yazdığım bir köşe yazısını okur okumaz avukatlığa soyunan bir sözde gazeteci müsveddesi, son bir yıldır bir yerel gazete açtırmak için elini eteğini öptüğü yalakalık ettiği oda başkanını savunmaya geçti. Tüm odalar uyarıları dikkate alacaklarını ancak karşılaştıkları sorunları da kamuoyu ile paylaşmamız gerektiğini ifade ederken, sana ne oluyor? Oda başkanı baban değil… Senin kuyruğuna da basılmamış… Oda başkanı mı talimat verdi diye soruyorum, hayır? Şahsi bir sorunun mu var soruyorum, hayır… Eee o zaman terbiyesizlik yapacak kadar aileyi katacak kadar alçalmanın sebebi ne?

Ağzından salyaları dökülürcesine saldırmasını ve yalakalık yapmasını anlıyorum fakat, haddini aşarak terbiyesizlik yapmasını halen anlamış değilim.

Maalesef günümüz siyaset anlayışı kendilerini kim pohpohluyorsa yağcılık, yalakalık yapıyorsa onlara itibar gösteriyorlar. Siyasiler artık hiçbir şeklide eleştirilere tahammülü olmadığından dolayı yeni bir gazeteci türü ortaya çıkardılar “omurgasız”, “yağcı”, “yalaka” tipler.

Bu tipler “ibrik” taşımakta, el-etek öpmede usta ve tecrübelidirler.

Yalakalık yapanları artık hor görmüyorum. Çünkü onlar artık hayatımızın bir parçası oluverdi. Her geçen gün yalakalar çoğaldığına göre artık bu bir meslek de sayılabilir. Bu bize ters gelebilir. Ancak bundan beslenen ve hayatını istihdam edenler var. Yapılacak bir şey yok…

Yalakalık ezelden beri vardı. Ancak son dönemlerde türü o kadar çoğaldı ki, anlatmakla bitmez. Yalnız yalakalık yapılan kişi de çok önemli ve adam gibi adam olmalı ki yalakalık yapmaya değsin. Hep diyoruz ya hırsızlığın da bir onuru, şerefi vardır diye. Onun için yalakalığın da bir onuru ve şerefi olmalı.

Söz konusu oda temsilcisi ve onun siyasi uzantısına da tavsiyem gazetecik kimliğinin arkasına sığınan yağcı yalaka modellere itibar etmeyin onlar her zaman paranın ve gücün yanındadırlar. Hiç gördünüz mü parasız gariban birini savunduğunu? Denemesi bedava, hele bir çorbasını azaltın da görün…

Tabi karakter meselesidir bu…

Hem yalakalık yapar, hem de yalakalık yaptığı adamın arkasından küfür eder, alay eder…

Bunlar mesleğin yüz karasıdır.

Ancak şöyle bir şey de var; şahsi çıkarları için birilerine yalakalık yaparak hayatlarını devam ettiren haysiyetsiz ve onursuz insanlar ne yaparlarsa yapsınlar, hiçbir zaman şahsiyet, haysiyet ve onuru kazanamazlar.

Gerçi bu tip insanlarda onur ne gezsin?

Hep, onursuz insan diye anılırlar.

Tıpkı parazitçe iğrenç bir yaşam sürdüren, sinekler gibi.

Arılar ne kadar temizse, sinekler de o kadar iğrençtirler. Arılardan korkarız bizi sokarlar diye ama sineklerden midemiz bulanır…

Aynı, onursuz, haysiyetsiz, kendini beğenmiş ve ukala sözde gazeteci müsveddesi(!) gibi.