Muş Alparslan Üniversitesi, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tamella Aliyeva


Azerbaycan-Aran Karabağ’dan Mektup Var. -Nereye Gidiyor Bu Dünya? -diyen Şair Behram Fermanzade - 2

KONUK YAZAR


Behram Üstadımın şiirlerini dilcilik yönünden incelediğim zaman, şahane bir manzara ile karşılaştık. Bu yönden şiirin dili çok zengindir. Şiirlerin dilinde çok sayıda omonim (çok anlamlı sözler), sinonim ve antonimlere rastladık. Örneklere bakalım:

Gah kıvrılıp yılan gibi yatıyor hey,

Ayılanda çalmağı var, dünyanın (12)

Buradaki çalmak sözü (Anadolu Türkçesinde sokmak) birkaç anlamda kullanıla bilir: Yılanın çalmağı, yoğurt çalmak, çalmak-hırsızlık (oğurlamak-Azerbaycan Türkçesinde); musiki aletinde çalmak vs.

Kızıl, hazina var, yatır var hele (19)

Burada yatır-hazına, servet anlamında. Bir de “var” sözü hem olmak, hem de var-devlet, servet, hazina anlamında kullanıla bilir. Buradaki yatır ve var sözü omonimdir, çokanlamlı sözdür. 

Behram üstadım şiirlerinin dilinde çok sayıda sinonim, antonim kullanmıştır. Makalenin sayfa sayısını göz önünde tutarak örnekleri mısra içinde az kullanmayı düşünüyoruz, diger örnekleri misra içinde değil, ayrıca vereceğiz. 

Çok döyüp döşüne övünme hiç zaman

Ne arka, ne kömek olandı, dünya (7)

….

Servet de, devlet geldi giderdi,

Bir verip beşini alandı, dünya (8)

Bu iki örnekte arka, kömek, servet, devlet sinonimdirler, görünüşçe farklı yazılsalar da da manaları aynıdır. Diğer örnekler, din-iman; alim-akıllı (10); şöhret-şan; (13); danışkan-nakkal; tacir-bakkal; kelef-dügün (16); ilk-temel (22); okşamak-azizlemek (24); düşmancılık-nifak ; harp-savaş; eyvan-aynabent (28); fikir-hayal (31); yatı-inci-burada hem omonim, hem sinonim var; kol açmak-koyun açmak-hem sinonim, hem omonim (35) Koyun sözü  hayvan anlamında, hem de koyun açmak-onu kucaklamak anlamında- yani omonimdir; lel-dür (39), böhtan-şer (41); el-oba (42); dert-gam (47); arzu-muraz (50); fend-usul (51) vs.

Behram Üstadın şiirinin dilindeki antonimlere-zıt ifadelere dikkat edelim. 

Hiç kimin hiç yerde yerin dar etme,

Ezelden boşalıp dolandı, dünya. (7)

Servet de, devlet de geldi-giderdi,

Bir verip beşini alandı dünya (8)

Şairin ustalığı burada dikkatimizi çekti. Bu mısralarda sinonim, antonim yana yana kullanılmıştır. Bu da şairin kaleminin gücünü ve şiirinde Azerbaycan Türkçesinin ustalıkla, titizlikle kullanmasının kanıtıdır. Bakalım: -Boşalmak-dolmak -antonim; servet - devlet sinonim, ardınca geldi-gider-antonim; vermek-almak ve bir-beş. Bunlar da antonimlerdir. Diğer şiirlerdeki antonimlere bakalım:-Yahşi-yaman, deger-degmez (10); şeytan-melek (12); nöker-vezir; namert-mert; git-gel (13); yer-gök; zülüm-hakk (14); var-yok; diken-gül (17); iblis-melek (19); şirin-zehir (29); mağlubiyet-zafer (23); dost-düşman; evvel-ahır (24); açlık-bolluk; gülistan-kolluk (25); açar-kilit (26); çalkalanmak-durulmak (27); kara -ak (29); geceler-sabah (833); kişi-gede (34); gen-dar (36); almak-satmak; yüzmek-batmak; zülmet-ışık; hayır-şer (47), zulmet-ziya (49); sevinç-dert (50); tepe-dağ; yağ-şor (52) vs. Bakar mısınız, Behram üstadımız şiirlerinin dilinde leksik vahitleri ne kadar ustalıkla kullanmıştır.

Her kese iyi malumdur ki, şiir şiir eden onun içindeki mecazlardır. Behram Fermanzade üstadım da şiirin dilindeki mecazlardan okurlarına bir solmaz çiçek çelengi sunmuştur: -

Her bakana penceredir, aynadır,

Kimisine kır kazanı kaynatır (12)

Şairin Göresin Nereye Gidiyor, Bu Dünya? (16); Umudum dünyayı döndüren oktur (18); zehirlenmiş dünyadan-yılan zehir çekeydi (26); ltın köprü salaydı (28); kuğu kuşları üzüyor benim içimde (32); cahile söz dedim, sözüm kanadı (33); dünya bana borçludur (35); şeş ayağım bağlanıp, baba yekteyim (42); taşlar da dil açıp dinecek bir gün (48)..Burada hem mecaz, hem de obrazlılık var, Anadolu tabirince kişileşme, cansıza canlılık vermek.  Yanıyor her yürekte bir umut şamı (50), bu dünya adamın keser nefesin (51 

Mecazın bir türü de tesbih, istiare veya benzetmedir. Dilinde teşbih olmayan şiir kupkuru oluyor. Örneklere bakalım: Gah kıvrılıp yılan gibi yatır, hey (12). Burada dünya yılana benzetilir. Tepeden tırnağa kandı bu dünya (14);  bu dünya bir dendir (buğday tanesi) avucunda kalsa (22); Vatanın Şuşa tek tacın itirdik (kaybettik) (40)..Demek Şuşa Azerbaycan’ın tacıdır. Akıyor dertlı-dertlı Hekeri gibi.  (41) Burada şair bir kurşunla iki kus vurmuştur:- Hem yaralı ve hem de bir zamanlar esirlikte kalan vatandan, onun Hekeri nehrinden konuşur ve daha bir usul işletiyor ki, Hekeri nehrini obrazlı şekilde veriyor, benzetme yapıyor, onu dertli insana benzetir. 

Behram Fermanzade”nin şiirlerinde en çok dikkatimi çeken  üstat şairlere sevgi, saygı ve bir de onlardan etkilenmek ve daha farklı bir eser ortaya koymaktır. Biliyorsunuz etkilenmek çağdaş edebiyat ilminin yeni kollarından olan Karşılaştırmalı, yani mukayeseli edebiyatın bir bölümüdür. Şairin şiirlerinde Mehseti Gencevi, Bahtiyar Vahabzade, Memmed Araz ve Musa Yagub”un etkisini gördük. Örneklere dikkat edelim. Şairin Dünya şiirinde Mehseti”nin dünya hakkındaki rubaisini hatırladık;

Bu dünya bir altın kuzeye benzer

Suyu gah şirindir, gah da ki, zehir.

Hiç de övünme ki uzundur ömrün

Ecel köhlenınde hazırdır yeher (7)

B.Femanzade:-Görmüşüz pul pazarında,

                       Yeherden pahadır çul pazarında (10)                     

M.Araz”ın etkisi: -Atı pazarında itinden paha

                              Ben böyle dünyanın neyinden küsüm?