Tahsin ÖTGÜÇ - Emekli Müftü


BİRLİĞİN KAYNAĞI KUR’ANDIR

KONUK YAZAR


BİRLİĞİN KAYNAĞI KUR’ANDIR

 

İnsanların Allah’a yönelmelerine vesile olan, Müslümanların da doğru yola Allah’ın yoluna kılavuzluk eden Kur’an-ı Kerim, aynı zamanda müminler için şifa kaynağıdır. Muttakiler için hidayet rehberi olan Kur’an-ı Kerim, müminlerin kendi aralarında birlik ve beraberlik, huzur ve güven içinde olmalarını sağlayan sağlam bir kulptur. Kurana sarılan Allaha yakın olur. Onun sessini duyar olduğu halde hayatına yön verir. Kuran Müslümanların birlik ve dirlik içinde olmalarını sağlar. Yüce Rabbimiz Kur’an’ında şöyle buyurmuştur.. Hani sizler, birbirinize düşman idiniz de kalplerinizi birleştirmişti. İşte onun bu nimet sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O, sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah, size ayetlerini böyle apaçık Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’ana) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın bildiriyor ki, doğru yola eresiniz. Ali İmran. 103.

Yüce Yaratıcımız biz Müslümanların hidayet rehberimiz olan Kur’an-ı Kerime sımsıkı sarılmamızı, ayrılığa düşüp bölünmememizi istemektedir. Zira Kur’an-ı Kerim kalplerdeki kin ve nefret duygularını kaldırıp sevgiyi, merhameti, hoşgörüyü yerleştirmektedir. Sevginin, saygının, merhametin, hoşgörünün olduğu yerlerde, düşmanlık, kin ve nefret, insana zarar vermek yoktur. Bilakis insanlar arasında birlik ve beraberlik, huzur, güven ve mutluluk vardır. Bu gün yeryüzünün değişik bölgelerinde Müslümanlar arasında iç çekişmeler, savaşlar, kin ve nefret dolu eylemler varsa bunun nedeni Kur’an’dan uzak bir hayatın varlığıdır. Zira evrensel Nebi Hz Muhammed Mustafa (sav) efendimiz bundan 14 asır önce veda hutbesinde “ Ey insanlar! Size iki nimet bırakıyorum. Bu iki nimete sımsıkı sarılırsanız hiçbir güç ve kuvvet sizi doğru yoldan saptıramaz, sapmazsınız. Eğer bu iki nimetten biri ya da her ikisini terk ederseniz, sizi doğru yoldan saptırırlar, saparsınız. İşte o, iki nimetten biri Kur’an Kerim, diğeri benim sünnetimdir,” buyurdular.

İslam âlemi içine düştüğü durumdan kurtulup, yeniden dirilmesi için Kur’an ve sünnette buluşması lazım gelir. Muhammed ümmeti bu gün Filistin’deki İsrail’in soykırımı ve insan katliamları karşısında susmayı tercih etmektedir. Birlikte yaptırıma gidemiyorlar. Bir kısım Müslüman ülkeleri, Filistin halkına insani yardım bile edemiyor. Bu durum Müslümanların acınacak halde olduğunu göstermektedir. Bu böyle gitmemeli, gidemez de. Zira Peygamberimiz (sav) efendimiz; “Birbirinize buğuz etmeyiniz, birbirinize haset etmeyiniz, birbirinize arka çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları kardeş olun. Bir Müslümana, üç günden fazla (din) kardeşine dargın durması helal olmaz” buyurmuştur. Buhari Edep,57.

Dünya Müslümanları olarak birlik ve beraberliğimizin yeniden te’sisi için Allah’ın kelamı Kur’an ve efendimizin sünnetinde buluşmak gerekmektedir. Kalplerimizi mutmain hale getirecek olan Kur’an’dır. Düşmanlığı, kin ve nefret duygularını ortadan kaldıran, merhameti, sevgiyi, saygıyı ve hoşgörüyü oluşturan Kur’an’dır. Bu bakımdan birliğimiz ve dirliğimizin devamı için Kur’an-ı Kerimi anlayarak hayat sürdürmek o denli önemlidir. Kuranı anlayarak okumak insana gerçekleri görmeyi sağlar. Gurur ve kibirden beri kılarak, insana insanca değer verilmesine imkân verir. İnsanda sorumluluk bilinci oluşturur. Bu durumda kişi, Allah’ın murakabesi altında olduğunun idraki içinde söylem ve eylemlerinde dikkatli ve temkinli olur. İmkânlar ölçüsünde insanlara yardımcı olmaya çalışır. Menfi tutum ve davranışlardan beri olur. Kalplerin mutmain olmasının temini ancak zikirle mümkündür. Kuranı kerimi okumak en büyük zikirdir. Allah, (cc) Kur’an ikliminde yaşamayı bizlere nasip eylesin. Âmin.

Tahsin ÖTGÜÇ

Emekli müftü