Bedrettin KELEŞTEMUR


BÖĞÜRTLEN ÇİÇEKLERİ

FİKİR BAHÇESİ


BÖĞÜRTLEN ÇİÇEKLERİ

Bedrettin KELEŞTİMUR

“Böğürtlen Çiçekleri” isimli şiir kitabını okumaktayım. Ağın İlçemizin bağrından çıkardığı, ‘Halk Ozanı’ Hasan Ergün Yılmaz’ın Manas Yayınlarının “Sanat ve Edebiyat Eserleri Dizisi” arasında 103.eseri…

Hemen şunu ifade edelim; Böğürtlen Çiçeği, “estetik görünümünün yanı sıra sağlık açısından birçok fayda sunan bir bitkidir!”

Yaz aylarında açan bu çiçek, “antioksidan özellikleri, bağışıklık sistemi güçlendirici etkisi ve sindirim sağlığını desteklemesi ile dikkat çeker!” Böğürtlen, yaprakları, çiçekleri, kökler ve tohumlarıyla önemli faydalar içeren bir bitkidir. Böğürtlen, “A,B,C,E ve K vitamini bakımından oldukça zengin olan meyveler arasında yer alır…” 

İsmiyle birlikte, gönülleri de ısıtan bu eser, 90 sayfadan, şairimizin büyük bir itinayla seçilmiş 69 şiiriyle bizleri buluşturuyor. Manas Yayınları Sahibi ve Genel Koordinatörü Şener Bulut’un kaleme aldığı “Hasan Ergün Yılmaz (Dayıhan Ağabeyim) başlıklı yazıda bizler şairimizi çok yönleriyle daha yakından tanıma fırsatı bulmaktayız. Şairimiz, Ağın İlçesi Beyelması (Hozakpur) köyünde dünyaya gelir. Şairimizin Dedesi Emiroğlu Hasan Efendi, Ağın İlçemizde, Müderris Hüseyin Efendinin talebesidir. ‘medrese tahsili görmüşler’ İlim ve irfan sahibi bir zattır. Sanatı ve Edebiyatı, ‘ilim muhiti besler…’ Şairimiz, böyle bir muhitte yetişiyor. Hayata/ veya hayatın zorluklarına karşı dirençli ve de çalışkan bir ailedir. Şairimiz ilk ve Orta tahsilini Ağın İlçesinde yapacaklar. Askerlik çağına kadar, Ankara’da; iş dünyasının içerisinde bulunan şairimiz, 1970 yılından itibaren Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünde memuriyet hayatına başlayacaktır. Şairimiz, Mardin, Gümüşhane, Elâzığ ve Malatya Meteoroloji Müdürlüklerinde görev yaptıktan sonra 1979 tarihinden itibaren memleketi Ağın İlçesinde Meteoroloji Müdürlüğünde, Müdür olarak 1997 tarihine kadar görev yapacaklar. 1997 tarihinden günümüze kadar artık şiir, sanat ve edebiyat dünyasının içerisinde aktif olarak bulunacaklar. Hasan Ergün Yılmaz’ın hayatında tabi ki, biricik ailesi, evlatlarıyla birlikte Beyelması/ Hozakpur Köyü ve Manas Yayınevi olacaktır. Manas Yayınevi bir okuldur, şehrin müstesna bir edebi mahfilidir. Bu mahfilin bir gönül çağlayanı olarak gördüğümüz Ergün Yılmaz’ın 2007 tarihinde “Gürdür Sesim” 2012 tarihinde, “Gönül Mirası” ve 2024 tarihinde Manas Yayınları arasında çıkan, “Böğürtlen Çiçekleri” isimli eserleriyle edebiyat dünyasına merhaba diyecekler. 

Şairimizin, “Şehidime” yazdıkları şiirlerinde şöyle seslenirler; “Fethi Sekin, hoş gülmekte;/ Cennette sefa sürmekte/ Görevi bitti sanmayın;/ O ebediyen nöbette!” Kur’an buyuruyor, “Şehitler Ölmez!” Onlar, Hak katında rızıklanırlar… Şairimiz, “Birliğe Çağrı!” şiirinde, bir bakıma günümüze seslenir. “Bir olmanın, diri ve iri olacağına!” vurgu yaparlar. “Türk- İslâm ahlakını dünyaya yayan sensin/ Yedi deniz, üç kıta davet-i ezan sensin/ Kalbinin güzelliği gül olmuş, güller açmış/ Toplanıp Türk soyları dünyada çığır açmış!” Şairimizin bu şiiri bizleri Ağın İlçemizde Nahiye Müdürlüğü de yapan Elmas Yıldırım’ın, “Kara Destan” Ağıtına götürecektir. “Azerbaycan dert içinde boğulmuş/ Sevenleri diyar diyar kovulmuş/ Ağla şair ağla yurdun dağılmış/ Nerde kopuz, nerde kırık keman hey/ Nerde büyük vatan, nerde Turan hey!” Artık, kendi içerisinde derlenen ve de toparlanan Türk Dünyası/ O dünyanın tarihi işbirliği bizlere güven vermektedir. Ağın İlçemiz, Elmas Yıldırımlardan, Destanların Efendisi Niyazi Yıldırımlara mekân olmuş, yurt olmuştur. O müstesna yurdun, ‘idealist şairi Ergün Yılmaz…’ bütün şiirlerinde bir kutlu sevdanın yürek atışlarını hissediyorsunuz… Ağınlı şairimiz, Günerkan Aydoğmuş’un, “Vatan derdi depreşince şuramda/ Bana Ay Yıldızlı Bayrak getirin/ Yağ kalmazsa kandilimde çıramda;/ Bana Ay Yıldızlı Bayrak getirin!” Ağın İlçemiz Beyelması Köyünden, “o kadar çok aydın yetişmiştir ki…’ O insanlarımızı bizler sürekli hayırla yâd ederiz. İyi ki, varsınız…

Dayıhan mahlası ile bildiğimiz Şairimiz, Rahmetli Şeref Tan Anısına yazdıkları bir şirinde şöyle derler; 

“Dayıhan Ağın’dan gör sana geldi;/ Kültürü kültürle harman eyledi/ Doldu gönlü; coştu, böyle söyledi/ Duyururum şanın ta uzaklara.” Elâzığ Şehrinin zengin ve müstesna bir yeri/ veya ismi var. 

Sadık K. Tural Hoca, “Şiirimizin Başkenti!” olarak vasıflandırdılar. Tebrizli bir şairimiz, “Asya’nın gül bahçesi!” olarak yorumladılar. Cengiz Aytmatov ise, “Türk Dünyasının Manevi Azığı” dediler. Ne lütufkâr insanlar… O güzel insanlara da, selam ederiz. 

Şairimizin Paşa Demirbağ’a ithaf ettikleri şiirlerinde, “Harput’u tefekkür edersiniz!”

“Fuzuli Hazretten okurdun/ Mustafa Dönerle dökerdin kurdun/ Türküler içinde Harput’tu yurdun/ Gezdik yurt elini Harput söyleştik!” Harput, Türk Dünyasının bir, “vuslat şehridir!” Orada Yunusların, Mevlanaların, Ahi Evranların, Belek Gazilerin, Hak ve Hakikat yolcularının ruhaniyetiyle buluşursunuz. Harput, bir büyük medeniyet havzasının adıdır… Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarının, Türk Dünyası Hizmet Ödüllerinin ve daha nice erdemli faaliyetlerin burada husule gelmesi elbette bir tevafuk eseridir.

Şairimiz kendi kimliğini şöyle dile getirirler; “Şehit torunuyum, şehit nesliyim/ Görür işitirim, ondan yaslıyım/ Hozakpurlu, Ağın- Elazığlıyım/ Hepimiz bir soydan, Türkiye bizim!”