Bedrettin KELEŞTEMUR


BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ

FİKİR BAHÇESİ


BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ

Bedrettin KELEŞTİMUR

18. yüzyıl sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar ülkenin gündeminde “Şark Meselesi!” sıcak gündemini korumuştu! Şark Meselesinde, “Batı Dünyasının stratejik ve politik hedefleri…” vardır. 

Son elli yıla gözlerimizi çevirdiğimizde, “Büyük Ortadoğu Projesi…” sıklıkla konuşulur/ ve de tartışılır olmuştur.

Gazetelerde manşet haberdi, “ABD’li emekli Albay Douglas McGregor, Türkiye’ye saldırması için PKK’yı hazırlıyoruz!” Söylenen bu ifadeler için, ‘büyük bir gaf mı?’ diyeceksiniz!  Hayır, adam aleni olarak geleceğe yönelik niyetlerini açıklıyor/ veya bilerek deşifre ediyor.

McGregor sözlerine devam ediyor, “Orta Doğu’daki gerilimin İsrail tarafından büyük bir savaşa dönüştürülmek istendiğini…” belirtiyor. Birbirini takip eden suikastlar, masum insanların hedef alınarak öldürülmeleri, ‘büyük savaş’ senaryosunun bir parçası olarak görmemiz mümkün!

Mc. Douglas,  “ABD’nin Suriye’de terör örgütlerini donatarak eğitmeleri, büyük savaş sürecinin bir parçası olduğunu…” alenen söylüyor.

“Keşkelerle dolu yıllar…” gönül coğrafyamızı kan gölüne çevirdi. Düşünelim, Afganistan’ın başına gelenleri (?) Batının attığı en korkunç ağ, ‘istikrarsızlaştırma…’ politikasıdır. Gaznelilerin, Selçukluların, Harzemşahların, Babürlülerin hüküm sürdüğü tarihi medeniyet coğrafyası günümüzde yerle bir edilmiştir.

Yıllarca süren, ‘İran-Irak Savaşı…’ her iki ülkenin kaynaklarını kurutmuştur. 1990’lardan itibaren, ‘Körfez Krizi…’ temelde, Irak’ın parçalanmasına yönelik bir senaryonun adıdır. 2011 yılının Mart ayında başlayan Suriye İç Savaşı da, ‘Büyük Orta Doğu Projesinin bir parçasıdır…’ 

Altı yıl önce (20.12.2018) bu sütunlarda yazdığımız bir makalede, “Ortadoğu’nun Yakasını Bırakınız!” demişiz. İşte o yazımızı bir daha sizlerle paylaşmak isterim;

“Küresel -Sömürgeci –İstilacı Güçler,  coğrafyayı istikrarsızlaştırdı…

Hangi coğrafya mı? Ortadoğu Coğrafyasını…

Kritik soruyu kendimize soralım: “Ortadoğu’da hangi ülkeleri kapsıyor”

O ülkelere şöyle bir bakalım; “Afganistan, B.A.E, Bahreyn, Irak, İran, İsrail, Katar, Kuveyt, Lübnan, Mısır, Suudi Arabistan, Suriye, Türkiye, Umman, Ürdün, Yemen, KKTC, Filistin,  Pakistan, Tunus, Cezayir, Libya, Sudan, Fas…”

Önünüze bir dünya haritası alınız… Ve Ortadoğu’yu ve Ortadoğu ülkelerini inceleyiniz…

Bir de, son yüz elli yılın tarihini bir daha okuyalım! 

Ortadoğu, yerküresinin ‘cazibe merkezi…’

İlk medeniyetlerin doğduğu coğrafyanın da adıdır, Ortadoğu…

Türk-İslam Medeniyet Tarihi incelendiğinde; Sadece Selçuklular (300 yıl) Osmanlılarla (600 yıl)

9 asır boyunca Ortadoğu bizim; ‘Medeniyet Coğrafyamız’ diğer adıyla da,  ‘gönül coğrafyamızdır’

Ortadoğu, insanlık tarihinde;  ‘ideal bir coğrafya…’

Günümüzde de, ‘dünya petrollerinin yüzde 60’ları…’

O kadar la mı? 

Sıcak Denizlere açılan yollar, en kilit boğazlar, üç kıtayı birbirine yaklaştıran enerji trafiği,

Stratejik olarak bilinen yer altı ve yer üstü zenginlikleri…

Ortadoğu Coğrafyası, Doğu-Batı arası,  4.900 km, 

Kuzey-Güney arası, 3.100 km’yi bulan; “dikdörtgeni andırır!”

Toplan yüzölçümü,  “5 milyon 178 bin km2”

Ortadoğu’da büyük bir savaş vardır;  Bu savaşın ‘gerçekte’ adı,  ‘petrol savaşı’

Ortadoğu Coğrafyasında, ‘en sinsi’ iki önemli proje; “A.B.D’nin Büyük Ortadoğu Projesi,

İsrail’in Büyük İsrail Projesi…”

29 Ağustos 1897’de Basel’de toplanan 1. Siyonist Kongresinde; Herz’, kuracakları Yahudi Devletinin sınırlarını açıklar…

1970’lerden günümüze doğru şöyle bir yolculuk yapınız;

Ortadoğu Coğrafyasında neler olmadı ki?

“Kanlı Darbeler, İhtilaller, İç Savaşlar vesaire…”

Adına Kâh Arap Baharı dediler; Ne Oldu?

Adına, ılımlı İslam dediler; Ne Oldu?

Adına,  ‘yeşil kuşak’ dediler;  Ne Oldu?

Adına,  ‘BOP’ dediler; Ne Oldu?

Neler olmadı ki?

Ortadoğu,  “kan ve gözyaşı medeniyeti” olarak anılır, oldu!

Bizim nesil, Afganistan’ın Ruslar tarafından işgal yıllarını ve sonrasında,  ‘kâbus yılarını…’ yaşadı, efendim! Bizim nesil,  İran-Irak Savaşını ve sonrasında gelişmeleri…

Bizim Nesil, Körfez Savaşını ve Irak’ın düşürüldüğü vahim durumu…

Arap Baharı ve  ‘dramatik neticeleri…’

Mart-2011’de başlayan; “Suriye İç Savaşı” 

8 yıl içerisinde, ‘yıkılan bir tarih, coğrafya ve insanlık dramı…’

Ortadoğu ülkelerinde yaşanan en küçük bir kıvılcım ve onun çıkardığı yangın,  Türkiye’yi yakından etkileyecektir!

İslam Medeniyetinin ve tarihin kökleri oradadır… O kökler de,  ‘coğrafyanın sinir uçları’

O sebepledir ki, acıları derinden yaşarız!

Beyaz Saray duyurdu; “ABD askerleri Suriye’den çekiliyor!”

Geride neler bıraktı?

Sadece,  “kan ve gözyaşı…”

Kimlerle ittifak içerisinde oldu?

Altını çiziyoruz,  “meşru hükümetlerle değil!”

ABD’nin Ortadoğu’daki bütün müdahaleleri de,

İnisiyatifleri de, derin yaralar ve acılar bıraktı…

O sebepledir ki, Küresel bütün güçlere; “Ortadoğu’nun ve Ortadoğu Ülkelerinin Yakasını Bırakınız!”

Onları, ‘meşru yönetimleriyle’ başbaşa bırakınız!

Ortadoğu’da; barışa, huzura, güvene, istikrara hizmet edelim!

Ortadoğu’da; tarihe, kültüre, ilme, irfana hizmet edelim!

Ortadoğu’da;  ‘insana ve onu yücelten değerlere’ hizmet edelim!

Ortadoğu’ya;  ‘kötülüklerden…’ vazgeçelim!

Ortadoğu insanı ile geliniz,  ‘helalleşelim’

Tarihler ve Tarihçiler; son 150 yılın Ortadoğu Coğrafyasını, kan ve Gözyaşı ile birlikte ‘acı anılarla birlikte’ yazacaktır. Bütün bu dramları analize edebilecek, ‘eserler’ kaleme alınmalı…”

Şunu iyi bilelim, ‘terör örgütlerinin gizli kurucuları, onları yeşerterek büyütenleri, insanlığın başına büyük bir bela haline gelişleri…’ asıl bataklığı oluşturanlardır! Ortadoğu bataklığının nasıl oluştuğunu artık yaşayarak gördük/ görmeye de devam ediyoruz. Bizlerin en büyük üzüntüsü, ‘basireti kapalı olanlar’ İnancımız, “bu dünyada gözü kör olanın ahirette de gözü kör olacak!” buyuruyor. Bizim en büyük düşmanımız, ‘göz körlüğü’ bir diğer ifadeyle, ‘basiretin kapalı oluşu’ Gelecek büyük belayı/ veya tehlikeyi göremeyişi…  Selam ve Muhabbetle