DERDİ DEVASI TAŞIR
Bedrettin KELEŞTİMUR
İnsan denen muamma; sır denen bilmecede
Kökü iffet ağacı; kurdu, meyvesi taşır.
Zaman mekâna duvak, takva nurlu gecede
“Perde ötesi perde” derdi devası taşır
Edep, imandan bir cüz; zikre nişan seccade
Sema, direksiz tavan; taşı, sıvası taşır
Her canlı bir âlemdir; bin bir çeşni hecede
Cıvıl cıvıl kaynaşan; kuşu, yuvası taşır.
Hayat insana destan; bir usuldür imece
Yardım hayra pistondur; suyu kovası taşır
Zillet ile meskenet; oyun ve eğlencede
Beşer uyumaktadır; nefsi, hevası taşır
Bir devri daim hayat; ağlarken gülmecede
Her âlim bir kal’adır, Arz’ı duası taşır
Pusulayla donanmış, bir yarış divanece
Güneşte pişmektedir; aşı, tavası taşır
Bir seferberlik sanki gün ile koşturmaca
Yüz akı insan için; iman davası taşır.
DERDE UYANIR
Derde uyanır, gözlerim düştedir
Mazlum ahıyla gözlerim yaştadır
Dertsiz gönül ya kışta, ya ölüdür
Yerden kesilir dizlerim taştadır
Vicdanım sızlar, yüreğim hastadır
DERDİM BARIŞTIR
Huzurla, sükûtla yol alan nehir
Gönlümün muradı, erdemli şehir!
Her sabah mutlu günlere uyanan,
Gül kokulu; alperenlere zahir
Bedri der, kutlu miras; ‘sulhu mehir’
DERTLİLERİN BAŞIYIM
Dertlerin sesi, mertlerin yoldaşıyım
Ben bir garip çilenin adaşıyım!
Ufuklara dalan gözün kaşıyım!
Taşlar var, gül kokar siner içime
Gariplerin, dertlilerin başıyım
DERMANIM GİTTİ
Gök boşluğuna gözlerim dalıp gitti
Sonsuz azametine dermanım gitti
Örümcek yuvasını yapmaktan aciz
İdrakim ilahi vecdi tadıp gitti
DERTLE DEVA
Lokman Hekim’e sor; dertle devayı
Her derdin içindedir, saklı ilacı
Toprağın bağrında nice dehayı;
Hak yolcusu bilir, âlem duacı
Dertte bu âlemin deva da sırrı
DERT ETME DÜNYAYI…
Dert etme dünyayı, dünyada kalsın!
Er kişi ola; yükü hayır ola
İyilik heybesi yanına alsın
Gönlün yüreğin âminlerle dola!
DERT İLE DERMAN
Bir yanda acı, bir yanda sevinci
Dert ile dermanı düşünür insan!
Bir yanda ihlas, bir yanda kazancı
Halk ile helâli arzular insan
Hak ile imanı düşünür insan
DERTLİ KONUŞUR
Dertli konuşur, dertli yazar olduk!
Kalemimizle, konar-göçer olduk
Ferdi değil, cihanşümul bir gözle
Baktık, her bir canlara nazar olduk
DERTSİZ OLANDA
Ot, rüzgârın estiği yöne eğilir
Köksüz olanda, sadakat arama!
Es rüzgâr, hoyratça duran dağılır
Dertsiz olanda, delalet/ inayet arama
DERDİ OLURMUŞ...
Büyük dağın, büyük derdi olurmuş
Lokman Hekim derde deva bulurmuş
Vicdan sızlar, sızısı göl olurmuş
Sevda siler gözyaşını Hazar'ın…
DERT ÖĞÜTÜR
Derinden bir, “OY” çekerim yanlışa
“Yanlış hesap Bağdat’tan döner” derim!
Dönmezse derdimi eker, içime;
İçimde yangın, derdimle halleşir
Sabır değirmen, ‘dert öğütür’ derim!
DÜNYA DERTTİR…
Derdim yok diyene asla inanma…
Dert ile solur yüreğim her anı!
Her veda günü, içimde cız eder…
Yalnızlık, karanlığa kulaç açma!
Ah! Yıldızlar, başımda nöbet tutun…
Dünya derttir, kederdir ve de fani!
Dün kopan çığlığın, feryadın hani!
Acısıyla, sevinciyle gömülür…
Dünyada kalır, şarkılar, türküler…
Bir gizemli, bahar muştusu kalır.