Bedrettin KELEŞTEMUR


DİLEĞİM!

FİKİR BAHÇESİ


DİLEĞİM!

Bedrettin KELEŞTİMUR

Dileğim, “tarih tekerrür etmesin!”

Cinnet, cinayeti davet etmesin!

Avdet ederiz, vatan nöbetine

Sulh ve Barış, hedefsiz etmesin

Yemen Türküsü” içli romanımdır

Sarıkamış acılarla anımdır

On beşliler türküsü yangınımdır

Dileğim, “tarih tekerrür etmesin!”

 

KERKÚK'E...

Firavun ateş yakar, Kerkük'ümde

Fikir çilesidir, naçar yükümde

Fitne, fesat eli, iki yakamda;

Dar gününe yetişir mi Ankara!

Uzat elini Kerkük'e, Ankara...

Harput'tan, Urfa’dan; hoyrat vadisi 

Bir hilâl uğruna çizer kavisi 

Barışın güvercini gök mavisi

Uzat elini Kerkük’e, Ankara...

 

SOYSUZUN MAYASI

Dünde, bugünde, yarın düşman aynı!

Dün Mondros’ta, Sevr’de fitne dünyası

Kullandıkları maşalar da aynı!

Değişmez dünya, soysuzun mayası!

Dün Haçlıydı, bugün neyin safrası?

Fesat kazanıydı, Karun parası!

Asrımızda devam eder yarası…

 

DÜŞMAN AYNI

Dünde, bugünde, yarın düşman aynı!

Dün Mondros’ta, Sevr’de fitne dünyası

Kullandıkları maşalar da aynı

Değişmez, dünya; ‘soysuzun mayası’

Dün Haçlıydı, bugün neyin safrası?

Fesat kazanıydı, Karun parası!

Asrımızda devam eder yarası…

 

YAZIK ETMEYİN

Malazgirt’te Türk’ün Kapısı

Şehadetle açıldı, bilir misin?

Parayla toprak, bina satılır mı?

Vatanım garipleşti, bilir misin?

Türkülerim öksüz mü kalacak?

Hangi makam sözsüz bilir misin?

 

 

GÜN DOĞAR

Gün doğar, hamiyetli yüzde esenlik

Gün doğar, gafil yüze senlik-benlik!

Kimi gül kokar, kimi feryat eder;

Gün doğar, âşıklara yârenlik

 

YOKSULUZ

(Akrostiş şiir)

Yoksuluz; neden, nelerden yoksuluz!

Ok yayından çıktı, mazluma döndü!

Kadrini bilmez, zamandan yoksunuz

Sabırla yol, sessiz çığlığa döndü

Ümitleri karanlığa yaksanız; 

Lezzeti kalmadı, gaflete döndü

Ufuklara sor derdimi, yalnızız

Zira hesaplar, gözyaşına döndü

 

ŞEHRİME

Ne istersem, şehrim için isterim!

Şehrime sade, içten dost neferim

Her sabah, yeni bir güne seferim

Şehrim, ‘vuslata akan gönül nehrim’

 

BURASI ELÂZIĞ

Burası Elâzığ, sevdası yürekten

Okunur her makam, içli nağmedir

Dokunur kumaşı şaldan, ipekten

Merttir sözünde, hatırı saymadır!

Gül kokulu yüzler baktım ufuktan

Özüne rengini vermiş, ismidir.

 

İBADET

Hakkı birlemek, düşünmek ibadet

Sağduyulu, erdemli çağrı, adet!

Hayır lokma için gayret, çalışmak

İlim, marifet, en büyük saadet

Hüner, öğrenme yolunda alışmak

Sanatta hayretim, ustayı aşmak!

 

KİN GÜTMEYİN

Hadis, “birbirinize kin gütmeyin”

Birbirinize sırtınızı dönmeyin”

Sevgisiz toplum nasıl olur, nasıl;

Masal değil, sevgide iman tohumu!

Nefsinizin tuzağına yanmayın

Akıl, idrak, izan, şuur; sağduyu

Öfkesini yenen Müslüman huyu!

 

ULU CAMİ DE

Harput’ta, Ulu Cami de divandayım

Anadolu’da, fethin dilindeyim

Meydanlarda sancaklı ve tuğluyum

Canlarla, civanlarla huzurdayım

Ulu Cami, sen de fethin ilâmı

Gül Bahçesi’yle donatır, Kale’mi

Her taşın şahadet eder İl’imi;

En yüce duyguların hazındayım

Ulu Cami yanında ulu zatlar

Ruhaniyetiyle yatırlar, yatlar

Kıvılcımlarla toz kaldıran atlar;

Haz aldım, gönüllerin nazımdayım