Bedrettin KELEŞTEMUR


ELAZIĞ’A

FİKİR BAHÇESİ


ELAZIĞ’A

Bedrettin KELEŞTİMUR

Elâzığ, gönlümüzün vuslat şehri

Gazi Caddesinde erdemli yüzler

Tevazu kanadıyla, haslet şehri

Gayreti, ufuk ötesini gözler

Omuzlar, ağır yükü; sıklet şehri

Kırık kalpleri ihya eden sözler

Fırat’ın can damarı, hoyrat şehri

Gurbette feryat, gönül seni ister

Sanırsın vatanımın serhat şehri

Her karışının derdi ile sızlar

Gönül Coğrafyamın derdiyle sızlar 

Canlar der ki, Elazığ; Ferhat Şehri 

Sevdasını gözyaşlarına gizler

 

ELAZIĞ´I GEZİYORUM

Elazığ´ı geziyorum

Bir ömür verdiğim şehri…

Gazi Caddesinde uzar da uzar,

Fikir çilesini taşır yolumuz…

Kaldırımlar şahittir, sırrımıza

Ey kutlu vefa,Ey kutlu hamallık

Bağrına bastığın gün kadar sıcak

Tebessüm eder yüzündegüller açar...

"İstanbul´un dağı, taşı altındır" derler ya;

Elazığ´ın dağı, taşı sevda kokar...

Sevdaya açılan çınardır, Elazığ...

Elazığ´ı geziyorum...

Kışı bahar eden gül endamını...

Bir tatlı rüzgârdır, "Hoyrat Esintisi..."

Harput´ta, Ulucami´de; kıyamdayım

Bin yıllık tarihi tefekkürde...

Merhaba diyorum,

Alperen ruhlu gazi dervişlere...

Ahi Evran ruhlu asil yüzlere...

Elazığ´ı geziyorum...

Esen rüzgârlarda, "mertlik havası"

Yürekli adımlarda, "memleket davası"

Düşlerim, kâh Fırat oluyor...

Kâh ışık olup akıyor, deryalara...

Elazığ´ı geziyorum...

Alnı açık, başı dik, leke düşmemiş;

Sevda dolu bir şehri geziyorum... 

 

ELÂZIĞ

Elâzığ bağrıma bastığım şehir

Taşı, suyu, havası gönül okşar

Kalemi vicdanıma astığım şehir

Hilal kanatlı ufuklara koşar

Başını koyduğum; ‘yastığım şehir’

 

ELAZIĞ ÜZERİNE 

Sende, asaletle cesaret birleşir 

Dilde, İş'te, Fikir'de birlik sözleşir

Âlemin maşeri vicdanı oldun

Yürekli sevdalar sende birleşir 

ELÂZIĞ’A

Elâzığ’ın üstüne sis mi çöktü?

Derdini için için dosta döktü;

“Gönüller çorak olursa n’olur?”

İnleyen feryadı gözyaşı döktü;

Seveni, sayanı ne kadar da çoktu

Gönül inciten bir havası yoktu!

“Toprakta çoraklaşırsa n’olur?”

Söz ehli sohbeti, gözyaşı döktü!

 

ELÂZIĞ- BAKÜ

Elmas Yıldırım’dan, destanlar burcuna

Gala’dan Kale’ye selâm söyleriz

Fuzuli’den Fırat’a, “Su Kasidesi”

Hoyratlarla, mugamlarla kelâm ederiz

Büyük Hazar’dan gönül suyu taşır;

Küçük Hazar’da muhabbet ederiz

Bakü’de, Nuri Paşa’nın ruhuyla;

Elazığ’da şühedaya rahmet ederiz

Mehmet Emin Resulzade’nin yolunda;

“Yükselen Bayrağa selâm ederiz!”

 

ELÂZIĞ ŞEHRİNE

Derler, “Elâzığ bir çanak içinde”

Sevdası, Uluğ Türkistan içinde

Çanak tutar eller gülzar içinde

Türküler, gönlümü verdiğim şehir

Güzel Türkçe’m bayrak yaptığım şehir

İmdi, özünde buluştuğum şehir

 

ELÂZIĞ ŞEHRİNE

Elâzığ ziyalı, ışık yüklü şehir

Işığı Fırat’tandır; “su kadar aziz”

İlim, hikmet ona ne güzel mehir

Aşı nimet, yüreği kadar aziz!

 

ELAZIĞ ÜZERİNE

Gönül Coğrafyamın sevda şehri

"Türk Dünyasının Manevi Azığı"

Anılır, Fırat'ta ismin; "Ses Nehri"

Muhabbetin, yakın eder uzağı...

 

Sende, "asaletle cesaret" birleşir

"Dil'de, İş’te, Fikir ‘de Birlik" sözleşir

Âlemin, maşeri vicdanı oldun;

Yürekli, sevdalar, sende özleşir

 

ELAZIĞ ŞEHRİ

Düşünürüm, geçmişin Elazığ’ı

Yüreği Ahi Evran, dili Yunus

İlim, irfan meclisinde azığı

Dört yanına ışık saçan fanus!

Nerede kaldı, ak saçlı bilgeler?

Ruhumu ısıtan serin gölgeler

Destanlar burcunda, efsane Şehir

 

ELAZIĞ İÇİN

Kırk yıl boyunca yazdık, usanmadık!

Zanla, hasetle kimseyi anmadık

Elâzığ sevdası yürekten taştı

Bir nehir misali çağladık, dinmedik

 

ELÂZIĞ ŞEHRİME

Fırat, dağları aşan bir atlıdır

Bilir misin katığı Muratlıdır!

Temiz, berrak yüreği, Ferhatlıdır!

“Gam kervanı yürür” bu ilden!