Bedrettin KELEŞTEMUR

Tarih: 16.10.2024 20:34

HARPUT VE ARDIÇOĞLU

Facebook Twitter Linked-in

HARPUT VE ARDIÇOĞLU

Bedrettin KELEŞTİMUR

Destan Şairimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, kadim şehir Harput’un dokuz asrını mısralara nakış nakış öylesine işlemişler ki; “Harput’ta bir câmi… Dünden yadigar/ “Sarayhatun” diye bir namı vardır/ Ol camiin narin minaresinde/ Uzun Hasan Bey’in endâmı vardır/ Beşyüz yıldan beri şol minareden/ Ulu peygamberin selâmı vardır/ Uyumaz Harput’un evliyaları/ Dillerinde Allah kelamı vardır/ İhtiyar “Kale”nin, Ulu Câmiin/ Mazide pek şanlı eyyamı vardır/ Her sabah yeşeren tevhit nurunun/ Nesiller boyunca peyamı vardır/ Balak Bey, at üzre Kayabaşı’nda/ Elinde vatanın ilamı vardır!” 

Harput, Malazgirt- 1071 Zaferinden 14 yıl sonra, Çubuk Bey tarafından fethedilecektir. Harput, Bursa’dan 214 yıl önce, Edirne’den 276 yıl önce ve İstanbul’dan 368 yıl önce fethedilecektir. Harput, stratejik öneme sahip tarihi bir Türk yurdudur. Bu yıl, Harput’un 939.ncu yıl dönümünü kutlamaktayız.

İran Tebrizli şair Nesir Payguzar, Harput için şöyle der; “Harput, Asya’nın gül bahçesidir/ Bu kadar güzellik onun besidir/ O ki, şöhretini yüceltip arşa; Kulaklara çarpan müzik sesidir!” 

Sadık Kemal Tural, “Şiir olmasa dünya çöl olurdu!” diyorlar. Bizlerin Harput’la muhabbeti şiirin ilham kanatlarında demlenmiş sohbet tadını sürekli korumuştur… Harput’a her çıktığımızda sürekli düşünmüşümdür… Bu şehrin, kadim tarihini ne kadar biliyoruz? Özellikle de, Harput tarihinin içerisinde derin izler bırakan efsanevi kahraman, “Harput Hükümdarı Belek Gazi’yi ne kadar biliyoruz?” 

Bu soruların ışığında, Harput Tarihini ve Harput Hükümdarı Balak Gazi eserlerini bizlere kazandıran bir münevver insan; Nurettin Ardıçoğlu’nu bir daha rahmetle anmak istiyorum. Nurettin Ardıçoğlu rahmetli, bir gazeteci, araştırmacı yazar, eğitimci, siyaset adamı ve Elâzığ Şehrinin müteşebbis şahsiyetleri arasında yerini alırlar. Rahmetli Ardıçoğlu, Türkiye’nin de, hizmetleriyle tarihi izler bırakan Turizm Bakanıdır… Bugünkü yazımızda/ sohbetimizde rahmet mekân, ‘şehrin tarih öğretmeni’ Nurettin Ardıçoğlu’nun hayatını sizlerle paylaşmak istiyorum

Rahmetli, Nurettin ArdıçoğluElazığ'ın ye­tiştirmiş olduğu güzide şahsiyetlerinden…

Rahmetli Ardıçoğlu'nu; bir eğitimci, siyaset bilimcisi, bir müteşebbis olarak Elazığ insanı yakından tanır.

Ama 'gündemi yakalayan...' Mücadeleci bir gazeteci kimliğiyle belki de tanıyanımız azdır.

Rahmetli Ardıçoğlu'nun ilk görev yeri İzmir’dir. 

Burada değişik okullarda tarih öğretmenliği yaparken; İzmir'de çıkmakta olan Türk Yurdu ve Aramak isimli edebi dergilerde edebi yönü ağırlıklı tarihi konulan can alıcı noktalarıyla yakalayan yazıları çıkmaya başlar. “Ben gurbette değilim, gurbet benim içimde…” Tarih maziyi tefekkür, geçmişe yapılan gönül yolculuğudur. Bu yolculukta geçmişe hasret vardır. O anı yaşama arzusu vardır.

Ardıçoğlu'nun ikinci görev yeri, doğup büyüdüğü Elazığ'dır. Harput'taki tarihi eserlerin birçoklarının kitabeleri Ardıçoğlu tarafından okunmuştur.

Palu, Pertek ve yöredeki tarihi eserler üzerinde araştırmalar yapmış ve bugün Elazığ Valiliği'nin yayın hayatına kazandırdığı Harput Tarihi isimli eseri kazandırmıştır.

Belek Gazi ismi üzerinde durmak istiyorsanız, buyurun sizlere tek kaynak eser, rahmetli Ardıçoğlu’nun güçlü tasvirleriyle tatlı serüvenine taşıyan Belek Gazi isimli esere başvurunuz derim.

Ardıçoğlu, İstanbul Hukuk Fakültesine başlarken kendisini daha farklı bir ortamın içerisinde bulacaktı. İstanbul'da aktif gazeteci olarak görmekteyiz, rahmetliyi! Tanin gazetesinde dış siyaset makaleleri, Cumhuriyet gazetesinde gece sekreterliği ve yazı işleri müdürlüğü yapar.

Bilahare Elazığ'a gelen Ardıçoğlu Doğu Postası adı altında bölge gazetesi çıkarmaya başlar. Bu başlı başına bir cesaret, bir yürek işidir. İşte, Anadolu basınının içindeyiz. Günümüz Türkiye’sinde bile acıma­sız sıkıntıların ne denli bu sektörde var olduğunu düşünmek bile yeter…

Bakınız, Ardıçoğlu hiçbir zaman kendisini yazı dünyasının dışarısında bırakmaz. Ankara'da, çok güçlü muhalefet esprileriyle dolu yazılarını Kudret'te yazdığı başmakalelerinde görüyoruz. 

Bir avukat, bir gazeteci ve politikacı olarak 1960'lı yılların eşiğinde bu şahsiyeti çok yönlü olarak görüyoruz. 1961 yılında Elazığ’ımızı temsil ederek meclistedir. 1963 yılında İnönü kabinesinde Basın Yayın Turizm ve Tanıtma Bakanı olarak Devlet adamı hüviyetiyle karşımızdadır. Türkiye’nin ilk Turizm Bakanı olarak da ismi anılmaktadır. O yıllarda Ajans Türk'e yaptığı mülakatında, özel teşebbüs, tatil köyleri, yabancı sermaye, turizm endüstrisi gibi kavramları 35 yıl öncesinin Türkiye’sinde gündeme taşıma cüretini göstermiştir. Uzak görüşlü, ufuk derinliği, fikirlerini hayata geçirmedeki güçlü iradesi ile iz bırakacaklardır.

Bizler Ardıçoğlu'nu; 1965'lerin özellikle Elazığ'a soluk aldıran simaları arasında görüyoruz. Av. Fikret Memişoğlu, İshak Sunguroğlu, N. Yıldırım, Cenani Dökmeci gibi şahsiyetlerle bir ekoldür. 

Kültür ve sanatımıza damgalarını vuran okuldur. Bu güçlü şahsiyetler, Elazığ'ın ufkunu açmışlardır. Görüş alanlarını genişletmişlerdir. Gelecek nesillere hizmette vakıf zihniyetini bir atölyeye dönüştürmesini bilmişlerdir. Geçtiğimiz yıllarda bu şehrin gün­demine Teknik Üniversite gerçeğini taşımıştık. Bunun özlemini Fırat Teknik Üniversitesi adıyla meclise kanun teklifi vererek, büyük bir özveriyle çalışan, rahmetli Ardıçoğlu olmuştur. Rahmetli Süleyman Demirel’i, Güniz Sokakta bulunan evinde ziyaretimizde bizlere; “en büyük idealim Ankara’nın doğusunda Elâzığ’da bir Teknik Üniversitenin açılmasıydı!” diyecekler. 1970’li yıllarda, Elâzığ Şehri, “metropoliten şehir olarak tanımlanıyor ve Türkiye’de ilk 8 şehir arasında yer alıyordu!” Nereden nerelere gelmişiz? 1960’lı, 1970’li yıllarda Elâzığ Şehrinde, ‘güçlü bir aydın hareketi…’ olduğunu söyleyebiliriz.

Merhum Nurettin Ardıçoğlu’nun hayat hikâyesini bir daha özetle geçelim; “1914 yılında Harput’ta doğdu. Babası Muallim Nail Bey, Annesi Pembe Hanımdır. Gazi Eğitim Enstitüsü ve İ. Ü. Hukuk Fakültesinden bitirecektir. Elâzığ ve İzmir’de, Tarih, Fransızca ve İngilizce öğretmenliği yapacaklar. Osman Bölükbaşı ile Millet Partisini kuracaklar. Türkçülük-Turancılık fikrinin içerisinde yer alacaklar. 12 ve 13. Dönem Elâzığ Milletvekilliği ile Turizm ve Tanıtma Bakanlığı yaptılar!” 

Keban Holding... 1970'li yılların ayrı yankısıdır. Bu müteşebbis ruhu, bugün de görmek en büyük arzu­muzdur. Kalem sahibi, taşıdığı misyona sahip olmalıdır. Gazeteci, içerisinde yaşadığı dünyayı dışa açan gaye ve ufuk İnsanıdır. Böyle bir ufku, mücadeleci yapısıyla Ardıçoğlu'nda gördük… Elazığ, böyle mümtaz şahsiyetleri bağrından çıkardığı için şanslı


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —