Tahsin ÖTGÜÇ - Emekli Müftü


HAYIR VE ŞER

KONUK YAZAR


HAYIR VE ŞER

 

İnsanoğlu dünya sahnesinde yaşadığı sürece hayır ve şer kavramı, hayatını kuşatmıştır. Hayır, iyilik anlamında, şer ise kötülük anlamında kullanılmaktadır. Hayırda sevap, mükâfat vardır. Kötülükte ise günah vardır. İnsan, söylemiyle, eylemiyle ya hayır işler, ya da şer işler. Hayrın karşılığında sevap, şerrin karşılığında günah kazanmış olur. Allah’ın rızasını gerektiren ve insanların huzur ve mutluluğuna vesile olan her şey hayır gurubuna girer. Allah’ın yasak ettiği, insanların huzur ve mutluluğunu bozan her söylem ve eylem şer gurubuna girer. Allah kuranında “Her kim, zerre ağırlığında hayır işlerse onu görecektir. Her kim de zerre ağırlığında şer işlerse onu görecektir” buyurmaktadır. Zilzal, 7-8. Hayrın ve şerrin karşılığı bu dünyada görüleceği gibi ahirette de görülecektir. Dünyaya Allaha kulluk etmek üzere gelen insanoğlunun kendisine verilen her türlü nimet ve imkânlardan yararlanırken kendisinden beklenilen iyilik ve güzelliklerle meşgul olmasıdır. Hayırla ilgili dürtü ve hislerin kaynağında melek, şerle ilgili dürtü ve hislerin kaynağında şeytan vardır. Birey ve toplumun yararına uygun olmayan söylem ve eylem ortaya koyanlar, şeytanın his ve dürtüsüyle davranış sergiliyorlar demektir. Zira şeytanın görevi, insanın yani Müslümanın dünya ve ahiretini perişan edecek davranışlara sevk etmektir. Bundan dolayıdır ki, şeytandan gelen dürtü ve hislere değil, melekten gelen his ve dürtülere tabi olarak söylem ve eylem ortaya koymak lazım gelir. Böylelikle dünya ve ahiret hayatı mamur edilmiş olabilir.

Allah, kuranında iyilikle ilgili “Yüzlerinizi bazen doğu, bazen de batıya çevirmeniz iyilik değildir. Fakat iyilik yapanlar o kimseler ki, Allaha, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve bütün peygamberlere iman edip, akrabalara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve kölelere seve seve mal verirler. Namazı doğru kılarlar. Zekâtı verirler. Söz verdikleri zaman, sözlerini yerine getirirler. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanında sabrederler. İşte doğru olanlar bunlardır. Muttaki olanlar da bunlardır” buyurmuştur. Bakara, 177. Allah’ın rızasına ulaştıran her amel, her davranış ve her söylem iyiliktir, hayırdır. Peygamberimiz (sav) efendimiz” kuran okunan, namaz kılınan evlerde hayır çok, şer azdır. Namaz kılınmayan kuran okunmayan evlerde şer çok, hayır azdır” buyurmuştur. Riyazüssalihin. Hayırda bereket, huzur ve mutluluk vardır. Şerrin hâkim olduğu yerde, güvensizlik, huzursuzluk, kanaatsizlik ve karamsarlık mevcuttur. Bu tip evlerdeki bireyler arasında saygı ve sevgiden, birlik ve beraberlikten bahsetmek oldukça zordur.

Toplumda şer olarak meydana gelen öyle olaylar vardır ki, can ve mal kaybına sebep olmuştur. Ancak şer olarak ortaya çıkan bu tip olaylar bazen hayra dönüş yapabilir. Toplumun uyanmasına, kimin düşman, kimin dost olduğunun farkına varılmasına. Söz konusu vatan olunca tehlike meydana geldiğinde, üzerinde yaşayanların tek vücut halinde savunmaya geçmelerine vesile olabilir. 15 Temmuz 2016 tarihinde Fetö terör örgütünün Türkiye’de yaptığı darbe, buna en güzel örnektir. 252 vatan evladı şehit, iki binin üzerinde gazi olmuştur. Allah kuranında, “Hakkınızda hayırlı olduğu halde bir şeyden hoşlanmamış olabilirsiniz. Sizin için kötü olduğu halde bir şeyden hoşlanmış da olabilirsiniz. Yalnız Allah bilir, siz ise bilemezsiniz” buyurmuştur. Bakara, 216. Her olayın zahiri ve batını yönü vardır. İnsan olarak biz olayların sadece zahiri yönünü görebiliriz. Allah bizim gördüğümüz ve göremediğimiz her şeyi görür ve bilir. İnsana düşün görev, Allahtan gelen her şeye razı olmasıdır. Zahiren gördüğü ve bildiği şer söylem ve eylemlerden kendini beri kılmasıdır. Birey ve toplumun huzur ve güvenini sağlayan, hayırlı, iyi ve güzel işlerle meşgul olmasıdır. Toplumsal birlikteliğin temini ve devamlılığı için buna her zaman ihtiyaç vardır.

Tahsin ÖTGÜÇ

Emekli Müftü