Bedrettin KELEŞTEMUR


İLİM SAHİBİ

FİKİR BAHÇESİ


İLİM SAHİBİ

Bedrettin KELEŞTİMUR

İlim sahibi, hem maruf olmalı

Hem nahif, zarif ve de kibar olmalı 

"İlmel yakin, hak ’kal yakin” olmalı

Marifet, yol üstünde iz bırakır 

Âleme ışık tutan eser bırakır

 

HER MEVSİMİN

Her mevsimin bir manası, cilvesi

Her insanın fıtratında hevesi

Yeşil, sarı, kırmızı çelengi;

Nişanında, dört mevsimin havası

Buğday başağında büyür davası...

Ekmeği böl, üleş; toprağı bölme

 

TAŞ KESİLİR

Göğe yükselen başlar

Kirlenirse, taş kesilir!

Terk-i diyar edilen sevgi,

Hasrete, nakkaş kesilir

 

SABIR

Sabır, bizim için en büyük cihat 

Şiirle, kıyamda duruşa davet 

Gayretimiz, yaraya merhem olmak 

Şiirde, İlham kaynağı nihayet, 

Vuslat şarkısında bütün sözümüz 

 

BEN ELÂZIĞ’IM

Ben Elâzığ’ım, sekiz köşeli şapkam!

Özlemlerim, bir bir ortaya dökem

“Yiğitlik, mertlik, cesaret, doğruluk…”

Dürüstlük ruhumda, ecdada bağlılık

Çalışmak gayretle, ‘bilgeler yolu’

Hak yolunda sevdamız ulu

Elâzığ, ‘vefa bayrağı’ dalgalı

Yoktur içinde, ‘kibirle edalı…’

 

OCAK YARALI

İnsan ucuzladı, hayat pahalı

Garip dünyanın başladı zevali

Ayakaltında; mazlumu, zayıfı

O mahzun gözlerde kimler davalı?

Sevginin tükendiği, ocak yaralı!

 

GÖZÜNDEKİ YAŞ

Gözündeki yaş, kalbi çimlendirir

Özündeki aşk, aklı dinlendirir

İnsan ol, edeple bak; ‘cihân mutlu’

Huzur; canı, cananı canlandırır

 

İKİLİK AZAPTIR

Birlik haktır, eliftir, yüceliktir

İkilik, ruha azap cüceliktir

Birlikten güç doğar, hayat doğar

İnsan olmaya murat, haceliktir

 

SABIR, MAZLUMUN DİRENİŞİ

Sabır, mazlumun sessiz direnişi!

Gönüller sükût eder çığlığına

Tarihin sükût ettiği yerdeyiz

Sözün, devranın döndüğü yerdeyiz

Perdenin her dem kalktığı yerdeyiz

Acılı, elemli pusulardasın!

 

SEVGİ DERTLERE HEKİM

Dışı içine esir, içi dışına hâkim”

Korku vicdana tesir, sevgi illete hekim

Şiirden taşan nesir, mısralar asıl rakım

Payda da ortak kesir, ortak gayeye hâkim

Gölgeler mi bize sır, aynaya düşmüş resim

 

SİTEMKÂR

Sitemkârım, söz verip yapmayana!

İltifatım, hak yoldan sapmayana

Terk-i edep denir; yalana-dolana

Esip gürledikten sonra solana!

Mert, yiğit insan ararım âlemde;

Kalbine pervane olan, kâlemde

Ariflerin meclisinde kelâmın

Rüzgâr misali kalplere selâmın

 

MAĞRUR OLMA

Mağrur olma, evlat der; Lokman Hekim

Bil, başınla gökleri delemezsin

Teraziye alır, manevi bir çekim;

Kibir ile yarayı silemezsin!

Dört mevsim, dört ahenkte resim

O ahengi sevdasız çözemezsin

O efkârla manayı çözemezsin!

 

MÜSLÜMAN’IN VELİSİDİR

“Müslüman, Müslüman’ın velisidir”

Bu sevda, aşk yolunun delisidir

Gönlü irfan, marifet meclisidir

Her güzellik hakkın tecellisidir

Gönülden gönüle yoldur varana

 

OMUZLAR

Gün olur, kâinatı omuzlar

Gün olur, şehadeti omuzlar

Başlar, omuzlar üstünde;

Bir büyük vebali omuzlar

 

21 EKİM GÜNÜ KEMALİYE

“Siz kemale ermiş insanlarsınız!”

Gazi Atatürk’e adaş oldunuz!

Kemaliye, ufkuyla anlarsınız

Vatan sevgisiyle ihya (kardeş) oldunuz!

Sıla-ı Rahimle bir canlarsınız!