Tahsin ÖTGÜÇ - Emekli Müftü


İSLAM’DA AİLENİN ÖNEMİ

KONUK YAZAR


İSLAM’DA AİLENİN ÖNEMİ

Toplumun çekirdeğini oluşturan ailedir. Aynı zamanda aile, sağlıklı neslin devamını sağlayan, çocukların ilköğretiminin verildiği, bir takım davranışların kazanıldığı öğretim ve eğitim yuvasıdır. Bu yuvayı oluşturan anne, baba ve çocuklardır. Bu yuvanın sağlıklı ve huzurlu olabilmesi için, birlikte yaşayan bireylerin kendi üzerlerinde olan rollerini iyi oynamaları gerekir. Anne baba, ebeveyn olarak kendi görevlerini yerine getirirken, çocukların da büyüklerine karşı görevlerini saygı ve sevgiye dayalı ruh haliyle ifa etmeleri lazım gelir. Karşılılık olarak müspet davranışların sergilenebilmesi için eğitim ve öğretime, kültür düzeyinin yükselmesine o denli ihtiyaç vardır.

Peygamberimiz (sav) efendimiz veda hutbesinde; “Ey insanlar! Kadınlar ve çocuklar Allah’ın sizlere verdiği birer emanettir” buyurmuştur. Aile reisi olan erkek için eşi ve çocukları, Allah’ın kendine verdiği bir emanettir. Her emanetin hakkının verilmesi gerekir. Yani emanet, korumak, kollamak ister. Bu emanet insan olunca durum daha da ciddiyet kazanmaktadır. Bu bakımdan kadın ve çocukların huzur ve güvenli bir hayat sürdürmelerine imkân verilmelidir. Allah’ın emaneti olan kadın ve çocukların huzur ve mutluluğunu bozacak tutum ve davranışlardan kaçınılmalıdır.

Peygamberimiz (sav) efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurdular. “İman bakımından müminlerin en değerli olanı, ahlaken en güzel olanlarıdır. Sizin hayırlılarınız da kadınlarına iyi davrananlarınızdır.” Riyazüssalihin. Kadınlara ve çocuklara karşı davranışlarımızda peygamberimizi örnek almalıyız. O, hayatı boyunca eşlerinden ve çocuklarından hiç birine sert muamelede bulunmamıştır. Hiç bir zaman sorun çıkarmamış, sorunun çıkmasına mani olmuştur. Efendimiz bir gün Hz Aişe validemizin yanına geldiler. Ey Aişe yiyecek ne var buyurdular. Hz Aişe validemiz katık olarak sadece sirke var dedi. Efendimiz ey Aişe! Sirke ne güzel katıktır, getir buyurdular. Efendimiz geceleyin nafile namaz kılmak istediğinde, Hz Aişe validemizden müsaade istemiştir. Bütün bunlar efendimizin kadına bir birey olarak değer verdiğini göstermektedir. Aynı zamanda aile içinde sağlam bir iletişim kurduğu görülmektedir. Çocuklarla karşılaştığında onlara selam verir, sohbet ederdi. Hz Enes 10 yıl süreyle peygamberimizin yanında hizmet ettim. Bir gün bana bunu neden böyle yapmadın diye sert davranmadı, dedi.

İslam’da aile yuvasının dirliği ve düzenliği, huzur ve mutluluğuna büyük önem verilmiştir. Aile içinde eşler arasında meydana gelen dargınlık ve küskünlüğün izalesi için ara bulucu olarak söz getirip götüren kişinin yalan konuşmasında bir sakınca olmaması, bu gerçeği işaret etmektedir. Aileyi oluşturan eşler, birbirlerine karşı her zaman saygılı olmalı, zorlukların aşılmasına birlikte göğüs germeleri, sorun çıkaran değil, problemleri çözen olmalıdır. Çocukların sağlıklı yetişmelerine zemin hazırlamalı, Onlar için daima müspet davranışlar sergilemelidirler. Rehberlik edebilmek için de okuyarak bilgili ve kültürlü olmalıdırlar.

Günümüz dünyasında kadına karşı şiddet ve çocuk ölümleri her geçen gün artmakta, bizler de bunları üzülerek görmekteyiz. Ailenin huzur ve güvenini bozan bu olumsuz tablonun son bulması için Kur’an ve sünnette buluşmak lazım gelir. Peygamberimiz (sav) efendimizin aile hayatına bakarak kendi ailemizde huzur ve mutluluğu yakalamak gerekir. Sabrın sonu selamettir düşüncesinden hareketle, darlık ve sıkıntılara karşı birlikte göğüs gerilmeli, her zorluğun arkasından bir kolaylığın geleceğine inanılmalıdır. Aile yuvası kurmak ne kadar önemli ise, kurulan yuvanın huzur ve güveli bir biçimde idamesini sağlamak da o kadar önemlidir. Bu durumda aile yuvasını oluşturan kadın ve erkeğe büyük görevler düşmektedir. Karşılıklı anlayış içerisinde, sabır ve sebatla olabilecek sorunları çözüme kavuşturmalıdırlar. Önemli olan tüm zorluklara göğüs gererek kurulan aile yuvasını birlik ve beraberlik, huzur ve mutluluk içinde devam ettirmektir. Müslümana yakışan da bu olsa gerek.

Tahsin ÖTGÜÇ

Emekli Müftü