İSLAM’DA İLME VERİLEN ÖNEM VE ÖĞRETMENE SAYGI
İlim, Allah’ın insanlara bağışlamış olduğu nimetlerin en değerlisi olan akıl ve zekanın vazgeçilmez ihtiyacıdır. Kur’anı Kerimdeki “ bilme zmisiniz” “düşünmez misiniz” “aklınızı kullanmıyor musunuz” anlamlarındaki ifadeler de göstermektedir ki, ilim insanlık onuru ile bağdaşmayan her türlü eksiklik, yanlışlık ve çirkinliklerden korunmanın en güvenilir aracıdır. Bundan dolayıdır ki, Hz Peygamberimiz (sav) efendimiz “Âlimlerin abide ( kendisini ibadete veren kimseye) üstünlüğü, dolunay gecesindeki ayın yıldızlara üstünlüğü gibidir” buyurmuştur.
Ebu Davut, ilim, 1. İlim kelimesi Kur’anı Kerimde 105 yerde geçmektedir. Dünyadaki bütün varlıklar içinde bilgi yeteneğine sahip tek varlık insandır. İnsan, Yüce Yaratanın kendisine sunduğu bu önemli nimetin hakkını verme adına zamanını iyi kullanıp kendisine gerekli olan manevi ihtiyacını kazanması gereklidir. İlim manevi bir nimettir. İnsan kendisine verilen bilgi edinme yeteneğini kullanmayarak en değerli nimet olan aklı bağışlayan Allah’a karşı nankörlük etmiş, nimetin asıl sahibi olan Allah’a şükür etmemiş olur.
Cenabı Hak, Kuranında De ki; “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar” buyurmuştur. Zümer, 9.
Bilenle bilmeyen, anlayanla anlamayan, görenle görmeyen, iman edenle etmeyen, cennet ehli ile cehennem ehli elbette ki müsavi olamazlar. Bir taraf kurtuluşa ermiş, dünyasını ve ahretini kazanmış, diğeri ise karanlıkta kalmış, hakla buluşamamış, dünyasını da ahretini de perişan etmiştir. Zira Peygamberimiz (sav) efendimiz “Dünyayı isteyen ilme sarılsın, ahretini isteyen de ilme sarılsın. Hem dünyayı hem de ahreti isteyen yine de ilme sarılsın” buyurmuştur. Tirmizi, Daavat, 68.
Fert ve toplumsal huzur ve mutluluğun kaynağı ilimdir. Neyin hak, neyin batıl olduğunu, neyin şer, neyin hayır olduğunu anlamak ancak ilimle mümkündür. Okumadan öğrenmeden ve araştırmadan bilgi olarak kazandıklarımızı hayatla buluşturmadan arzu edilen neticeye ulaşmak o denli zordur. Bundan dolayı peygamberimiz (s.a.s) efendimiz, dünyayı ve ahireti isteyen ilme sarılsın buyurmuşlardır. İnsana saygı ve sevgi, hakkaniyet. Doğruluk ve adalet ilmin özünde mevcuttur.
İlim tahsilinde öğretenin ve öğrenenin manevi kazanım yönünden aynı olduğunu bildiren Peygamberimiz (s.a.s) efendimiz, “Ben muallim olarak gönderildim” buyurmuştur. İbn Mac’e, Mukaddime 17. Hadisin mealinden anlıyoruz ki, öğretmenlik nebevi bir meslektir. Hakkını verme adına bilgi, kültür ve sosyal yönden iyi yetişmeli, hedef kitlemizi bu günden yarınlara daha iyi yetişmesini sağlamak lazım gelir. Bunun için sadece ders kitapları değil, hedef kitlemize karşı bizleri yetkin kılacak bilgi ve kültürümüzü artıracak kitapları zaman müsait oldukça okumak önem arz etmektedir. Her insan için en iyi dost kitaptır.
“Bana bir harf öğretenin kölesi olurum” diyen Hz Ali’nin (ra) bu sözü iyi düşünülmeli, buradan hareketle bizleri hayata hazırlayan, bu uğurda önemli bir zaman dilimini öğrencileri için harcayan öğretmenlerimize karşı sevgi ve saygıda kusur etmemek gerekir. Derslerimizin iyi olması için bizleri her zaman moral ve motive eden hocalarımız, elleri öpülesi değerli, insanlardır. Zaman, zaman televizyon ekranlarında öğretmenine karşı saygısızlık eden, hatta bıçakla veya silahla yaralayan öğrencilerin varlığını görüyoruz. Bu üzücü olayların eğitim ve öğretim yuvalarında olmaması her zaman arzumuz ve isteğimizdir. Öğretmen, her zaman ebeveynden önde gelir. Zira anne babamıza söyleyemediğimizi onlarla paylaşırız. Onlar bizlerin derdine ortak olur, sorunlarımızı çözmeye çalışırlar. Bu uğurda maddi ve manevi yönden desteklerini esirgemezler.
Bu nedenle bilgimiz ve yaşımız ne olursa olsun, öğretmenlerimize karşı saygı ve sevgimiz daima olumlu olmalıdır. Bizleri bilgiyle donatan ve geleceğe hazırlayan öğretmenlerimizin üzerimizdeki hakları büyüktür. Onları, müsait olduğumuz zamanlarda telefonla arayarak hal ve hatırlarını sormak, o denli önemlidir. Bu vesileyle tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım öğretmenler gününü gönülden kutluyorum. Ebedi âleme göç edenlere Yüce Mevla’dan rahmet, hayatta olanlara uzun ömür, sıhhat ve afiyetler diliyorum.
Tahsin ÖTGÜÇ
Emekli Müftü