Tahsin ÖTGÜÇ - Emekli Müftü

Tarih: 04.03.2025 16:57

İSLAM’DA PAYLAŞMANIN ÖNEMİ

Facebook Twitter Linked-in

İSLAM’DA PAYLAŞMANIN ÖNEMİ

 

Yeryüzünde yaşayan insanlar, zaman, zaman biri diğerine ihtiyaç duyar halde olabilir. Maddi ve manevi yönden birinde olmayan imkân, diğerinde olabilir. Toplumda dengeyi sağlamak, huzur ve mutluluğu yakalayabilmek için karşılıklı dayanışma içinde olmak o denli önemlidir. Paylaşım hususunda en güzel örneği, Peygamberimizin şahsında görebiliyoruz. İhtiyacı olana elindekini verdiği gibi, kendisinde olmadığı zaman, başkasından ödünç alarak ihtiyaç sahibine verdiğini müşahede ediyoruz. Zaten efendimiz her zaman ümmetini kendisine tercih etmiştir. “Sizden birisi bir şey istiyorsa verin, yoksa güler yüzle karşılayın” buyurarak kimsenin hor, hakir görülmemesini, ihtiyaç sahiplerinin hissiyat ve şahsiyetleriyle oynanılmamasının gereğini vurgulamıştır. “Sizden Allah ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin” Buhari, Edep,31.Buyurarak bizde olanın bir diğeriyle paylaşılmasının sünnet olduğunu ortaya koyan Peygamberimiz, Müslümanların kendi aralarında sevgi ve muhabbetin oluşmasını istemektedir. Bunun için de herkesin birbirine karşı güven duymasını, her insanın tok olmasını, her Müslüman’ın geleceğine güvenle bakmasını arzulamaktadır.

Elimizde olanın bir kısmını yakınımıza vermek, kullanmadığımız bir dünyalığı ihtiyacı olana vermek, yediğimiz yemekten, içtiğimiz sudan bir kısmını karşımızda olana ikram etmek, bildiklerimizi diğerlerine aktarmak, kültürümüzle, tecrübelerimizle insanlara rehberlik etmek, paylaşım kapsamında yer alır. Bir gün Peygamberimiz, (sav) efendimiz kızı Fatıma’nın kolunda iki gümüş bilezik görmüşlerdi. Peygamber efendimiz kızına hitaben; Ey kızım! Bu toplum içinde birçok insan muhtaç durumda iken, senin kolunda bu bileziklerin böyle durması doğru olmaz buyurdu. Hz. Fatıma validemiz, hemen bilezikleri çıkarıp ihtiyaç sahiplerine vermek üzere babasına teslim ettiler. “Veren el, alan elden üstündür” buyuran Peygamberimiz, vererek insanları sevindirmenin, severek insan kazanmanın önemini vurgulamaktadır. Toplumdaki huzurun ve mutluluğun sağlanması ve devam ettirilmesi için her bireyin sevinçli olması gerekir. Yani hep birlikte tok olmalıyız. Hep beraber mutlu olmalıyız. Maddi ve manevi yönden sahip olduğumuz nimetleri etrafımızdakilerle paylaşmalı, gördüklerimizi görmemezlikten gelmemeye gayret göstermeliyiz. Bu noktada rehberimiz âlemler Peygamberi Hz Muhammed Mustafa (sav) efendimiz olmalıdır.

Peygamberimiz (sav ) efendimiz kendisinden bir şey istenilince varsa verir, yoksa olmadığı için veremediğini ilgiliye söylerdi. Kişi ısrarla isterse başkasından borç alır, ihtiyacını giderirdi. Zaruret içinde olanı görür ve gözetir, yarasına merhem olurdu. Kendisi için diktirdiği hırkasını, daha giymemişti ki, ashaptan biri istemişti, hiç tereddüt etmeden ona vermişti. Bizler, bize lazım olanı veremeyiz ama en azından ihtiyacımız dışındakileri, yetim ve yoksullarla paylaşabiliriz. Empati ile hareket ederek insanları mutlu etme noktasında duyarlı olmak o denli önemlidir. Ramazan ayını fırsat bilerek ebeveynlerimiz başta olmak üzere dost ve akrabalarımıza ikramda bulunabiliriz. Muhtaç durumda olanlara maddi ve manevi yönden yardım eder, bu özel günlerde mutlu olmalarını sağlayabiliriz. Filistin ve özellikle Gazze’de her şeye muhtaç olan kardeşlerimize yardım etmeyi ihmal etmememiz gerekir. İftar sofrasında onların durumları gözlerimizin önüne gelince lokmalara boğazımızda düğümleniyor. Allah Nusret’ini ihsan eylesin. Âmin.

Tahsin ÖTGÜÇ-Emekli Müftü


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —