Bedrettin KELEŞTEMUR

Tarih: 06.01.2025 19:05

KADIN CİNAYETLERİ

Facebook Twitter Linked-in

KADIN CİNAYETLERİ

Bedrettin KELEŞTİMUR

Elâzığ Kanal Fırat çalışanlarından Semra Demirelli’de, “Kadın Cinayetine Kurban Gitti!”

Her ne sebeple olursa olsun, kadın cinayetlerinin arkasında, ‘kopkoyu bir cehalet!’ vardır. 

O cehaletin insana arız olan zaafları… O zaaflar gün geliyor kendi insanına en büyük felaketleri/ acıları/toplumsal yaraları yaşatabiliyor. 

Furkan Suresi 68.nci ayette şöyle buyrulur; “Bir mü’mini kasten öldürenin cezası ise, içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için pek büyük bir azap hazırlamıştır!”

Bizlerin kopkoyu cehalet dediğimiz budur… Bu ayeti sizlerden defalarca okumanızı/ veya çevrenize de okutmanızı arzu ederim. 

Bakara Suresi 178.nci ayette de şöyle buyruluyor; “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda hırsızlık, rüşvet, faiz ve kumar gibi meşru olmayan yollarla yemeyin. Karşılıklı rızaya dayanan bir ticaret yapmanız ise elbette meşrudur. Kendi nefislerinizi de öldürmeyin. Doğrusu Allah size karşı çok merhametlidir!” 

En büyük üzüntümüz nedir, ‘okumuyoruz…’ Kendimize ait değerlerden bile istifade etmiyoruz. 

“Kadın Cinayetleri…” denildiğinde, donup kalıyorum! Bu nasıl bir ülke olduk? Gerçekten anlamamız o kadar güç/ veya zor ki, bir an geliyor, ‘göğsünüz daralıyor’

Allah’ın Resulü (sav) buyuruyorlar; “Allah sizden; kadınlara karşı iyi ve hayırlı olmanızı ister; çünkü onlar, sizin analarınız, kızlarınız veya teyzelerinizdir.” “Sizin hayırlınız, eşine hayırlı olandır. Ben de eşime karşı sizin en hayırlınızım. Kadınlara ancak iyi insanlar iyi davranır; onlara karşı ancak kötü kişiler ihanet eder.” 

Bakara Suresi 228nci ayette de şöyle buyrulur; “Erkeklerin, kadınlar üzerindeki haklarına denk, kadınlarında erkekler üzerinde meşru hakları vardır.”

Hakkı, hukuku, adaleti, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, dürüstlüğü kaybeden maalesef, zihni melekelerini de beraberinde kaybeder… Karşınıza göz ve gönül körlüğü içerisinde hayati değerlerinden uzaklaşan kopkoyu bir zihniyet tortusu kalır…

Kanal Fırat TV çalışanı Semra Demirelli’yi, bir başarılı gazeteci çalışanımızı kaybettik. Yakınlarına ve Basın Camiasına başsağlığı diliyoruz.

Kadın cinayetleriyle ilgili yıllara göre rakamları burada yazmak istemiyorum. Tek isteğimiz bu ülkede, kadın cinayetlerinin bütünüyle önlenmesi yolunda bir milli seferberliğin oluşturulmasıdır. 

Cemal Süreyya şöyle der; “Bir kadını ortadan ikiye böl… Yarısı annedir, yarısı çocuk, yarısı sevgi, yarısı aşk…” Kadın, bu ülkede iffetli duruşuyla, ‘hayatın kendisidir…’ O hayatın içerisinde sizler; ‘şefkati, merhameti, sevgiyi, muhabbeti…’ okuyabilirsiniz. Hz. Ömer, “Kişiye imandan sonra verilen şeylerin en hayırlısı saliha kadındır.”

Neşet Ertaş ne güzel söylüyorlar, “kadınlar insandır, biz insanoğlu.” Her kadın cinayetiyle, ‘insan/ veya insanlık öldürülüyor’ Yazık, yazıklar olsun diyorum! 

“Adalet Nefesiyle” isimli şiirimizle, vicdanların sesine kulak vermeye çalışıyoruz.

“Hayata yürekten dokun,/ Kanayan yaraya değmesin okun!/ Merhamet, serin esen rüzgâr gibi/

Gönül dalını incitme, dokun!/ Şefkat dolu gözlerle nazar et,/ Adalet nefesiyle yüreğe dokun!”

Gazi Atatürk şöyle der; “yeryüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir!” 

O dokuz aylık şefkate, merhamete, hidayete, sevgiye ve bütün edepli sözlere yürüyen, ‘hamallık var ya’

O kutsi hamallık, “Cenneti annelerin ayakları altına alıyor!” 

Alphonse Daudet, “Kadınlar, erkeklere söyleyeceklerini gözleriyle söylerler!” O mazlum ve o mahzun bakışlarda, ‘insafa…’ o deruni kavramın içerisinde ‘sağduyuya çağrıyı…’ okursunuz!

05 Ocak 1975 tarihinde aramızdan ayrılan Bayrak Şairimiz Arif Nihat Asya ne diyorlar;

“Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleyman’dır.

Şu mihrap Sinaüddin, şu minare Sinandır.

Haydi, artık uyuyan destanını uyandır!

Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın

Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın!”

Buradaki çağrı, ‘yarınların yürekli analarınadır’ 

Onların, gelecekte tarih yazacak nazarlarınadır… 

Her kadın cinayetinde, “Eyvah!” derim! 

21. asırda ülkemi kuşatan asıl felaket budur, derim!

Abdulhak Hamit Tarhan, “eşine yazdıkları makber!” şiirinde ne diyecekler?

“Eyvah! Ne yer, ne yâr kaldı,/ Gönlüm dolu ah-u zâr kaldı/ Şimdi buradaydı, gitti elden/ Gitti ebede gelip ezelden.”

Abdurrahim Karakoç, “Mihriban” şiirinde bütün yüreklere dokunur

“Bir kere sevdaya tutulmayı gör;/ Ateşlerde yandığının resmidir. Âşık dediğin, Mecnun misali kör;/

Ne bilsin âlemde ne mevsimdir!” 

Her kadın cinayeti, ‘sevgisizliğin bıraktığı dramatik bir cinnettir.’ İmanla, ilimle, ihlasla, tefekkürle beslenmeyen, ‘yürekleri katılaşır ve de gözyaşından mahrum kalır’ Toprağın çoraklaştığı gibi gönüllerde çoraklaşıyormuş meğer… Anlayana…

Kurtuluş mu, “erdemli insandan erdemli topluma yürüyüş…” Tavizsiz, riyasız, nizasız bir yürüyüş…

Selam ve Muhabbetle


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —