Tahsin ÖTGÜÇ - Emekli Müftü


MUHARREM AYI VE AŞURE GÜNÜ

KONUK YAZAR


MUHARREM AYI VE AŞURE GÜNÜ

 

Muharrem ayı dört haram aydan biri olup, hicri yılın birinci ayıdır. Önemli tarihi olayların meydana geldiği, Peygamber ( s.a.v.) efendimizin Ramazan ayından sonra en faziletli orucun Muharrem ayı orucu olduğunu bildirdiği değerli bir zaman dilimidir. 07.07.2024 tarihinde yeni Muharrem ayı ve 1446 hicri yıla girmiş olacağız inşallah. Özellikle bu ayın yeni bir hicri yılın başlangıcı olması hasebiyle bir yıl yapılacak işlemler, gözden geçirilir. Hatasıyla, sevabıyla bir yılı geride bıraktık. Dünden, bu güne, bu günden yarına yeni şeyler ortaya koyma çabasını sürdürmek gerekir. Hicri 1446 yılında yeni bir sayfa açarak dünya ve ahretimizi mutlu kılacak davranış ve eylemler sergilemeliyiz. Çocuklarımıza ve çevremize faydalı olabilmek adına kendimizi daima yenilemeye devam etmeliyiz. İçinde bulunduğumuz yılın birinci ayından itibaren evimizde, mahallemizde müsait ortamlarda boş zamanlarımızı dini ve dünyevi yönden bizlere bilgi sağlayan kitaplar okuyarak, karşılıklı yardımlaşma ve paylaşım içinde olarak değerlendirmemiz büyük önem arz eder.

Bu ayın 16 Temmuz 2024 (Salı günü ) tarihi, muharrem ayının onuncu günüdür. Yani aşure günüdür. O gün oruç tutmak müntahaptır. Peygamber (s,a,v) efendimiz muharrem ayının onuncu günü oruç tutarken bir gün önceden başlamayı veya bir gün ilave etmeyi tavsiye etmişlerdir. (9-10 veya 10-11). Bizler de aşure günü oruç tutacağımız zaman, bir gün önceden başlayarak veyahut bir gün ilave ederek iki gün oruç tutmak suretiyle efendimizin tavsiyesine uymuş oluruz. Aşure yemeği;, Hz Nuh peygamberin zamanından günümüze kadar gelen bir gelenektir. Nuh tufanında sel sularının çekilmesiyle Hz Nuh peygamberin gemisi cüda dağına iner. Geminin içindekiler dışarıya çıkarlar. Geminin içinde çok az erzak kamıştır. Bunların hepsi bir araya getirilerek o günün şartlarında bir kazanda yemek yapılır. Yemeğin yapıldığı gün, muharrem ayının onuncu günü olması hasebiyle o gün yapılan taama aşure denilmiştir. Günümüzde her muharrem ayının onuncu gününde veya diğer günlerde yapılan aşure taamının halka dağıtılmasında, insanlar arasında dayanışma ve kaynaşma meydana gelmektedir. Hz Nuh (a.s) ın zamanından günümüze kadar gelen aşure geleneğinin islam toplumunda yer etmesi, Muharrem ayı ve yeni bir Hicri yılın girdiğini hatırlatması açısından önemlidir.

Aşurenin varlığı, yeni bir hicri yılın girdiğini hatırlatmaktadır. Müslümanlar arasında sevinç, karşılıklı saygı, sevgi ve birliktelik oluşmaktadır. Bu açıdan bakıldığında muharrem ayı ve aşure gününün toplum üzerinde müspet tesiri büyüktür. Peygamber efendimiz bir hadislerinde, ”Ramazan ayı orucu dışında en faziletli oruç, Allah’ın ayı muharremde tutulan oruçtur. Farzlar dışında en faziletli namaz da gece namazıdır” buyurdular. Müslim, siyam,202.

Ramazan ayından sonra efendimizin büyük önem verdiği muharrem ayını iyi değerlendirilmeli. Aşure ikramları, hediyeleşmeler ile beraber kitap okuyarak bilmediklerimizi öğrenerek ayın hakkını vermeliyiz. Aşure günü Peygamber efendimizin cennet gençleri diye vasıflandırdığı iki torunundan biri Hz Hüseyin, Irak’ın ker bela bölgesinde Yezidin ‘in adamları tarafından 72 sevenleriyle beraber şehit edilmişlerdir. Bu tarihi elim olaydan ders alarak her zaman ve her mekânda Kur’an’ın ve efendimizin sünnetinin etrafında buluşmanın büyük ihtiyaç olduğunu kavramalıyız. Bizleri yanlıştan, dünya ihtirasından, gurur ve kibirden kurtaracak olan bu iki kaynaktır. Aynı zamanda doğruya hakkaniyete iletecek de. Bu bakımdan Kuranı Kerim ve efendimizin sünnetini okuyup anlamak için gayret sarf etmeliyiz. Allah bu ayı, aşure gününü ve yeni hicri yılı hakkımızda hayırlara vesile kılsın inşallah. Âmin.

Tahsin ÖTGÜÇ

Emekli müftü