MUTTAKİ OLMAK
İnsanı değerli kıllan takvadır. İttika, korkmak, endişe etmek manasına gelir. Istılahı manası, Yüce Allahtan korkmak. Haram ve şüpheli şeylerden sakınmaktır. Böyle bir hale takva denir. Bunun sahibine de muttaki denir. Bir başka yönüyle ittika, Allah’ın emirlerine bihakkın ittiba, yasak kıldıklarından, haram eylediklerinden uzak olmaktır. Bunun gerçekleşmesi için öğrendiklerimizi amelle buluşturup hayatla devam ettirmek gerekir. İnsanı kemale erdiren ilim, amel ve ihlâstır. Bunlardan birinin olmayışı olgunlaşmayı engeller. İlme dayalı, bilinçli olarak yapılan ibadet, kişi üzerinde manevi tesirini gösterir.
Yüce Allah Kuranında “Kulları içinde ancak âlimler Allahtan korkar. Allah Azizidir, Gafurdur” buyurmuştur. Fatır, 28. Buradaki korkma, sevgi ve saygıya dayanır. Allah’ı seven, ona saygı duyan kişi, darılmasından, gücenmesinden korkar. Onun rahmetinden ve mağfiretinden mahrum kalmaktan korkar. Değilse Allah’ın zatından korkmaz. Zira Allah yaratan, idare eden ve rızık verendir.
Peygamberimiz (s,a,v) efendimiz “Nerede olursanız olun Allahtan korkun. Bir kötülük yaptığınızda arkasından iyilik yapın, o kötülüğü silip süpürsün. İnsanlara karşı güzel ahlakla muamele edin” buyurmuştur. Riyaz-üs-Salihin.
Müslüman olarak, Allah’ın her yerde var olduğunu, mekân ve zamandan münezzeh olduğunu bilmemiz gerekir. Onun hakkıyla işiten ve gören, her şeyden haberdar olduğunu bilmemiz lazım gelir. Bu duygu içinde söylem ve eylemlerimize dikkat ederek hayatımızı devam ettirmek gerekir. Her işimizde dikkatli ve temkinli olmamız gerekir. Sözler ve davranışlar yararlı ve faydalı olmalıdır. Zira Allah, ne düşünüyor, ne söylüyor ve yapıyorsak bilmektedir. Allah’ın kontrolü altında olduğumuzun farkında olarak hayatı sürdürmek esastır.
Yüce Allah Kuranında “Ey müminler! Allah’ın azabından ve gazabından nasıl korkmak gerekirse öyle sakının. Öleceğiniz zaman ancak ve ancak Müslüman olduğunuz halde ölün” buyuruyor. Ali İmran 102.
Takva sahibi insan Allah’a yakın olan insandır. Allah muttaki bir Müslüman olmamızı istemekte. Rabbe giderken de Müslüman olarak gitmemizi emir buyurmaktadır. Müslümanlığı korumak, muhafaza etmek ve kuvvetlendirmek için takva sahibi olmak lazım. Gelir. Allah’ı görüyor olmak, sesini duyuyor olmak, insanı şeytani ve nefsanî duygulardan beri kılar. Hayır düşünmeye, topluma faydalı olmaya, kendisi için sevdiğini, kardeşi için de sevme, kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına da yapılmasını istememeye sevk eder. Allah sevgisinin var olduğu yerde huzur ve mutluluk vardır. Paylaşım vardır. Hoşgörü, saygı ve güven vardır. Allah korkusunun var olduğu yerde kardeşlik, birlik ve dirlik vardır. Allah korkusunun var olduğu yerde zindelik var, bereket var, yaratılanı yaratandan ötürü hoş görmek vardır. Bu gün buna daha çok ihtiyacımız vardır.
Bugün dünyada ve özellikle Müslüman beldelerinde bir takım kargaşa, lüzumuz çekişmeler cana ve mala zarara vermeler varsa, Birlik ve beraberlik, yardımlaşma ve dayanışma yoksa bunun tabanında kalplerde Allah korkusunun olmadığı yatmaktadır. Muhammed Ümmetinin içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtulması için kalpleri mutmain kılan Kurana sımsıkı sarılması, ondan feyiz alarak yeni bir hayatla buluşması lazım gelir. Zira kalplerin ıslahı ve Allah sevgisiyle buluşması ancak zikirle mümkündür. İşte o, zikir Kurandır. Kur’an müminler için şifa kaynağıdır. Onu okuyan yaratanla konuşuyordur. Dinleyen de Allah’ı dinliyordur. Bu halde Müslüman etrafına zarar değil, yarar sağlar. Şeytandan değil, melekten gelen hisse kulak verir. Şer değil, hayır üretir. Başkasını kendisine tercih eder. İşte bu hale takva, bunun sahibine de muttaki (takva sahibi) denir. Yüce Yaratan bizleri bu halde olmayı nasip etsin. Amin.
Tahsin ÖTGÜÇ
Emekli Müftü