Bedrettin KELEŞTEMUR


NEVZAT ÜLGER’İ KONUŞMAK

FİKİR BAHÇESİ


NEVZAT ÜLGER’İ KONUŞMAK

                                    Bedrettin KELEŞTİMUR

Rahmet Mekân Nevzat Ülger Beyefendiye ithaf ettiğimiz (Akrostiş) şiirimizle, dualarımızı, yakarışlarımızın aminlerimizi ruhaniyetlerine göndermek istiyoruz…

“Neylersin can, şehrin sedası kaydı

Elveda tebessüm eden gül yüze

"Velisidir, Müslüman, Müslüman'ın"

Zor yolların, bahar esintisinde,

Âlâ derlerdi, her hayırlı işe

Tarih yazmak, şu âleme zarafet,

Ülfet ve muhabbet sohbetin tadı

Lütfeder şefkate dem dem yâdı

Gayretidir her söze gül ikramı,

Erdemli insandır, dünyanın şahı!

Temayüz eder, dostluklarda adı...”

Şiirimizde, zarafetten, incelikten, şefkatten, merhametten, dostluklardan ve bütün bunların özünde de, ‘erdemli insana…’ vurgu yaptık. 

Bizler, Elâzığ insanından söz ederken sıklıkla, “Harput Beyefendisi…” kavramını kullanırız. Bizlere ecdattan miras sekiz köşeli şapkanın marifetinden de söz edelim. Sekiz köşeli şapka, Elâzığ insanının hayat boyası olan kimliğidir. Bunlar, “yiğitlik, mertlik, çalışkanlık, cömertlik, dürüstlük, misafirperverlik, alçak gönüllülük, doğruluk…” gibi değerlerdir. O değerler üzerinden hareketle, bu şehrin bir entelektüeli olan Nevzat Ülger Beyi anlatabiliriz… 

Rahmetli Nevzat Ülger ile birkaç toplantıda bir arada olduk. 08 Şubat 2016 tarihinde, Elâzığ Belediyesi Bünyamin Eroğlu Kültür ve Kongre Merkezinde, “edepten Ebede Giden Bir Yol Şeyhü’l Muharririn Ahmet Kabaklı” anma programında; Bahtiyar Arslan, Esat Kabaklı, Dr. Naci Onur ile birlikte olmuştuk. Bu nezih programın yöneticiliğini yapmışlardı…

Elâzığ NGK Anadolu İletişim Meslek Lisesinde, “Medya Tarihi…” derslerine gittiğimiz yıllarda, Nevzat Ülgerin Moderatörlüğünde katılımcı olarak, “Dünden Bugünlere Medya Tarihini…” konuşmuştuk. Güzel ve de verimli bir sohbet olmuştu. 

Ve yine Manas Yayınevi’nde, “Nevzat Ülger’in eserinin tanıtım toplantısında…” yöneticilik yapmıştık. Rahmetli Nevzat Ülgerle bizler, ‘sohbetlerde…’ bir arada olduk. 

Ve özellikle de, 2001 tarihinde gerçekleştirilen, Elâzığ 1. Ekonomi Kurultayında kendilerini daha yakından tanıma fırsatını bulmuştuk. İktisadi konularda daha fazla okuyan, zihin jimnastiği yapan, eserler kazandıran bir entelektüel kimliğe sahiplerdi. 

Nevzat Ülger’in çocukluk yılları, ilkokul yılları Sürsürü Mahallesinde geçmişti… Bu mahalleyi bizim nesil, ‘bağları ve bahçeleriyle bilirler…’ Sürsürü Mahallesi Üzümüyle ve özellikle de, Öküzgözü üzümü… Ne bağ kaldı ve ne de Sürsürü Mahallesinin o doyumsuz yeşilliği… Merhum Nevzat Ülger, Sürsürü Mahallesini, “Elâzığ Şehrinin Orta Asya’sı…” olarak nitelendirirlerdi. Sürsürü Mahallesinde, “Balkanlardan gelen göçmen ailelerinin yerleştirildiğini…” Rahmetli Ülger’den öğreniyoruz… Bizler Nevzat Ülger’i anlatırken, “Eğitimci, Araştırmacı Yazar, Siyaset Adamı, Bürokrat, İşadamı/ veya yönetici olarak…” tanımlıyoruz. Kendileri, 1950 doğumlu… Tunceli Öğretmen Okulu mezunu… ve daha sonra, İktisat Fakültesini bitiriyorlar. AK Partinin ilk iktidar olduğu yıllarda, Elâzığ İl Başkanlığı görevini (2003) bir süre uhdelerinde bulunduruyorlar. Rahmetli kendi hayatlarını anlatırlarken, “siyaset hakkında; ‘o ayakkabı bizlere büyük geldi/ beceremedim!” diyorlardı. Ve sözlerine şöyle devam ediyorlardı, “Benim yapımdaki bir insan siyaset yapmamalı!” 

Sürekli okuyan, gazete ve dergilerde yazılar yazan, program ve projeler üzerinde çalışan Nevzat Ülger, “kelâm ve kaleme önem veriyorlardı…” Şehrin, şairi, yazarı, edipleriyle, aydınlarıyla, STK’larla sürekli bir arada, ‘fikri ve edebi sohbetlerle…’ hayırlı işlerle birlikte zamana kürek çekiyorlardı. 

Kendileri, “4 tanesi yerel olmak üzere 13 eseri okuyucuyla buluşturmuşlardı…” Sn. Ülger, “yazmak ve okumaktır…” diyorlardı. En büyük üzüntüleri de, “Elâzığ insanı kendi içerisinden lider kadroları çıkaramıyor…” sözleriyle ifadesini buluyordu. Gençliğe seslenişleri, “kendi kavramlarına yabancı olmamalıdır. Bu gençlik okumalıdır. Tarihini, kültürünü, edebiyatını, sanatını…” çok iyi bilmelidir. Bu şehrin en vahim sıkıntılarından birisi de, “bilgi kirliliği…” Bu konularda da, hassasiyetlerini yakından biliyoruz. Güzel bir insandı… Samimiydi, dürüsttü, entelektüel bir bakışı vardı. Nevzat Ülger ile birlikte, “bir neslin/ veya bir dönemin göçü:..” diyebiliriz. Mekanları cenneti ala olsun amin.