Bedrettin KELEŞTEMUR

Tarih: 30.12.2024 20:22

NÜFUS, BU ÜLKENİN BEKA SORUNU!

Facebook Twitter Linked-in

NÜFUS, BU ÜLKENİN BEKA SORUNU!

Bedrettin KELEŞTİMUR

Türkiye’de yıllık nüfus artış hızı 2021 yılında binde 12,7… 2022 yılında binde 7,1 olurken, 2023 yılında binde 1,1 oldu! Ve bir gerçek daha, “il ve ilçelerden belde ve köylere bir göçün başlamasıdır.” 

Bir ülkenin aydını/ aksaçlısı sadece bugünleri değil, bir sonraki nesilleri/ bu milletin 50 yıl sonrasını, bir asır sonrasını düşünür… 

Sorarım sizlere, Çanakkale’yi, Yemen’i, Sarıkamış’ı, bu milletin verdiği İstiklal Mücadelesi Tarihini unutmak mümkün mü? Bir millet, “Ya İstiklâl, Yâ Şâhadet!” dedi. Şehadetle yüründü koskoca yıllar. 

Gazi Atatürk 1920’lerdeki nutkunda; “Türkiye nüfusunun artması, ulusal sağlık problemlerinin çözülmesi, ölümlerin azaltılması, kişilerin üretim için yetenekli bir şekilde yetiştirilmesi yönünde görüşlerini açıklamışlardır…” Nüfus o kadar önemlidir ki, “savaşlardan yorgun çıkan genç nüfusunu kaybeden bir milletin azim ve iradesinde…” çoğalmak vardı. 

Bilge Kaan, “Ötüken’i il tuttum. Açları doyurdum, çıplakları giydirdim. Yoksul milleti zengin kıldım. Az milleti çoğalttım. Artık kötülük yok…” 

Anadolu deyince yüreklerimiz titrer; “Yeşil kilim gibi uzanır baktım! Anadolu, bozkır yolunda bahtım. Gönül dünyasında çağlayan tahtım. Düşlerim sevgiyle yoğrula dursun, gök mavisi serinliğinde adım! Anadolu, şefkatin ırmağında, Yunuslarla gönüllere dokundu! Kinin, öfkenin, hasetin ağında; Moğol’dan, Haçlıdan yurdun sakındı! Anadolu, şehadetinle anılır toprağın. Sevdası gül kokulu cennet bağrın! Harput Kalesi’nde, kartal bakışlar. Murat Ovasında, uhrevi nakışlar. Diyarbakır’da, sahabe duruşlu vakar. Amasya’da, yeşil duvaklar. Söğüt’te, bir tatlı rüyadır. Bursa, nakış nakış tarihe örgü; Ulubat’ta, kuş seline salınır hülyam! Her koy’ unda Çaka Beydir, Eğem! 

Güzel ve aziz yurdum anlatmakla bitmez… Gelin görün ki, bu ülkenin “nüfus artışı, beka sorunudur!” Artık uykularımız kaçar… Sükûtun çığlık anını yaşar olduk, dersem yeridir. 

Bilim adamları, “Bir evlat, nüfusun azalması demektir. İki evlat, nüfusun korunması… Üç evlat, nüfusun artışıdır…” Gel görelim, 2023 yılında nüfusun artış hızı, “binde 1,1 olmuştur!” Nüfusumuz giderek ihtiyarlıyor. Bu durum hiç de hayra âlamet değil…

2010 yılından 2024 yılına kadar, geçtiğimiz 13 yıl içerisinde, Türkiye’mizde, “8 milyon 35 bin 521 çiftin evlendiğini…” görüyoruz. Allah mutluluklarını daim etsin diyoruz.

2010 yılından, 2024 yılına kadar, geçtiğimiz 13 yıl içerisinde, Türkiye’mizde; “1 milyon 971 bin 460 çiftin ayrıldığına…” şahit oluyoruz. Bu bir dramdır. Sözün bir bakıma bittiği yerdeyiz! 

Aynı dönem içerisinde; “velayete verilen çocuk sayısı, 1 milyon 743 bin 720…” oluyor. 

Burada elbette ki, din adamlarımızı, psikologlarımızı, sosyologlarımızı, bu ülkenin dertleriyle dertlenen aydınlarını göreve çağırmak da, vicdani bir görevdir. 

Bizim yaşımız, 70’lere doğru tırmanıyor… Bu arada, üç nesli düşünüyorum. Rahmetli Anne ve Babamızı… 5 evladı vardı… Çocukluğumuz öyle lüks bir hayat içerisinde de geçmedi. Büyüklerimiz bizler üzerinde titrerdi… Bunun farkındaydık… Evimiz/ mekânımız/ o kutsi çatımız, bir okul gibiydi. Yüksek bir ahlak üzerinde yetiştirildiğimizi de biliyoruz. Beşkardeş de iyi bir tahsil yaptık… Bizlerin akranları da öyleydi… Bir kutlu azim ve irade vardı. Huzurlu, güvenli, vakarlı, dopdolu bir hayat serüveni… Türkiye artık, 1980’lerin, 1990’ların Türkiye’si değil! Herşey o kadar çabuk değişti ki, sizlere son on yıl içerisinde; evlenme ve eşlerin ayrılmalarıyla ilgili resmi rakamları vermeye çalıştım. Ve dahası, ‘velayete verilen çocuklar…’ 

Bu ülkeye, bu ülke insanına ne oldu? Bizler, evet hiçbir zaman ‘ümitsizliğe düşmedik’ İnancımız, ‘ümitsizliği yasaklıyor…’ Bizlere bir ve beraber olmayı emrediyor. Birbirimizi sevmeyi, yardımlaşmayı, hakka ve hukuka saygı göstermemizi emrediyor. Nerede bir yoksul varsa, bir mazlum/ veya yolda kalmış/ veya ilim tahsili yapan varsa, onlara kol kanat olmamızı emrediyor. 

Hadis, “fakirlik neredeyse küfür olacaktı!” hadisi üzerinde de, sıklıkla düşünmüşümdür. Bütün kötülüklerin anası, ‘cehalet ve yoksulluktur…’ Yakın ve uzak çevremizden sorumlu olduğumuzu da burada ifade etmek isterim… Sorumluluklarımız bizleri bir araya getirmelidir. 

Bir önceki yazımızda, bu ülkede giderek artan, ‘beyin göçünden’ bahsetmiştik. Bugünkü yazımızda da, ‘gelecekte bizleri bekleyen büyük bir sıkıntıdan…’ söz etmek istiyoruz. Türkiye’de nüfus artışı artık, “binde 1’ler civarındadır…” Yıllar önce kendi ülkemizden söz ederken; “genç, dinamik, enerjik bir nüfus piramidinden söz ediyorduk!” Ya şimdi, sıklıkla nüfusumuzun, ‘yaşlandığından’ söz ediyoruz. Nüfusumuz üzerinde olduğu kadar, ‘mukaddes bildiğimiz aile çatısı üzerinde de artık daha fazla düşünmeye…’ ihtiyacımız var Selam ve muhabbetle.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —