NURETTİN ARDIÇOĞLU’NU ANARKEN!
Bedrettin KELEŞTİMUR
Ah! İnsanımıza sağlığında gereken kıymeti verebilsek?
Bir Ahmet Kabaklı Hoca'mız ne güzel değil mi?
“Hayatlarında taçların en güzeli giydiriliyor!”
Rahmetli Tarık Buğra hakeza öyle, bütün eserlerinin bir değerlendirilmesi sağlığında yapılıyordu...
Bunu, ülke genelinde yaygınlaştıralım. Hiç değilse, yeni yetişen neslimize teşvik olur...
Örnek simaları daha yakından tanıma fırsatını bulur.
Nurettin Ardıçoğlu, Elazığ'ın yetiştirmiş olduğu güzide şahsiyetlerinden…
Rahmetli Ardıçoğlu'nu; bir eğitimci, siyaset bilimcisi, bir müteşebbis olarak Elazığ insanı yakından tanır.
Ama, 'gündemi yakalayan.,.' Mücadeleci bir gazeteci kimliğiyle belki de tanıyanımız azdır.
Rahmetli Ardıçoğlu'nun ilk görev yeri İzmir'dir.
Burada değişik okullarda tarih öğretmenliği yaparken; İzmir'de çıkmakta olan Türk Yurdu ve Aramak isimli edebi dergilerde edebi yönü ağırlıklı tarihi konulan can alıcı noktalarıyla yakalayan yazıları çıkmaya başlar.
“Ben gurbette değilim, gurbet benim içimde…” Tarih maziyi tefekkür, geçmişe yapılan gönül yolculuğudur. Bu yolculukta geçmişe hasret vardır. O anı yaşama arzusu vardır.
Ardıçoğlu'nun ikinci görev yeri, doğup büyüdüğü Elazığ'dır. Harput'taki tarihi eserlerin birçoklarının kitabeleri Ardıçoğlu tarafından okunmuştur.
Palu, Pertek ve yöredeki tarihi eserler üzerinde araştırmalar yapmış ve bugün Elazığ Valiliği'nin yayın hayatına kazandırdığı Harput Tarihi isimli eseri kazandırmıştır.
Belek Gazi ismi üzerinde durmak istiyorsanız, buyurun sizlere tek kaynak eser, rahmetli Ardıçoğlu’nun güçlü tasvirleriyle tatlı serüvenine taşıyan Belek Gazi isimli esere başvurunuz derim.
Ardıçoğlu, İstanbul Hukuk Fakültesine başlarken kendisini daha farklı bir ortamın içerisinde bulacaktı. İstanbul'da aktif gazeteci olarak görmekteyiz, rahmetliyi! Tanin gazetesinde dış siyaset makaleleri, Cumhuriyet gazetesinde gece sekreterliği ve yazı işleri müdürlüğü yapar.
Bilahare Elazığ'a gelen Ardıçoğlu Doğu Postası adı altında bölge gazetesi çıkarmaya başlar. Bu başlı başına bir cesaret, bir yürek işidir. İşte, Anadolu basınının içindeyiz. Günümüz Türkiye’sinde bile acımasız sıkıntıların ne denli bu sektörde var olduğunu düşünmek bile yeter…
Bakınız, Ardıçoğlu hiçbir zaman kendisini yazı dünyasının dışarısında bırakmaz. Ankara'da, çok güçlü muhalefet esprileriyle dolu yazılarını Kudret'te yazdığı başmakalelerinde görüyoruz.
Bir avukat, bir gazeteci ve politikacı olarak 1960'lı yılların eşiğinde bu şahsiyeti çok yönlü olarak görüyoruz. 1961 yılında Elazığ’ımızı temsil ederek meclistedir. 1963 yılında İnönü kabinesinde Basın Yayın Turizm ve Tanıtma Bakanı olarak Devlet adamı hüviyetiyle karşımızdadır. Türkiye’nin ilk Turizm Bakanı olarak da ismi anılmaktadır. O yıllarda Ajans Türk'e yaptığı mülakatında, özel teşebbüs, tatil köyleri, yabancı sermaye, turizm endüstrisi gibi kavramları 35 yıl öncesinin Türkiye’sinde gündeme taşıma cüretini göstermiştir. Uzak görüşlü, ufuk derinliği, fikirlerini hayata geçirmedeki güçlü iradesi ile iz bırakacaklardır.
Bizler Ardıçoğlu'nu; 1965'lerin özellikle Elazığ'a soluk aldıran simaları arasında görüyoruz. Av. Fikret Memişoğlu, İshak Sunguroğlu, N. Yıldırım, Cenani Dökmeci gibi şahsiyetlerle bir ekoldür.
Kültür ve sanatımıza damgalarını vuran okuldur. Bu güçlü şahsiyetler, Elazığ'ın ufkunu açmışlardır. Görüş alanlarını genişletmişlerdir. Gelecek nesillere hizmette vakıf zihniyetini bir atölyeye dönüştürmesini bilmişlerdir. Geçtiğimiz yıllarda bu şehrin gündemine Teknik Üniversite gerçeğini taşımıştık. Bunun özlemini Fırat Teknik Üniversitesi adıyla meclise kanun teklifi vererek, büyük bir özveriyle çalışan, rahmetli Ardıçoğlu olmuştur. Rahmetli Süleyman Demirel’i, Güniz Sokakta bulunan evinde ziyaretimizde bizlere; “en büyük idealim Ankara’nın doğusunda Elâzığ’da bir Teknik Üniversitenin açılmasıydı!” diyecekler. 1970’li yıllarda, Elâzığ Şehri, “metropoliten şehir olarak tanımlanıyor ve Türkiye’de ilk 8 şehir arasında yer alıyordu!” Nereden nerelere gelmişiz? 1960’lı, 1970’li yıllarda Elâzığ Şehrinde, ‘güçlü bir aydın hareketi…’ olduğunu söyleyebiliriz.
Merhum Nurettin Ardıçoğlu’nun hayat hikâyesini bir daha özetle geçelim; “1914 yılında Harput’ta doğdu. Babası Muallim Nail Bey, Annesi Pembe Hanımdır. Gazi Eğitim Enstitüsü ve İ. Ü. Hukuk Fakültesinden bitirecektir. Elâzığ ve İzmir’de, Tarih, Fransızca ve İngilizce öğretmenliği yapacaklar. Osman Bölükbaşı ile Millet Partisini kuracaklar. Türkçülük- Turancılık fikrinin içerisinde yer alacaklar. 12 ve 13. Dönem Elâzığ Milletvekilliği ile Turizm ve Tanıtma Bakanlığı yaptılar.!”
Keban Holding... 1970'li yılların ayrı yankısıdır. Bu müteşebbis ruhu, bugün de görmek en büyük arzumuzdur. Kalem sahibi, taşıdığı misyona sahip olmalıdır. Gazeteci, içerisinde yaşadığı dünyayı dışa açan gaye ve ufuk İnsanıdır. Böyle bir ufku, mücadeleci yapısıyla Ardıçoğlu'nda gördük… Elazığ, böyle mümtaz şahsiyetleri bağrından çıkardığı için şanslıdır.