Tahsin ÖTGÜÇ - Emekli Müftü


PEYGAMBERİMİZİ ANLAYABİLMEK

KONUK YAZAR


PEYGAMBERİMİZİ ANLAYABİLMEK

 

Her yıl Rebiyülevvel ayı ile miladi Nisan ayında Peygamber (s,a,v) efendimizin dünyaya gelişinin sene-i devriyesi, çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Aslında onun ümmeti olarak her zaman sevgisini ve muhabbetini kalplerimizde taşımaktayız. Onu her zaman hatırlamadığımız, anmadığımız yok gibidir. Namazda okuduğumuz sallu barikler, ismi anıldığında okuduğumuz salatü selamlar, bunun delilidir. Ancak efendimizi anarken, onu anlayabiliyor muyuz? Veya ne kadar anlıyoruz. Onu anlamadan anıyor ve seviyorsak bunun arzu edilen düzeyde faydası olmaz. Bundan dolayı efendimizi anarken anlamak lazım gelir. Zira onu anlamak Kur ”anı anlamaktır. Hayatı anlamak, insanlığı anlamak, İslamı anlamaktır. Hepsinden önemlisi Allah’ı anlamaktır. Ancak bu gün geldiğimiz noktada İslam ümmetinin halini gözlemlediğimizde, Peygamberimizin hiç de anlaşılmadığı görülmektedir. Ümmetin birlik ve beraberliği, huzur ve güvenliği, inandığını hayatla buluşturması oldukça zayıflamıştır. İşin gerçeği İslam ümmeti perişan dorumdadır. Bu durumdan kurtulmak için Allahlın ilahi mesajına kulak vermek gerekir.

Yüce Allah Kuran’ında “O Peygamber size neyi getirmişse onu alın. O sizi neden nefyediyorsa, onu terk edin. Allah’ın azabından korkun. Gerçekten Allah’ın azabı çok şiddetlidir” buyurmuştur. Haşr, 7. Peygamberimizin Allah tan getirdiği, Kuran dır, İslamdır. Bu gün İslam ümmeti olarak ne kadar Kur ”anda buluşabiliyoruz. İnsanların birlik ve dirlik içinde olmasını sağlayan Kur”an ve İslam dır. Kuran ahkâmıyla dine uygun hayatı sürdürebiliyor muyuz?. Efendimizin hoş görmediklerinden, men ettiklerinden ne kadar uzak durabiliyoruz?. Bu sorulara cevap verdiğimiz zaman netice hâsıl olacaktır. Bunun için de okumak, araştırmak ve teslimiyet gerekir. 

İslam âlemindeki sıkıntıların, zelilliliğin, kar kaşanın, cana kıymaların her türlü zorbalıkların son bulması için bir gerçeğe ihtiyaç vardır. O gerçek, kâinatın efendisi Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa (sav) efendimizi anlamaktır. Efendimizin mesajı anlaşıldığı zaman huzurlu devir yeniden oluşma imkânı bulur. Silahlar susar, İnsanlara zarar vermek biter. Bu dünyanın fani olduğu anlaşılır. Benim yaşama hakkım olduğu gibi, diğerlerinin de vardır. Ben neyi seviyorsam, neyim olmasını istiyorsam, diğer insanların da aynı duyguya sahip olduğu gerçeği anlaşılmış olur.

Peygamberimiz (sav) efendimiz “Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden salim olduğu kişidir”(Riyazüssalihin) buyurarak Müslüman’ın Elinden ve dilinden zarar gelmeyen insan modeli olduğunu vurgulamıştır. Müslüman, toplumda birliği, dirliği bozan, insanlara zarar veren geleceklerine güvenle bakmalarını engelleyen insan olamaz. Zira efendimiz, “insanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır” buyurmuştur. Riyazüssalihin. İslam da esas olan, faydalı olmak, hayırlı ve üretken olmaktır. Faydalı olmak, üretken olmak ve paylaşım içinde bulunmak kişinin dünyasını ve ahretini huzurlu kılar. İki günü eşit olan aldanmıştır buyuran efendimiz çalışıp üretmeyi, fiziken ve ruhen kuvvetli olmayı tavsiye etmiştir. Veren el alan elden üstündür buyurarak maddi yönden zenginliğin önemini vurgulamıştır. Hz Ebu Bekir (ra) gibi olmaya çalışmak önemlidir. O, Medine de Yahudi ye ait bir su kuyusunu sahibinden satın alarak Müslümanlara vakfetmiştir. Zira Peygamberimiz, Müslümanların zelil değil, aziz olmalarını istiyordu.

Bu gün dünya insanlığının ve İslam âleminin hak ettiği hayata kavuşabilmesi için tek bir çare vardır, o da efendiler efendisi, Hz Muhammed’i anlamaktır. İslam ümmetinin de hiç vakit geçirmeden efendimizin getirdiği Kuranda buluşarak gerçekleri görmesi lazım gelir. Kur’an ve peygamberi hayatı, kendi hayatlarıyla buluşturması lazım gelir. Böyle olduğu zaman huzur ve güven kendiliğinden gelecektir, inşallah. Zira peygamberimiz (sav) efendimizin hayatında, insana sevgi ve saygı, canlılara merhamet var. Doğruluk, dürüstlük, hoşgörü ve mütevazılık var. Çalışmak ve üretmek, insanlara faydalı olmak var. Toplumu meydana getiren bireyler bu değerlere sahip olduklarında televizyon ekranlarında gördüğümüz insanlıkla bağdaşmayan manzaralar son bulacaktır. Genelde İnsanlık, özelde Müslümanlar, arzu ettikleri hayatla buluşmuş olacaklardır inşallah.

Tahsin ÖTGÜÇ

Emekli Müftü