SABIR KALBE İLAÇTIR
Bedrettin KELEŞTİMUR
Meğer sabır hayat ilacıymış!
İfrat ve tefrik gibi iki beladan uzak duruşun çaresiymiş!
Evet, sabır yeri ve zamanı geldiğinde ‘belaya selam durmakmış’
Sabır, kötülüklere karşı kalkanmış!
Sabır, ‘takvadır’
Sabır, tevekkül ve teslimiyettir!
Sabır, metanettir!
Sabır, bir nev’i nefsi ıslahtır!
Sabır, selamettir!
Sabır, tevazudur!
Sabır, şiddetten şiddetle kaçınmaktır!
Sabır, hiddetten ve öfkeden kendini alıkoymaktır!
Sabır, kalbi huzurdur!
Sabır, gözyaşıdır!
Sabır, hayatı bütün veçhesiyle okumaktır.
SABIR
Sabır, ne menem güçtür anlayana
Ondaki ruhu, sükûtla dinleyene!
Feryadım, içimde bir volkan gibi
Düşer, dağlar üstünden; çağlayana!
SABIR
(Akrostiş Şiir)
Sabır var mı, ‘yüreğinizdeki acıya’
Âlem biliyor, Eyyüb’ün sabrını
Belalara, tahammülün tacı ya!
“İnlerken duyar yaralı tenini”
Rabbine şifa için duacı ya!
“Sabrın sonu selâmet!”
Hayra nişan düşer, alamet.
SABIR MAKARASI
Hayatı, ‘sabır makarasına sar’
Gün olur, sükût sana en büyük yâr
Selâm ver, her zorluğa, her çileye
Acele işler cana, sineye dar!
SABIR, MAZLUMUN DİRENİŞİ
Sabır, mazlumun sessiz direnişi!
Gönüller sükût eder çığlığına
Tarihin sükût ettiği yerdeyiz
Sözün, devranın döndüğü yerdeyiz
Perdenin her dem kalktığı yerdeyiz
Acılı, elemli pusulardasın!
SABIR YAYINDIR
Sabır yayındır, sır okundur!
Sabır cihadın; sır, atındır
Sükût, içindeki nağmendir
Nağmesi, gönül dilinde okunur!
SABRIN İKİ KANADI
Sabrın iki kanadı; sükût ve vakar!
“Su boğar insanı, ateşse yakar!”
Vuslata adımlar, bütün yüreğim;
Halden hale döner, Mevla’ya akar
SABIR KÂH SÜKÛT
Sabır, kâh sükût, kâh tahammül bize
Akıl-şuur arasında Med-cezir
Başlat eğik, sabırla çıkar düze
Ilgıt ılgıt teselli, ruha vezir
Rahmet ister sabır, gönülden yüze
SABIR SELÂMET
Sabır ile Hak’tan selâmet!
“Niyet hayır ola, akıbet hayır”
Gül derelim birlikte, deste, deste
Bedri, gül nişanı âlamet iste
SABIR
(Akrostiş Şiir)
Sabırla imtihanmış meğer hayat
Azimle işe koyulmada niyet
Bildim, dualarda saklı hamiyet!
Ilgıt ılgıt esen rüzgârda safiyet
Rabbim, sabırla vermiş afiyet
SABIR ZIRHI
Bilmem, nasıl anlatayım kendimi!
On dört Eylül’de dünyaya gelmişim
Her anı, ‘hüzne tebessüm edişim’
Sabır zırhıyla güne uyanışım
Geleceğe cüretle yürüyüşüm
Bir işten diğer işe koşturmam
Yürek yarışına döndü hayatım!
YA SABIR
Sabır, ‘hayatımda kilit, anahtar’
Acele işlerde, Rabbimden ihtar
Bir ömrün karekökünde; “Ya Sabır!”
Rüzgâr kadar sakin, tevazu kantar