ŞEHİTLERİMİZE RAHMETLE
Bedrettin KELEŞTİMUR
“Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin!
Bilakis (onlar) hayattadırlar, fakat (siz) anlayamazsınız (Bakara Suresi, 154)
ŞEHİTLERE AĞLANMAZ Kİ
Kuran, “onlar diri” diyor, ölmedi
Şehitlere ağlanmaz ki, ağlama!
Ağlayıp da, yürekleri dağlama
Dağlara bak, “açan güller” solmadı
Ahir zamana kadar, solmayacak…
Hakikat, “vatanın tapusu” onlar
Yücelikleri seçenlerde, onlar
“Şahadet edecek” neferler, onlar
Dağlara bak, “açan güller” solmadı
Ahir zamana kadar, solmayacak…
Nerede tatlı bir rüzgâr esende
Semada parlayan yıldız yüzende
Vatanın gül bahçesini gezende
Huzur veren güllere bak, solmadı
Ahir zamana kadar, solmayacak…
Şehitler, Hak katında “rızıklanır”
Sevdalarıyla birlikte aklanır
Hatıraları bizlerde saklanır
İsimleri gönüllerde, solmadı
Ahir zamana kadar, solmayacak…
“Ya gazi, ya şehit olmak” isterim
O, “ulvi yolda” gezinir hislerim
İmanım hey! davetini beklerim
Gayretim, niyetim, ufkum solmadı
Her nefes alışımda solmayacak
Bir ömür boyu Rabbim soldurmasın
EY YAR…
Gün sensiz doğdu, gecem sensiz geçti
Rüzgârlar bile, sensiz sükût etti!
Ay yüzünde de, belliydi hıçkırık
Sükûtu hayra yoramadım Ey Yâr
Deniz mehtapsız, ıssız kumsal gibi
Dalga poyrazsız, durgun derya gibi
İçimdeki sessizlik, ürküten çığlık!
Sükûtu hayra yoramadım, Ey Yâr
Bak gözlerime, bir dünya dönüyor!
Bak sözlerime, âlemi geziyor!
Sevda yüklü gemide, yelken almışız..
Sükûtu hayra yoramadım Ey Yâr
Rüyalar, gerçek hayatı seziyor
Kanım candan; damla damla sızıyor
Eriyorum, yaralarım azıyor
Sükûtu hayra yoramadım Ey Yâr
“Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma! Bilakis (onlar) hayattadırlar.
Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar” (Âl-i İmrân Suresi, 169)
ŞEHİTLERİMİZE RAHMET
Bir anda bütün gönülleri feth ettin
Şehadetinle, yücelikleri kat ettin
Bedri, birlikte “SEKİN”e okuyalım
Milleti, vatan uğrunda “BİR” ettin
Bin yıllık kutlu tarihe uyandık
Malazgirt’te Çanakkale’de şahlandık
Zaferlerle, kahramanları andık
Ey Fethi’m, “gül bahçesini” “GÜR” ettin
Gönlümüzün fatihleri geçiyor
Tarihe yeniden yollar açıyor
Kıyama kalk ey Milet’im; gün senin;
Zalimlere dünyaları “DAR” ettin
Onlar için ölüm, asude bahar
Seferleri, dirilişe; leyl sefer
Vakit, Hakk’a yakın olma vaktidir;
El Hak, cenneti ümmete “YAR “ettin
Hadis, “Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa dahî dünyaya geri dönmeyi arzu etmez. Sadece şehit, gördüğü ileri derecedeki itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya geri dönmeyi ve on defa şehit olmayı ister.”
ŞEHİTLER UÇ BEYLERİ…
Şehitler, birer gül gibi açtılar
Toprağa reyhan kokusu saçtılar
Üçler, yediler, kırklarla uçtular
Dağların nefesinde uç beyleri!
Taşırsın, omuzunda bir yüreği
Yüreğine toprak atan küreği
Kürek beler, kor ateş, son durağı
Yıkanır hevesim gözyaşlarında!
Dayanmaz acılara, sabır derim
Sabır ile dertlere hamd ederim
Bir ömür deryasından, gül çekerim
Koklar şehidimi vatan aşkına!
Anadolu, sen nurdan bir abide
Şüheda ile anılan kaside
Adın yaşar, dokuz asır Yesi’de
Bayrak olur vatan Resul izinde!
Bulut akar üstümden rahmet dolu
Dağlar yüzer aşkından zahmet yolu
Şehitler Tepesinde hikmet kulu
Ordayım der Mehmet’im, nöbetteyim