Bedrettin KELEŞTEMUR

Tarih: 04.10.2024 20:13

ŞEHRİN VEFALI DOSTLARINA SELAM

Facebook Twitter Linked-in

ŞEHRİN VEFALI DOSTLARINA SELAM

Bedrettin KELEŞTİMUR

“Şiir olmasa dünya çöl olurdu”

Hikmet yıkamasa gök kül olurdu

Şiir aşktan doğar, ruhu yükseltir

Aşktan uzaklaşsa arz kül olurdu

 

NİYAZİ YILDIRIM’A

Nil, Tuna, Fırat’ı Türk’ün suyolu

İçinde Oğuz’un yirmi dört boyu

Yürür meydanlarda Horasan gülü

Adım, ‘Niyazi’ destanlar burcunda;

Zafere adanmış, Genç Osman Soyu

İfadem, bir nesli ihya harcında

 

NURETTİN ARDIÇOĞLU’NA

“Nevi şahsına münhasır” şahsiyet

Ulu orta, gösterişlerden uzak

Rüzgâr gibidir, hayat serüveni

Emreder tavrı, ikiliği bozar!

Tarihi kahraman Belek Gazi,

Türk Yurdu Harput’u, ihya gayreti

İnşadır en büyük emeli, yurdu

Nöbetinde, ‘git-geldir Harput Yolu…’

 

FİKRET MEMİŞOĞLU’NA

Fikrimin ışığı, altın yılları

İlhamında, büyür şehrin gülleri

Kurşuni şafaklar, kızıl ötesi…

Ruhumda beslenir, zafer şarkısı

Ezberimdedir, manisi, hoyratı

Tertemiz yürekler, asrın muştusu

 

‘Mermerlerin nabzında’ solur şehir

Ellerde yürek, ’şefkat solur’ şehir!

Memişoğlu’yla, ‘tarih solur’ şehir 

İrfan Ocağı; ‘fazıl solur’ şehir

Sanatta, ‘divan ahengi’ solur şehir

“Olaydı yâr…” hüsnü zan solur şehir

Gayreti, Fikret’imle solur şehir

Ufuklarda, ‘ülküler solur’ şehir

 

AHMET KABAKLI HOCAYA 

Ah desem, şu köhne günler için

Haykırabilsem içimdeki yangın,

Mazlum bakışlara, şefkat türküsü

Erdemli insan, Alperen Yolcusu

Tarihe adını düştüğün vakit;

Kahpe yüzlere dersini verdiğin,

Alnı açık, bir bilge tavrıyla hey!

Bayrağında, sağduyunun kalesi

Ağır yük, omuzlarında bir nesil;

Kelimeler, yağmur serinliğinde

Lisan-ı hal ile temayüz etmiş;

İnce elekten, geçirmiş zamanı

 

SADIK KEMAL TURAL’A

Sadık isminde sıddık kokusu

Açar içimizde bahar muştusu

Derviş gazilere asrın yokuşu

Ilık rüzgâr gibi gönülden eser

Kâmildir, ilminden nasiplenen çok

Kâr ve kisbde olmamıştır gözü tok

 

Töreyle yaşatır ahde vefayı

Ulus vefalıda bulur sefayı

Rüya gibi güzel günler anar

Anılar birer mum içinde yanar

Lâ demez illâ Hak diyen sedayı

 

FETHİ GEMUHLUOĞLU’NA

“Fethi Ağabey” oldu gönüllerin,

Emeği, gülistan oldu, güllerin

Terkisinde, sevgi dolu heybesi

Hırkası, ‘Yunus kokulu’ ellerin

İhlasla yıkanmış, duru dillerin

Gel der, ‘nefis duvarını’ yıkarak

Ebede doğru takvayla akarak

Muhabbet ister, söze hikmet gerek

Ulu bir çınara döndü gölgesi

Hilkati aşk olanında serveti

Lisân-ı hâl ile dolar halveti

Usulü cedittir, ilme daveti

Merhaba derim, ‘asrın muhtarına’

Sevgi dolu yürekle yürüyüşüne

 

ELMAS YILDIRIM’A

Gala’dan Gala’ya köprü kurmuşum

Her iki Gala, yüreğim, can evim

Vatan sevgisi, imanım demişim;

Tutuşturur tüm cihanı alevim!

 

ERHAN SARAÇOĞLU’NA

İsmi ile müsemma er kişi idi

Akif’in ruhaniyeti gezerdi!

Soylu bir sedayla asra haykırır,

Fuzuli’ye ayrı bir gönül bağı

Harput’ta birlikte tarihi yaşar

Çemişgezek’i yüreğinde taşır!

İmam Efendi, Dede Nüzhet iki dost;

Tasavvuf kültürünün derinliği…

 

AHMET TEVFİK OZAN’A

Ayın on beşi, Ocak soğuğunda

Haber salındı, ‘şiir göçtü’ diye

Martılar uçtu, Buzluk Bağlarından,

Efkâr rüzgârı göğüs kafesinden

Toz bulutu gibi çarparak yükselir

Ozanlar yasta, ayrılık yaman hey!

Zaman döner, devran döner, baş döner 

Akşam hüznü, şafak kızıllığında

Nazar eder her söz edep dersinde

 

TÜRK BİRLİĞİNDE

Aklım, fikrim, zikrim, Türk Birliğinde…

Ey hamiyetli insan, ayağa kalk

Rahmet bulutu aksın, dirliğinde…

Büyük ülkülerin bayrağıdır; halk!

İman, ihlas boyası varlığında…

 

ANADOLU’M

Anadolu’m şefkat dili, dost dili

Sakarya ecdadın şahadet dili

Destanlar, masallar, efsanelerle;

Yüreğimin çağrısı, Yunus Dili

Taptuk, Hacı Bektaş, Ahi Evranla;

İl tutmuş, yurt tutmuş gaziler;

Gazi Erenler, Alplar, Alperenler

Manevi harcında, vatanın dili

BEN BİR AĞACIM

Kökleri derinde, ulu ağacım

İnsanoğlu, benden ders alsın derim!

“Üç katlı konakta; sevincim-acım!”

İhtiyar mazim, gençler atim derim

Ne mazisiz, ne ati ’siz yaşarım!

Ey insanım, ‘mazi ve ati iki kanadımız’

Huzurla, güvenle, büyük bir ihlasla;

“Gelecek bizim, elbet bizim!” diyebilmeliyiz!

 

TÜRKİYE-AZERBAYCAN

Aynı keder, sevinci paylaşırız

Zor günlerde birlikte eyleşiriz

Ezelden ebede emelimiz bir

Rüzgârla dalgalar, ay-yıldızım bir

Bedri, köklü ağacın iki dalı;

Azerbaycan can, Türkiye’m can suyun!

Yeryüzünde ne güzel yer beğenmiş

Can siparane birbirine kalkan

Aynı ülküye; Turan Yoluna hey!

Ne de güzel yakışmış birbirine


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —