ŞİİR AKŞAMI OLUNCA…
Bedrettin KELEŞTİMUR
(Sadık Kemal Tural’a…)
“Şiir olmasa dünya çöl olurdu”
Hikmet yıkamasa gök kül olurdu
Şiir aşktan doğar, ruhu yükseltir
Aşktan uzaklaşsa arz zül olurdu
ŞİİR
Şiire, ‘nutku ilahi’ deriz biz
Kalbe ilham doğar, mutmain olur
Sözün sanatı, zarifi deriz biz,
Gönül çağlayanında emin olur
ŞİİR AKŞAMI
Gönül mızrabını çal, nesrin bittiği yerde
Şairleri haykırsın bu milletin her yerde
Şiir gecesi bugün, Mezire’de düğün var
Mısraların dilinde, ‘ülkü’ kalmasın yerde
ŞİİR HASBİHALDİR
Şiir, hasbihaldir
Hal ehli ile kelâmdır
İlham kaynağı gönüllerde,
Rahmet damlalarıyla maveradan,
Cümle âleme bir esintidir
Şiirde, hikmet var!
Sözün selâmı, selâmeti, hayratı
Bir içli nağmede hoyratı
Şiir, aşk nehri, sevda nehri
Her insan bir âlem
Âlemin rıhtımında hak ereni,
Gönül gözüyle görür mualla şehri...
ŞİİR NEDİR?
Şiir nedir, sırrını bilen var mı?
İhlas ile gönlüne dönen var mı?
İlim, Hikmet, İhsan, Marifet Yolu;
Resul Yolunda, “Hasan” olan var mı?
ŞİİRDE
Şiir de, uhrevi bir esinti var
Nefisle gönül arasında duvar!
Kalbin ritminde yürür bir şehsüvar
Sır gibi saklı bütün hülyalarım
ŞİİRİN KAYNAĞI
Şiirin kaynağı Rabbimden ilham!
Marifet dünyasında gezinmendir
Mısralar, gönüllerin dilekçesi
Sözle, hafızalarda gezinmendir
ŞİİR KEDERLE YAZILIR
Gül, dikeniyle sevilir
Şiir, kederle yazılır
Dünya zehrini içirir
Gamsız geçen bir ömre yan
ŞİİR VE ŞAİR
Resul’ün hırkasını taşır, şair
“Şiirde hikmet gibidir” der, Resul
Anladım, “sanat Allah’ı aramak…”
Bildim, “çelik çomak işimiş, sair…”
Şiir, dua gibi süzülür gönlümden
Hikmet pınarı gibi kaynar özümden
İlham kaynağı gibi taşar özümden
ŞİİR ÜZERİNE
Şiir, duygu pınarı, sevda ile içilir
Raks eder kelimeler, bir gül gibi açılır
Mısralar kanatlanır, maveralar geçilir
Muhabbet sofrasında, zevkten, hevadan kaçılır
Perde ötesi sırlar, mısralar saçılır
Şair laleye benzer, dikenlikte seçilir
Bir değil, bin prova, hasret ile biçilir
Dil, okyanusta mercan, nefes olur uçulur
Sözü, namus bilirim, ses, ahenkle ölçülür.
ŞİİR
Şiir, aklın, gönlün, vicdanın sesi
Öz ile tartıya alma, ‘hevesi…’
Kanayan yüreğime, ‘merhem’ olur
Söz bulutu, ilham yağmuru, ‘nefesi’
HAZAR’DA…
Küçük Hazar’dan Büyük Hazar’a,
Su gider, türkü gider, gönül gider
Türk’e bayrak olacak, hilal gider
Birlik ruhunu tutuştur, Hazar’da;
“Dil’de, İş’te, Fikir’de Birlik” gider
Elâzığ’dan; ‘bir büyük ülkü’ gider,
Kızılelma’ya hey… Kızılelma’ya
Asırların boyası, Turan gider
ŞİİR MISRA MISRA
Kâinatın nefesi, ilham verir
El hak, yerler- gökler zikir halinde
Göz, kulak, kalp; insana burhan verir
Şiir, mısra mısra şükür dilinde
ŞİİRE, NUTKU İLAHİ DERİZ
Şiire, ‘nutku ilahi’ deriz biz…
Hikmeti, Huda’dan rahmet dileriz
Sabır ve sükûta erdemli çağrı;
Söz incilerini infak ederiz…
ŞİİRİSTAN BİZE
Kâinat şiir, şiiristan bize
İnsan kâinatın özü serveti
Şiir diliyle alırsan halveti,
Nisan yağmuru gibi rahmet bize
ŞİİRE SANATA SUSADIM
Şiire sanata susadım beyler / İlham rüzgârları eşsin dilerim / Yürekten yüreğe söz konsun beyler
Hazar’a köprüler konsun dilerim / Şairler, bilgeler geçsin dilerim