Bedrettin KELEŞTEMUR


SURİYE ÜZERİNE

FİKİR BAHÇESİ


SURİYE ÜZERİNE

Bedrettin KELEŞTİMUR

Antalya Diplomasi Forumu’nda Jeffrey Sachs tarafından Ortadoğu ve Suriye üzerinde tarihe kaynak düşülecek önemli bir konuşma üzerinde durulmalıdır. 

Jeffrey David Sachs kimdir? 

Kendileri, Amerikalı bir ekonomisttir.

Jeffrey David Sachs, “Latin Amerika, Doğu Avrupa, Eski Yugoslavya, Eski SSCB ve Afrika hükümetlerine ekonomik danışmanlıklarda yapan bir akademisyendir.”

Jeffrey David Sachs, halen Columbia Üniversitesi’nde Earth İnstitute (Dünya Enstitüsü) başkanı ve profesördür. Sachs, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un ve ondan önce de Kofi Annan’ın özel danışmanlığını yapmıştır. 

Jeffrey David Sachs, “BM Milenyum Projesi’nin direktörüdür. Yoksulluğun azaltılması, borçların silinmesi, hastalıkların kontrol altına alınması gibi konularda uluslararası çalışmalarıyla bilinir”

Jeffrey, TİME tarafından açıklanan Dünyanın en etkili kişileri listesine birden çok defa giren tek akademisyen tarafından bilinmektedir. 

O sebepledir ki, bir Amerikan vatandaşı, dünyaca da bilinen bir Akademisyen olması hasebiyle; Antalya Diplomasi Forumu’ndaki konuşmaları…” okunmalıdır.

Jeffrey David Sachs’in, konuşmaları şöyle;

“Bu savaş, Washington’dan çıktı. Beşar Esad’dan kaynaklanmadı. 2011 yılında Beşar Esad’ı devirmek için karar alındı. Aslında bu karar İsrail’den çıktı. Bu İsrail hükümetinin 25 yılı aşkın süredir taşıdığı bir arzuydu. Netanyahu ’nun fikri, Ortadoğu’yu İsrail’in isteğine göre şekillendirmekti. İsrail’e karşı olan her hükümeti devirmek Bu konuda CİA ve ABD hükümeti dostuydu. Yani savaş, Esad baskısından veya diktatörlüğünden kaynaklanmadı. Bu savaş 2011 yılında Esad’ı devirmek için Başkan Obama’nın verdiği bir emirle başladı. Bu programın bir adı da vardı; Operation Timber Sycamore. 

ABD, bu bölgedeki diğer ülkelerle birlikte isyancıları eğitti. Şu anda iktidarı ele geçirenlerde dâhil olmak üzere rejimi devirmek için özellikle cihatçıları eğitti. Bu bir kaos yarattı. 14 yıl süren savaşta Suriye’de 600 bin kişi hayatını kaybetti. Bu savaşın sonucu, CIA’nın 2011’de istediği şeydi. 

ABD’nin silahlandırdığı cihatçı bir grubun Suriye’de iktidara gelmesi! Bu net şekilde söylemek istememin şu; nedeni Bu bölgede gerçek diplomasiden değil de, CİA operasyonlarından kaynaklanan kamu diplomasisi sona ermedikçe barış olmayacak. Ve İsrail, tüm Ortadoğu’yu askerleştirmeye son vermedikçe barış gelmeyecek. Çünkü Suriye savaşı İsrail’in teşvik ettiği altı savaşın sadece bir tanesi. Diğerleri Lübnan, Irak, Libya, Somali ve Sudan’da, Aslında bu liste bizde vardı. Wesley Clark, 2011 yılında Pentagon’dan bir kâğıtla bilgilendirilmişti. Amaç 5 yıl içerisinde 7 savaş çıkarmaktı. Netanyahu ‘nun büyük üzüntüsüne rağmen gerçekleşmeyen tek savaş İran’la olandı. İsrail hala bu savaşı kışkırtmaya çalışıyor. Yani Suriye savaşı bölgesel bir trajedinin parçası! 

Gazze, Batı Şeria, Lübnan, Suriye, Irak, Sudan, Güney Sudan ve Libya’da trajedi var. Bunların hepsinde ABD hükümeti ve müttefiki İsrail sorumludur. Çünkü bu savaşların hiçbiri olmak zorunda değildi. Bunların hepsi tercih savaşıydı. Hepsi rejim değiştirme operasyonları fikrinden doğdu. ABD hangi ülkede hani rejimin olacağına karar verecekti. Eğer dış emperyal güçler, örneğin ABD, bu bölgede şartlarını dikte etmeye devam ederse asla barış olmayacak. Barışın tek yolu, bu bölgenin geleceğine kendisinin karar vermesidir. Dış güçler değil. Ve İsrail bu savaşları tek başına yürütemez. Bunlar Amerikan savaşlarıdır. ABD finansmanını sağlar. Askeri desteği verir, deniz desteği verir, İstihbarat operasyonları sağlar. Mühimmat sağlar. İsrail, ABD’nin desteği olmadan bir gün bile savaşamaz. ABD’nin desteği olmadan İsrail’in Gazze soykırımı mümkün değil. 

Sadece siyasi değil, doğrudan ve günlük operasyonel işbirliğinden bahsediyorum. Bu savaş sona ermeli. Bu bölge 100 yıldır bölünmüş durumda önce Britanya, sonra ABD tarafından… Ve bu hale devam ediyor. Hemen yanımızda bugün bile insanlar umarsızca, pervasızca öldürülüyor. Çünkü ABD bu işin araçlarını sağlıyor. İşte Suriye’de olanda budur. 

ABD tarafsız mı? Hiç sanmıyorum ABD bu işin baş aktörüdür. Bu arada şahsen biliyorum. 2012’de BM Genel Sekreteri Annan’ı, Suriye’de Barış için özel elçi olarak atamıştı. Annan’ı çok severdim. Ben Ki-Moon’u da, ikisiyle de çalıştım. Annan 2012’de bir antlaşma ayarladı. Suriye’de Barış için bir antlaşma yaptı. Peki, neden gerçekleşmedi? Tüm taraflar barışa razı olmuştu. Sadece bir tanesi hariç! Kelimenin tam anlamıyla sadece bir ülke, Amerika Birleşik Devletleri…ABD dedi ki, Beşar Esad gitmedikçe sürece barış olmayacak! Diğer taraflar, “hayır bu şekilde belirleyemezsiniz. Belki bir süreç olur, belki seçimler yapılır” dedi. Belki 2 yıl, belki 3 yıl sürecek bir geçiş dönemi olur. ABD dedi ki, Hayır, Esad ilk gün gitmeli, yoksa engelleriz. Ve bu yüzden Annan, bir barış anlaşması müzakere etmiş olmasına rağmen görevinden istifa etti. O zamandan bu yana 500 bin kişi öldü. Bu tür suçların normalleşmesine izin vermemeliyiz. Bu bölge 30 yıldır aralıksız savaş halinde Aslında bence en az 57 yıldır. Yani 6 gün savaşından beri. Çünkü uluslararası hukukun dürüst bir muhasebesi yapılmadı. Dürüst diplomasi olmadı. Sürekli bir askerileşme süreci yaşandı. Ve biz bu bölgede derhal barışı sağlayabiliriz. Bence tek gereken şey, ABD’nin, Filistin’in BM’nin 194. Üye devleti olmasını veto etmesini bırakmasıdır. Bu temelde bölgenin tamamını normalleştirecek ve bu savaşlar sona erecektir. Ancak İsrail, ABD politikasını kontrol ediyor. Ve diyor ki, Hayır daha büyük İsrail istiyoruz. Suriye’de istiyor, Lübnan’da istiyor, Batı Şeria’da istiyor, Doğu Kudüs’te istiyor. Gazze’de istiyor. Ve bu bitmedikçe barış olmayacak. ABD tarafsız mı? Elbette hayır. Bu savaşın en büyük faili 14 yıldır ABD’dir.” 

Sizlere, 14 yılın hikâyesi… Bu hikâye artık kendi doğru mecrasına taşınmalıdır. Kendi tarihi kökleri üzerinde şekillenen bir politika istemek, Ortadoğu’nun ve bu Coğrafya insanının en tabii hakkıdır. Sürekli çiğnendi/ veya hala çiğnenmekte… Bizlerde artık, bu coğrafyaya; “kalıcı ve istikrarlı barış gelmeli…”