TEBESSÜM, İNSANDA BAHAR SICAKLIĞI…
Bedrettin KELEŞTİMUR
Ne güzel/ nezih/ ulvi bir dinimiz var; “tebessüm sadaka…” diyor, bizlere
Sadakatle birlikte anılır, dinimiz… Nefesi zayi etme bir dakika; zikret, iyilikle anılır adın!
Bir şiirimizde şöyle sesleniriz,
“Tebessümü öğren, öfken dağılır
Bulut, rahmet rahmet arza sağılır
Bu baş, hakka boyun büker, eğilir
Şefkate bezenmiş, yürek yürüsün
Huzura çağıran, seda yürüsün…”
Güne tebessümle uyanalım… Karşımızdaki insanımıza, ‘huzur, güven ve moral kaynağı olalım!’
Necip Fazıl Kısakürek bir şiirinde;
“Bu dünyada renk, nakış, lezzet ne varsa küstüm
Gözlerimde son marifet, Azrail’e tebessüm!”
En zor anımızda, ‘ruhu dinlendiren tebessümle…’ göz pınarlarından, ışıl ışıl rahmet aksın!
Hadis, “(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. Din kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibaret bile olsa hiçbir iyiliği küçümseme…”
Olabiliyorsanız, ‘meyve veren iyilik ağacı olunuz’
Hz. Ali (kv), “Gülmek, Allah’ın insanlara verdiği hediyelerin en kıymetlisi, en latifidir. Her aptal, her zalim ağlatabilir fakat onları güldürmek kolay değildir!”
Güneş büyük bir tebessümle doğar… Işığını adaletle dağıta dağıta yol alır. Işığını asla kıskanmaz!
Victor Hugo, “Gülmek bir güneştir, insanın yüzünden hüzün ve keder kışını defeder!”
“Tebessüm” ile ilgili bir dörtlüğümüzde şöyle sesleniriz;
“Dostlara selâm, günleriniz aydın
Bir bahar serinliğinde tebessüm
Gül bahçesinde goncalar, apaydın
Açsın gönül dünyanıza tebessüm”
Burada hemen şunu ifade edebilirim. “Bütün insanlar aynı dilde tebessüm eder!” O halde, tebessüm için bizler, ‘evrensel bir dil de…’ diyebiliriz.
Hz. Ali (kv), “Kalpler de bedenler gibi yorulur, onları hikmetli sözlerle dinlendirin, şaka yapan yaşlanmaz!” Bu milletin mizah kültüründe ilk gelen isim, bir gönül insanı olarak da bildiğimiz, Nasrettin Hocadır…
Hz. Süleyman, “İnsanlar için en güzel hediye, hiçbir masrafa ihtiyaç göstermeyen tatlı gülümseyiştir.”
Her zaman, her işimizde, ‘mutedil bir yolu…’ tercih edeceğiz. Aşırılıklar bizim harcımız değil! İnsncımız, “vasat ümmetten/ veya orta yoldan…” söz eder. Aman ha, ‘ölçüyü kaçırmayalım’
Konfüçyüs, “Güler yüzlü olmayan bir kişi, dükkân açmamalıdır!”
Birçok dost, ‘aman ha, bana sıkıntı anlatma!’ der.
Gecenin karanlığı ile aydınlık bir olur mu?
Kışın soğuğu/ veya ayazı ile baharın tatlı esintisi bir olur mu?
Ecdat, “her gecenin bir sabahı/ her kışın da bir baharı vardır!” sözleriyle birlikte, ‘geleceğiniz aydınlık olsun…’ niyazında bulunurlar.
S. Chamfor, Kaybolan gün, hiç gülmeden geçen gündür!”
Çok defa başımızı yastığa koyduğumuzda düşünmüşümdür, ‘tebessüm etmediğimiz günlerde maalesef aynalardan kaçmışızdır’
Abese Suresi 38-39.ncu ayetlerde şöyle buyrulur; “yüzler vardır, o gün pırıl pırıldır. Güleçtir, sevinçlidir!” Sürekli tebessüm eden yüzlere, ‘cennet nişanı düşer’
Bizlerin en fazla sakınacağı husus, ‘insanları aşağılama/ veya alay etmedir’
Zuhruf Suresi 47.nci ayette şöyle buyrulur; “Fakat Musa apaçık delillerimizle karşılarına çıkınca onlar, bu mucizelerle alay edip gülmeye başladılar!”
Hz. Mevlana, “Bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, neye güldüğünden ise zekâsını ve seviyesini anlarsınız!”
Bazı kavramlar vardır ki, bizler için de önemli ölçüde tartıdır, tebessümle birlikte vakarımızı ve de edebimizi/ adabımızı koruyacağız. Sabır ve tevazu ökçesi üzerinde kibirlenmeden yürüyeceğiz!
Gurbettir bizlere şu fani âlem/ Seyyah-ı fakirin gönlünde sevgi/ Aşk ile hikmet deryasına selâm/ Erdemli bakışta, Huda'ya övgü… “Hamd/ bütün övgüler O’na mahsustur!” (Sebe Suresi 1.)
Ey dostlar, şu kâinatta; Sabır, belki en zor imtihan bize/ İhlasla yürüyen nedim can bize/ Gül dalına baktın, her yanı diken/ Acıyla damardan akan kan bize… Öyle ki, “tebessüm, kana en hızlı karışan ilaçtır’!”
Lev Tolstoy, “Güzel bir gülüş, karanlık bir eve giren güneş ışığına benzer!” Güzellikler, erdemlikler, iyilikler ikliminde yürüyelim… İnsanımıza, yol açalım!
Çarşıda, pazarda, sokakta, hastahane de, bir kamu kuruluşunda en fazla, ‘tebessüm eden yüzlere dikkat ederim’ O yüzler, gönül dünyanıza merhaba diyebilen sihirli birer anahtar gibidir.
Hz. Mevlana, “Gözyaşının bile görevi varmış; ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış!”
Tebessüm eden yüzler sizlere bir bakıma, ‘huzur, güven, moral, sulhu aşılar…’
Yazımızı Dursun Aksoy kardeşimizin şiiriyle noktalayalım;
“Tebessüm baldan şerbet
İnsan için bir iksir
Güler yüz gibisi yok
Baldan şerbettir tebessüm
Derde ilaç dermandır
Muhtaçtır ona insan
Güler yüz gibisi yok
Baldan şerbettir tebessüm”