ÜÇ ARALIK ENGELLİLER GÜNÜ!
Bedrettin KELEŞTİMUR
Sözüme engellilere ithaf ettiğimi ‘Akrostiş’ bir şiir ile başlamak istiyorum;
“Emanetsin, yüreğimdeki ses gibi
Nefes alışımda solurum seni
Gel, beyaz gül kırmızı gül gibi
Elif olur tozar, bulurum seni
Lakin kıyamda bir saf dağlar gibi
Lütfet gönüllerde okurum seni
İçimdeki yıldızlar sevgi yağmuru…”
Dökülür, ‘gonca gül’ ırmaklar gibi
Suyla gelen efsanelerim de;
Işığımsın, kaynağın Anadolu…
Türk’ün yüreği şefkatle anılır…
Şirazlı Sadi’ye soruyorlar, insan(hayat) nedir diye?
Hafızalara bir nakış gibi işlenecek şekilde, insanı ve hayatı en iyi şekilde tarif eden şu cevap veriyorlar; “Yek katre-i hûnest hezar endişe” Yani, “Bir damla kan binlerce endişe”
Bir dörtlükte,
“Yâre varmak hoştur amma.
Yaren olmak başkadır başka
Ateş olmak hoştur amma
Yanık olmak başkadır, başka!”
Buraya kadar, bütün çabamız insanı tarif gayretindeydi.
O gayret bizleri kendimizi ve dışımızdaki dünyayı elbette ki, tanıma ve anlama fırsatını ve de ferasetini verecektir.
Bizleri korkutan, göz körlüğü değil, gönüllerin körlüğüdür.
Bizleri ürküten insan mizacının sertliği değil, kalplerin katılığıdır.
Bir söz vardır; “Halden bilen âlim, halden bilmeyen zalim” diye!
İnsanına ve milletine hizmet, o insanı yüceltir; milletine efendi yapar.
3 Aralık Tarihi, ENGELLİLER GÜNÜ!
Güzel bir söz vardır, “Özünü bilir isen, özürden kurtulursun”
Öncelikle özümüzü ve sözümüzü bilmeliyiz.
Bizim parçamız, bize ait olan insanımızın dertlerine hemhal olarak, onlarla hayatı paylaşmalıyız. Paylaşmak, ‘dertlere ve dertlilere doktor’ acılara ise bir bakıma en özge tedavidir.
Dinimiz, örfümüz ve aklımız öyle hassas teraziler kurmuştur ki,
‘Engelliye asıl şefkatle örülen bir hayat yolunu’ çizmiştir.
Hadis; “Körlük, günahların mağfiret edilmesini sağlar;
Sağırlık da günahların affedilmesine sebeptir.
“Cesetten eksik olan her aza, kendi ölçüsünde, günahların affına netice verir” (Ramuzu’l hadis)
Bu hadiste, sakat mü’minler için büyük bir müjde, kurtuluş ve teselli vardır.
İnsan, “yaratılanların en şereflisidir!”
İnsan, “Cenab-ı Hakk’ın yeryüzündeki halifesidir!”
Önceliğimiz nedir?
Keban’ın Nimri Köyü’nden, “Nimri Dede’nin o meşhur Şiiri”
“İkilik kirini içimden atıp
Özde ben bir insan olmaya geldim”
Artık günümüz Türkiye’sinde;
Yürüdüğümüz kaldırımlarda, alışveriş merkezlerinde,
Kamu kurum ve kuruluşlarında, öyle ki, ‘kentsel dönüşüm projelerinde’
Engelli vatandaşlarımız için belli standartlar getirilmeye başlanmıştır.
Şunu hemen ifade edelim; “En büyük engel sevgisizliktir!”
Hayata yürümeyi, ‘engelliden…’ onun ruh dünyasından öğreneceksin”
Ecdat, “Ne oldum değil, ne olacağım demeli…”
Otur düşün, “Hiçbir engel Allah’a kul olmaya engel değildir!”
Göz, gönül, ufuk, basirette açık olmalıdır…
Tekrar ifade ediyoruz, “Asıl körlük cehalettir!”
Sabırla, gayretle, hamiyetle, ‘sevgiye/ gönüllere…’ yürüyeceğiz!
Şefkatle, merhametle, aşkla, ‘engelleri aşacağız’
Bozkır Anadolu’da birlikte yaşayacağız…
Birlikte… Işığa, aydınlığa yürüyeceğiz!
Tıpkı Belh ’ten, Buhara’dan, Ahlat’tan;
Sevda erenlerine merhabalar…
Merhaba, ‘şefkatle dokunanlara…
Kaleme, kalemin çizdiği nakışlara…
Merhaba, ‘gönülden kopan…’ alkışlara…
Bugün yüreğimizde ki alkışları, “hayata koşanlaradır!”
03 Aralık Tarihi- Engelliler Günü…
İnsan, “yaratılanların en şereflisidir!”
İnsan, “Cenab-ı Hakk’ın yeryüzündeki halifesidir!”
Önceliğimiz nedir?
Keban’ın Nimri Köyü’nden, “Nimri Dede’nin o meşhur Şiiri”
“İkilik kirini içimden atıp
Özde ben bir insan olmaya geldim
Taht kuralı ariflerin gönlünde
Sözde ben bir insan olmaya geldim!”
Her ne olursa olsun, ‘insanın önünde’ engel tanımıyorum!
Bizim aklımız, irademiz, gayretimiz, niyet ve amelimiz; “Başarıya…” odaklanmalıdır.
Türkiye’mizde ve Dünyada büyük başarılara imza atan ‘görme engelliler…’
“Cemil Meriç, Metin Şentürk, Âşık Veysel, Lokman Ayva,
Art Tatum, Steyie Wonder, Andrea Bocelli, Gültekin Yazgan…”
Bütün bu isimler, ‘saygı duyduğumuz isimlerdir’
Onlar, dönemlerinde derin izler bırakan başarılarıyla anıldılar.
Başarının yolu nedir derseniz?
Tek kelime ile ifade edelim; “inanmaktır!”
Emerson, “Her eylemin atası düşüncedir!”
“Düşünmek!” Kur’an dilidir.
Hud Suresi 30. Ayette, “Hiç düşünmez misiniz?”